Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'e düşmanlık, Allah'a düşmanlıktır!
Cumhuriyeti kuran Atatürk'e düşmanlık, İslam'a düşmanlıktır.
Cumhuriyet okullarında okutulan andımızın kaldırılmasını ise, tam anlamıyla bu bağlamda değerlendirmek gerekir.
Ülkemizdeki ilköğretim okullarında 1933-2013 yılları arasında her sabah öğrencilere bir tören ile okutulmuş olan bağlılık yeminidir.
Aziz Türk milletinin genç dimağlarına aktarılan muhteşem bir manifestoydu.
Ulus devletimizin yüksek değerlerinin her bir Türk çocuğuna aktarılması ve içselleştirilmesinin bir aracı olarak işlev görmüştü bu ant.
Metin, 1933 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından kaleme alınmıştır.
1933 senesinin 23 Nisan kutlamalarında bizzat kendisi tarafından Ankara'da bir törende toplanan çocuklara hep bir ağızdan söylettirilmişti.
Ülkemizde bu yemin metninin bir tören ile öğrencilere okutulması, ulusal değerleri yücelten bir eğitim anlayışının bir parçası olarak değerlendirilmiştir.
Andımız, bir önceki çözüm süreci kapsamında yapılan yasal değişikliklerle, 2013'te Türkiye'de okullarda okunması uygulamasına son verilmişti.
Peki, verildi de ne oldu?
Sorunlar çözüldü mü?
Türkiye zenginleşti mi?
Uluslararası arenada itibarımız mı arttı?
Her bir bireye zırh gibi ulusal bir kimlik kazandıran bu andımızın kaldırılmasından sonra ne mi oldu?
Uyuşturucu madde bağımlılığı, işte bu kimliksiz bir nesil yetiştirilmeye başlanması ile tavan yapmıştır.
Ne olduğunu, nereye ve hangi millete ait olduğunu bilemeyen nesiller, adeta bir sürü gibi okullardan mezun edilmeye başlandı.
Biz Türk'üz! Bu kimliğimiz sayesinde hayatta kalmayı becerebilmiş bir milletiz.
Türk olmak bir ayrıcalıktır ve ne mutlu ki, hepimizin adına, TÜRK denmiştir.
Aynı zamanda İslam'a en büyük hizmeti yapmış olan bir millet olma özelliğimizde vardır.
Saçma sapan gerekçelerle okullardan kaldırılan andımızın yeniden geri getirilmesi ve her sabah geleceğimizin teminatı Türk çocuklarına okutulması için, ilk kampanya yazısını ben başlatıyorum.
Haydi, bu muhteşem andımızı yeniden ve gür bir sesle okuyalım:
Türk'üm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem: Küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türk'üm diyene!
Cumhuriyeti kuran Atatürk'e düşmanlık, İslam'a düşmanlıktır.
Cumhuriyet okullarında okutulan andımızın kaldırılmasını ise, tam anlamıyla bu bağlamda değerlendirmek gerekir.
Ülkemizdeki ilköğretim okullarında 1933-2013 yılları arasında her sabah öğrencilere bir tören ile okutulmuş olan bağlılık yeminidir.
Aziz Türk milletinin genç dimağlarına aktarılan muhteşem bir manifestoydu.
Ulus devletimizin yüksek değerlerinin her bir Türk çocuğuna aktarılması ve içselleştirilmesinin bir aracı olarak işlev görmüştü bu ant.
Metin, 1933 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından kaleme alınmıştır.
1933 senesinin 23 Nisan kutlamalarında bizzat kendisi tarafından Ankara'da bir törende toplanan çocuklara hep bir ağızdan söylettirilmişti.
Ülkemizde bu yemin metninin bir tören ile öğrencilere okutulması, ulusal değerleri yücelten bir eğitim anlayışının bir parçası olarak değerlendirilmiştir.
Andımız, bir önceki çözüm süreci kapsamında yapılan yasal değişikliklerle, 2013'te Türkiye'de okullarda okunması uygulamasına son verilmişti.
Peki, verildi de ne oldu?
Sorunlar çözüldü mü?
Türkiye zenginleşti mi?
Uluslararası arenada itibarımız mı arttı?
Her bir bireye zırh gibi ulusal bir kimlik kazandıran bu andımızın kaldırılmasından sonra ne mi oldu?
Uyuşturucu madde bağımlılığı, işte bu kimliksiz bir nesil yetiştirilmeye başlanması ile tavan yapmıştır.
Ne olduğunu, nereye ve hangi millete ait olduğunu bilemeyen nesiller, adeta bir sürü gibi okullardan mezun edilmeye başlandı.
Biz Türk'üz! Bu kimliğimiz sayesinde hayatta kalmayı becerebilmiş bir milletiz.
Türk olmak bir ayrıcalıktır ve ne mutlu ki, hepimizin adına, TÜRK denmiştir.
Aynı zamanda İslam'a en büyük hizmeti yapmış olan bir millet olma özelliğimizde vardır.
Saçma sapan gerekçelerle okullardan kaldırılan andımızın yeniden geri getirilmesi ve her sabah geleceğimizin teminatı Türk çocuklarına okutulması için, ilk kampanya yazısını ben başlatıyorum.
Haydi, bu muhteşem andımızı yeniden ve gür bir sesle okuyalım:
Türk'üm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem: Küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türk'üm diyene!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hacı Gaydan / diğer yazıları
- Andımız yeniden okutulmalı / 13.10.2025
- Şerefsiz, alçak ‘biji Apo’ / 10.10.2025
- 2026’da asgari ücretli dilenecek / 06.10.2025
- Yalan üreteceğinize motor üretin! / 03.10.2025
- ‘Amerika’ adı Türklere aittir / 30.09.2025
- Dünyaya gelmiş en büyük lider: Mustafa Kemal ATATÜRK / 29.09.2025
- Devlet gibi davranın, bu işi çözün! / 26.09.2025
- Bence Bahçeli erken seçim kararı alacak / 25.09.2025
- Ver madeni al koltuğu / 24.09.2025
- Atatürk’e dönülmezse, Türkiye işgal edilir! / 23.09.2025
- Şerefsiz, alçak ‘biji Apo’ / 10.10.2025
- 2026’da asgari ücretli dilenecek / 06.10.2025
- Yalan üreteceğinize motor üretin! / 03.10.2025
- ‘Amerika’ adı Türklere aittir / 30.09.2025
- Dünyaya gelmiş en büyük lider: Mustafa Kemal ATATÜRK / 29.09.2025
- Devlet gibi davranın, bu işi çözün! / 26.09.2025
- Bence Bahçeli erken seçim kararı alacak / 25.09.2025
- Ver madeni al koltuğu / 24.09.2025
- Atatürk’e dönülmezse, Türkiye işgal edilir! / 23.09.2025