Dün, özetle kapitalist sistemin gereği olarak insanlar günlük temel ihtiyaçlarını bile karşılayamadıkları için kadınlar iş hayatına itildi, çalışmak zorunda bırakıldı, demiştik.
Bu mecburiyetin kısaca tarihi seyrine bakarsak, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da erkek nüfusunun azalmasıyla Avrupalı iş adamları iş gücü açığını kapatmak için kadına yöneldiler.
Takip eden yıllarda sanayi devriminin gerçekleşmesi, bu iş gücü açığını iyice arttırdı. Haliyle sanayiciler kadına yöneldiler.
Kadınların çalışkanlıkları, işlerindeki titizlikleri, istek ve taleplerinin azlığı ve bazı özel sebeplerden ötürü patronlar tercihlerini kadın işçi çalıştırmaktan yana kullandılar.
Kadınların ihtiyaçtan doğan iş hayatına girişleri zamanla ihtirasa dönüştü. Çalışmayan veya çalışmak istemeyen kadına farklı bir imaj çizildi, değişik adlandırmalar yapıldı.
* * *
Çalışmak zorunda bırakılan kadın, devletin en temel kurumu olan aileyi derinden sarstı. Annenin çalışmak zorunda bırakılması nedeniyle gerek iş ortamında, gerekse aile ortamında ve de toplum yapısında değişik sorunlar baş göstermeye başladı.
Bugün evlenme yaşı 30'lara doğru gidiyorsa, boşanmalar, evlenme rakamlarını geçmiş ise her gün kadın cinayet haberleri izliyorsak, milli ve manevi değerlerinden yoksun, başıboş, sorumsuz bir nesil ortaya çıkmış ise bunun temelinin iyi analiz edilmesi lazımdır.
Eğer bu analiz objektif olarak yapılırsa, Prof. Dr. Haydar Baş'ın 30 yıl önce vurguladığı şu gerçeğe ulaşılır:
Sayın Baş şöyle diyordu; "Kadın her şeyden önce bir anadır. Sabır, şefkat ve merhametle çocuğunu yetiştirir ve terbiye eder ki, bir baba çocuğu yetiştirmede bu derece sabır ve merhamet gösteremez.
Zira kadının yaradılışındaki hususiyet, onu yüce ve farklı yapan sır, iç âleminde baskın olan merhamet, şefkat, anlayış ve sabır gibi vasıflardır.
Kadının bu vasıfları, aile ortamında anneliği yaşamasıyla beraber ortaya çıkar ve anne bu özellikleriyle toplumları, cemiyetleri, devletleri meydana getirecek, kâinata şekil verecek olan o varlığı, yani insanı yetiştirir."
Milli Ekonomi Modelinde kadın
Milli Ekonomi Modelinde güçlü devletin ayaklarından birisi de ailedir. Güçlü ailenin omurgası ise annedir.
Onun için Prof. Dr. Haydar Baş devamlı suretle; "Anneler, insan mühendisidir, insan emekçisidir" der.
Bu mealde manevi olarak cenneti annelerin ayağı altına koyan inancın sahipleri, bu mühendisliğin, bu emekçiliğin maddi bir karşılığı yok mu, diye sorar?
İşte bu maddi karşılığı Milli Ekonomi Modeli'nde Prof. Dr. Haydar Baş vermiştir.
Bu modelde aile kurumunu her daim güçlü kılabilmek için annelere (güncellenmemiş haliyle) 1.000 TL vatandaşlık maaşı yanında 1.500 TL ev hanımı maaşı, emeklilik hakkı ve de doğan her çocuğa her ay 250 TL çocuk maaşı hakkı tanımıştır.
Aynı zamanda maliyetine 20 yıl vadeli konut kredileri, evlilik kredisi ve doğum yapan her anneye 15.000 TL doğum ikramiyesi de kadını madden özgürleştirdiği gibi yuva kurması için de teşvik etme pozisyonundadır.
Devletin hem kendi, hem de devlet yararına, milli ve manevi duygularla bezendirilmiş bir nesle ihtiyacı vardır. Bu nesli yetiştirecek olan annelerdir.
Haliyle devletin, annelere ihtiyacı vardır. Devlet, kadınlarımıza maddi ve manevi haklarını vererek anneliğe (yuva kurmaya) teşvik etmelidir.
Unutmayın! Güçlü devletin birinci basamağı güçlü ailedir. Dünkü yazımın son cümlesini iyi anlayalım; "Bizim sistemimizde kadının çalışmama hakkı vardır." (Prof. Dr. Haydar Baş)
Akın Aydın / diğer yazıları
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024