İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (1948) Madde 23/3'e göre olanı değil de olması gerekeni tarif eden bir tanım şöyle:
"Çalışan her kimsenin, kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır."
Var mı böyle bir şey…
Avrupa Sosyal Şartı'nda yer alan (1961) ve sonraki güncellemelerle (1996) de hala geçerli olan tanıma göre:
"Tüm çalışanların, kendileri ve ailelerine yeterli bir yaşam düzeyi sağlamak için adil bir ücret alma hakkı vardır."
Hani nerede diye soran bir Allah kulu var mı?
Uluslararası Çalışma Örgütü'ne (1970) göre ise, "Asgari ücretin tespitinde işçilerin ve ailelerinin ihtiyaçları, ülkedeki genel ücret seviyesi, hayat pahalılığı, sosyal güvenlik yardımları ve diğer sosyal grupların göreli yaşama standartları dikkate alınmalıdır."
Alınıyor mu kardeşim diye neden ses çıkaran yok anlayan varsa beri gelsin.
Yine Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (1970) yaptığı tanımına göre "Asgari ücret, bir işverenin belirli bir süre içinde yapılan iş için ücretlilere ödemesi gereken, toplu sözleşme veya bireysel sözleşme ile azaltılamayan en az ücret miktarıdır."
Yani asgari ücret ücretlilere verilen en az ücrettir lütuf falan değil aslında zulümdür ama hak ediyorsan yapacak bir şey yok!
Devam edelim…
ILO, Asgari Ücret Tespit Sözleşmesi'nin (1970) üçüncü maddesinde, ulusal uygulama ve koşullarla ilgili olarak mümkün ve uygun olduğu ölçüde, asgari ücret düzeyinin belirlenmesinde dikkate alınacak unsurların şunları içerdiğini belirtir:
(a) Ülkedeki genel ücret düzeyi, yaşam maliyeti, sosyal güvenlik yardımları ve diğer sosyal grupların göreceli yaşam standartları dikkate alınarak işçilerin ve ailelerinin ihtiyaçları;
(b) ekonomik kalkınmanın gereklilikleri, üretkenlik seviyeleri ve yüksek bir istihdam seviyesine ulaşma ve bunu sürdürme arzusu dahil olmak üzere ekonomik faktörler.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda "Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır." ifadeleriyle yer bulsa da, 2001 yılında yapılan bir değişiklikle bu maddeye "Asgarî ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur." şeklinde bir ek yapılmıştır (Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 55. Madde). Bu ek, iktisadi koşullar iyiye gitmezse, asgari ücrete zam yapılamayabileceği anlamını taşımaktadır ve bu ifade sermaye sınıfı yani işveren için gizli bir güvencedir.
Demek ki Anayasamız insanca yaşayabileceğimiz bir asgari ücretin verilmesini emretmesine rağmen, Sultan Derviş-yan'ı zat'ı âli tarafından yeniden bir müdahaleyle Kapitalizmin fabrika ayarlarına döndürülmüş ve sonrasında 19 yıl boyunca aynen yürürlükte kalmıştır ve halen yürürlüktedir.
Bu arada…
Danimarka, İtalya, Kıbrıs, Avusturya, Finlandiya ve İsveç gibi bazı ülkelerde ise asgari ücret bulunmuyor.
Bizleri fena kıskanan Avrupa gibi geri kalmış ülkelerde(!) asgari ücretler genel durumuna bir göz atalım.
Lüksemburg 2 bin 202 Euro
Hollanda bin 685 Euro
Belçika bin 626 Euro
Fransa bin 555 Euro
Almanya bin 585 Euro
İspanya bin 108 Euro
Slovenya bin 24 Euro
Malta 785 Euro
Portekiz 776 Euro
Yunanistan 758 Euro
Türkiye 270 Euro (yazının kaleme alındığı kur)
Kadim Türk ulusunun asil evlatları…
Yukarıda teknik içerikli bilgilendirme yapma gereği duymama neden olan faktör; tüm bu gelişmeleri içerisinde barındıran Kapitalist sistemin acımasız uygulamalarına rağmen, yukarıda verdiğim ülkelere göre asgari ücret değerlendirme tablosunda Türkiye'nin yerlerde süründüğünü resmi verilere dayanarak sizlere izlettirmek içindi.
40 bin yıllık tarihi izleri ve medeniyet birikimiyle bu asil Türk milletinin kaderi bu olamaz.
BTP lideri Hüseyin Baş'ın çok muhteşem bir tespitiyle: "Coğrafya kader değildir, kader dediğin senin yanlış tercihindir."
Böylece İbn-i Haldun'un bu saçma sözü de çöpe gitmiş oldu çok şükür.
Bilinen tüm ezberleri yaptığı devrimlerle yerle bir eden hoca Atatürk Haydar Baş Bey'e millet olarak çok büyük şükran borçluyuz.
Var olan sözde ekonomi bilimini tarihin çöp sepetine atan bu devrimci Türk oğluna selam olsun.
Kıyamet sabahına kadar asla bir ikincisi yazılamayacak olan evrensel bir modeli "Milli Ekonomi Modeli' kitabını insanlığa armağan ettiği için, bence 201 ülkede heykeli dikilecek adam Prof. Dr. haydar Baş Bey'dir.
Ekonomi bilimine kazandırdığı devrim ötesi tanım, formül ve denklemlerle "Milli Ekonomi Modeli" asla taklit edilemeyecek ve çalanlar tarafından da katiyetle uygulanamayacak gizli kodlara da sahiptir.
İnsanlığın üzerine güneş gibi doğacak olan bu büyük mucizevi tez, bugün BTP lideri Hüseyin Baş bey tarafından tüm gizli şifre ve kodlarıyla ezberlenmiş durumdadır.
İşte bu sonsuz özgüven ve tabi ki bilgi dolu siyasi zekâ "asgari ücret 10 bin TL olmalı" diyebilir.
Ülkemizde ne kadar birikmiş yığınla sorun varsa "bunlar kolay işler, hallederiz" diyebilen ikinci bir insan var mı?
Velhasıl kelam…
Bir yanda "Asgari ücret 10 bin TL olmalı" diyen siyasi deha, diğer yanda "yok 2 bin 825 TL neyinize yetmiyor" diye milleti fırçalayan ve aşağılayan bir başka anlayış!
Unutmayınız, siz nasılsanız öyle idare olunursunuz!
- Kürt isyanlarının asıl nedeni / 01.09.2025
- Sen olmasaydın, biz olmayacaktık / 29.08.2025
- Bu millet Türk’tür, dili Türkçedir! / 28.08.2025
- Osmanlı seviciler iyi okusun! / 27.08.2025
- Özgür Bey peşini bırakmayacağım / 26.08.2025
- Komisyondan eyalet sistemi kararı çıkabilir! / 25.08.2025
- Özgür Özel bu yazı senin için / 22.08.2025
- Ulus devlet yapısına nükleer bomba / 19.08.2025
- Atatürk mucizesi ve CHP bilinmezliği / 18.08.2025