Türk-İş'in eylül verilerine göre açlık sınırı 13 bin 334 liraya çıktı.
Yoksulluk sınırıysa, 43 bin 433 liraya yükseldi.
Bekâr bir çalışanın 'yaşama maliyeti' de aylık, 17 bin 336 TL olarak hesaplandı.
Bir milletvekili maaşı: 73 bin 379 TL
Emekli vekil maaşı: 51 bin TL
Emekli maaşı: 7.500 TL
Bu tablo üzerine söylenecek tek bir cümle var: ALLAH'TAN KORKMUYOR MUSUNUZ?
7.500 TL emekli maaşı alan bir Türk vatandaşı, aynı para ile kirasını ödese geriye hangi kalan para ile ne alacak?
Bu konuda gerek iktidar ve gerek muhalefet aynı oranda sorumludur.
73 bin TL alan bir milletvekilinin, parlamentoda kaldığı süre içinde hangi garibanın işini çözeceğine inanıyorsunuz?
Yok böyle bir şey, diyen varsa da yalan konuşuyor.
1969 yılında bir asgari ücretle, 33 çeyrek altın alınabiliyordu.
1970 yılında ise, bu oran 33'e inmesine karşın, yine de çok yüksek bir alım gücü söz konusuydu.
2003 yılına gelindiğinde ise bu sefer de bir asgari ücretle 14.5 çeyrek altın alınabiliyordu.
Günümüze geldiğimizde tam bir facia ile karşı karşıyayız!
Çalışan bir işçinin aldığı asgari ücretle ancak 4 çeyrek altın alınabiliyor.
Peki, bir emekli aldığı maşla kaç çeyrek altın alabiliyor?
3 adet alabiliyor.
İşte içerisinde bulunduğumuz ekonomik çöküntüye bakıldığında, 1969 yılına oranla 10 kat daha fazla ekonomik krizin içinde olduğumuz sonucu ortaya çıkmıyor mu?
Hani sürekli eskileri eleştirirdik.
O tarihlerde bir fındık veya tütün üreticisi, bir yıllık emeğinin karşılığında elde ettiği gelirle, hem çocuğunu evlendirir hem de kalanla para ile ev bark yapardı.
"Neredeeen nereye" diyorlar ya, gerçekten doğru!
"Hayaldi gerçek oldu" deniliyor ya, vallahi doğru.
Bu kadar berbat bir dönemi hiç kimse hayal bile edemezdi.
Hayal edilemeyenlerin hepsi bu dönemde gerçek oldu.
İş bilmez bir siyasetle bundan sonra devam etme kararı verecek olan millete de, söylenecek tek bir kelam bile yoktur.
Kendim ettim kendim buldum. Gül gibi sararıp soldum.
Böyle diyordu Neşat Ertaş üstat.
Bugün her ne yaşanıyor ve yaşıyorsanız, bunu siz istediğiniz içindir!
Çözüm için bir kerecik olsun hakikati haykırana kulak verilmiş olsaydı, yemin olsun bugün dünya lideri biz olurduk.
Haydar Baş'ın ortaya koyduğu bilimsel ve ilmi değerdeki "Milli Ekonomi Modeli" Türkiye için daima bir şans ve fırsat olarak siyasetin tam merkezinde yer almaktadır.
Kim Atatürk'ü seviyor ve millete hizmet için, "Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır" diyorsa, onun yeri Hüseyin Baş'ın durduğu 'tam bağımsız Türkiye' noktasıdır.
- Yalan üreteceğinize motor üretin! / 03.10.2025
- ‘Amerika’ adı Türklere aittir / 30.09.2025
- Dünyaya gelmiş en büyük lider: Mustafa Kemal ATATÜRK / 29.09.2025
- Devlet gibi davranın, bu işi çözün! / 26.09.2025
- Bence Bahçeli erken seçim kararı alacak / 25.09.2025
- Ver madeni al koltuğu / 24.09.2025
- Atatürk’e dönülmezse, Türkiye işgal edilir! / 23.09.2025
- Savaştan daha büyük tehlike kapımızda! / 22.09.2025
- ‘Türk’ adını Allah koymuştur / 17.09.2025