Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyruluyor: "Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın; belki onlar, kendilerinden daha iyi ve üstündürler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar; belki onlar, kendilerinden daha iyidirler." (Hucurat, 11).
Hz. Peygamber şöyle buyuruyor: "Müslüman kişi halkın, elinden ve dilinden selamet bulduğu kimsedir."
İslam'ın emrettiği takvanın özünde yatan budur. Bu takva, Ehl-i Beyt yolundan giden tüm Müslümanlarda vardır. Mezhebî taassup içinde olanlar ne yapıyor? Yanan ateşe körükle gidiyor ateşi yükseltiyorlar.
Haçlı batı ve Siyonistler tarih boyunca İslam ümmetini yok etmek için dalga dalga üzerimize gelirken, milyonlarca Müslüman kanı akıtılırken, Müslümanların malları talan, namusları ve şerefleri ayaklar altında çiğnenirken bunlara karşı Alevi'si ve Sünni'si ile birleşip karşı mücadele vermemiz gerekirken, Müslüman olduğunu iddia eden bir kısım bağnazlar, ayrıştırıcı tavırlar sergiliyor.
Kimin nasıl ibadet ettiğinin, dini nasıl algıladığının tahlilini yapmak veya yarlıgamak kimseye düşmez.
Hz. İsa diyor ki: "Zalimle beraber olan kimse, onun gibidir."
Ve yine diyor ki: "Benimle beraber değilsen, bana karşısın demektir."
Gaflet içinde olanlar, Allah'ın Kitabını tevil ederek; hakkı bâtıl, bâtılı hak gibi göstererek ve de kendilerini hep üstün görüp başkalarını karalayarak egolarını tatmin ediyorlar.
Bu tavır içinde olanları uyarmalı, onları hak ve hidayet yoluna girmeye davet etmeliyiz. Hesaba çekilmeden önce kendilerini hesaba çekmeliler. Unutulmamalıdır ki, Allah, yalancı müfterileri, fitnekârları, Kitabında lanetlemiştir.
Bizler, bağnazların mezhebî taassup ile yaptıkları yanlı haksızlığa karşı, Allah rızası için hakkı ve doğruları savunuyoruz.
"Tarih tekerrürden ibarettir" derler, doğrudur. Selefî Emevilerle başlayan tefrika ve hakkı inkâr, taassup ve bağnazlık, Abbasi ve daha sonraki iktidarlarca da sürdürülmüştür.
Atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyet sistemi sayesinde ülkemiz huzur ve sükûn bulmuştu. Etnik ve inançsal manada mevcut bütün katmanlar kaynaşmış, birbiriyle dostluk kurmuş, ticaret yapmış, kız alıp vererek bir bütün haline gelmiştir. Ancak ne olduysa, uykuda olan fitne tekrar hortladı. Hz. Muhammed (s.a.a.) buyuruyor ki: "Fitne uykudadır, onu uyandırana lanet olsun."
Unutulmamalı ki Alevisiyle Sünnisiyle hepimiz Müslümanız. Tevhide, Hz. Muhammed'e, Kur'an'a ve Ehl-i Beyt'e inanıp yollarından gitmek hepimizin üzerine farzdır.
Hz. Peygamber şöyle buyuruyor: "Müslüman kişi halkın, elinden ve dilinden selamet bulduğu kimsedir."
İslam'ın emrettiği takvanın özünde yatan budur. Bu takva, Ehl-i Beyt yolundan giden tüm Müslümanlarda vardır. Mezhebî taassup içinde olanlar ne yapıyor? Yanan ateşe körükle gidiyor ateşi yükseltiyorlar.
Haçlı batı ve Siyonistler tarih boyunca İslam ümmetini yok etmek için dalga dalga üzerimize gelirken, milyonlarca Müslüman kanı akıtılırken, Müslümanların malları talan, namusları ve şerefleri ayaklar altında çiğnenirken bunlara karşı Alevi'si ve Sünni'si ile birleşip karşı mücadele vermemiz gerekirken, Müslüman olduğunu iddia eden bir kısım bağnazlar, ayrıştırıcı tavırlar sergiliyor.
Kimin nasıl ibadet ettiğinin, dini nasıl algıladığının tahlilini yapmak veya yarlıgamak kimseye düşmez.
Hz. İsa diyor ki: "Zalimle beraber olan kimse, onun gibidir."
Ve yine diyor ki: "Benimle beraber değilsen, bana karşısın demektir."
Gaflet içinde olanlar, Allah'ın Kitabını tevil ederek; hakkı bâtıl, bâtılı hak gibi göstererek ve de kendilerini hep üstün görüp başkalarını karalayarak egolarını tatmin ediyorlar.
Bu tavır içinde olanları uyarmalı, onları hak ve hidayet yoluna girmeye davet etmeliyiz. Hesaba çekilmeden önce kendilerini hesaba çekmeliler. Unutulmamalıdır ki, Allah, yalancı müfterileri, fitnekârları, Kitabında lanetlemiştir.
Bizler, bağnazların mezhebî taassup ile yaptıkları yanlı haksızlığa karşı, Allah rızası için hakkı ve doğruları savunuyoruz.
"Tarih tekerrürden ibarettir" derler, doğrudur. Selefî Emevilerle başlayan tefrika ve hakkı inkâr, taassup ve bağnazlık, Abbasi ve daha sonraki iktidarlarca da sürdürülmüştür.
Atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyet sistemi sayesinde ülkemiz huzur ve sükûn bulmuştu. Etnik ve inançsal manada mevcut bütün katmanlar kaynaşmış, birbiriyle dostluk kurmuş, ticaret yapmış, kız alıp vererek bir bütün haline gelmiştir. Ancak ne olduysa, uykuda olan fitne tekrar hortladı. Hz. Muhammed (s.a.a.) buyuruyor ki: "Fitne uykudadır, onu uyandırana lanet olsun."
Unutulmamalı ki Alevisiyle Sünnisiyle hepimiz Müslümanız. Tevhide, Hz. Muhammed'e, Kur'an'a ve Ehl-i Beyt'e inanıp yollarından gitmek hepimizin üzerine farzdır.
Ahmet Topacık / diğer yazıları
- Hz. İbrahim'in kavminden örnekler / 23.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-7 / 22.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-6 / 21.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-5 / 20.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-4 / 19.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-3 / 18.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-2 / 17.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-1 / 16.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-2 / 15.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-1 / 14.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-7 / 22.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-6 / 21.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-5 / 20.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-4 / 19.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-3 / 18.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-2 / 17.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-1 / 16.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-2 / 15.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-1 / 14.03.2017