2017 yılında dünyanın en iyi 3'üncü, 2018 yılında da dünyanın en iyi 5'inci havalimanı seçilen Atatürk Havalimanı'nın (AHL), İstanbul'un ulaşımı zor en ücra köşesine taşınmasına gerçekten ihtiyaç var mıydı?
Bu değişimle birlikte Atatürk Havalimanı'nda bulunan milyarlarca dolarlık yatırım çöp olurken, İstanbul Havalimanı'na yapılan yatırımın 35 milyar euro olduğu ifade ediliyor.
Her ne kadar yap-işlet-devret (YİD) modeliyle yapıldığı belirtilse de, bu modelle daha önce yapılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, Avrasya Tüneli gibi projelerin, verilen sözler sebebiyle devlete ne kadar büyük bir maliyete neden olduğu biliniyor.
YİD'nin şu ana kadar astarı yüzünden pahalı oldu, emin olun ki İstanbul Havalimanı için de farklı olmayacak. Devletin sırtına yüklenen bu yük, elbette ki vergiler sebebiyle milletin yüküdür.
Bu havalimanı değişikliğiyle, 2 rant alanı açılmış oluyor. Birincisi, Atatürk Havalimanı'nın boşalan değerli devasa arazisi…
İkincisi ise, daha önceden parsellenmiş olan İstanbul Havalimanı etrafındaki yeniden yapılaşmaya müsait araziler…
Yani havalimanının değişimi vatandaşa değil, yine yandaşa hizmet amaçlı…
Birileri bunun sefasını çekerken, vatandaşa işin çilesi kalacak.
Çünkü İstanbul Havalimanı'na ulaşım oldukça zor ve daha maliyetli…
Yeni havalimanının şehir merkezine uzaklığı 35 kilometre. Metro yok, metrobüs yok, tramvay yok…
Tek toplu taşıma aracı Hava-İst'in otobüsleri… Ortalama 21 TL…
Bunlar her yerden kalkmıyor; güzergahını bulacaksın, oraya ulaşmaya çalışacaksın ve de geçiş zamanlarını bileceksin.
Ama asıl sorun bu değil, İstanbul Havalimanı İstanbul'un en ücra köşesi olduğu için oraya ulaşmak için çok yol seçeneğiniz yok.
Yolun önemli bir bölümü, İstanbul'un en yoğun trafiğinin içinde…
Yani yolun ne kadar süreceği belli değil, bir de kaza olursa uçuşa yetişememe ihtimali çok yüksek… Yol 2 saat sürüyorsa, risk almamak için 1 saat daha önce çıkmak gerekecek. Uçuş saatinden 1 saat önce havalimanında olmalısınız, en az 4 saat önce havalimanına doğru hareket etmeniz gerekecek. Büyük bir zaman israfı…
Atatürk Havalimanı'na metro olduğu için trafik hiçbir sorun teşkil etmiyordu ama şimdi havalimanına ulaşım büyük bir risk oldu.
Taksiyle gitmek istersen uçak parasına denk taksi parası vermen gerekiyor.
Bakırköy'den 160 TL, Bahçelievler'den 130 TL, Fatih'ten 140 TL, Sultanahmet'ten 170 TL gibi bir maliyeti olacak. Üstelik o aynı belirsiz trafiğin içine girmiş olacaksın.
Kendi arabanla gitmeyi planladıysan, yine aynı maliyet ve çileye maruz kalacaksın.
Örneğin Küçükçekmece'den yola çıktıysan, Basın Ekspres yolunu kullandığında 45 kilometre bir yol gözüküyor. Gidiş-dönüş 90 kilometre tutar. Kilometrede ortalama 50 kuruş benzin yaksa 45 TL sadece benzin masrafı tutar. Buna ücretli otoyol masrafı da eklenecek.
Eğer havalimanında 1 saat kalacaksan 21 TL, 1 gün kalacaksan 63 TL ödeyeceksin. AHL'ye göre otopark ücretleri yüzde 50 artmış oldu. İstanbul Havalimanı'na iki ana yoldan gidebiliyorsunuz: Birincisi, Basın Ekspres Yolu, ikincisi, Hasdal üzerinden…
Basın Ekspres Yolu genellikle trafiğin yoğun olduğu, hatta iş gidiş ve dönüş saatlerinde neredeyse durduğu bir yol.
İkitelli Kavşağı'nın bulunduğu yer; Ankara yoluna, Edirne yoluna, Başakşehir'e, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne, İstoç'a, Masko'ya giden yolların buluştuğu yer…
Dahası, tır garajlarının bulunduğu yer ve tırların ve de kamyonların Anadolu'ya tek geçiş güzergahı Yavuz Sultan Selim Köprüsü olduğu için trafik perişan oluyor.
Bazen saatlerce bekleniyor.
Hasdal tarafı içinse E-5'i kullanmak zorundasınız, bu yol da malum sürekli tıkalı…
Birilerine rant kapısı açılacak diye İstanbullu bu kadar çileyi çekmek zorunda mı?
Üstelik resmi ÇED raporuna göre, bu havalimanı için en az 657 bin ağaç kesilmiş ve 1 milyon 855 bin 391 ağacın ise yeri değiştirilmiş. Gerçek rakamların çok daha fazla olduğu ifade ediliyor.
Ayrıca havalimanının zeminin uygun olmadığı, yer yer çukurların oluştuğu, kuşların göç güzergahında bulunduğu, kalkan ve inen uçaklar için tehlike oluşturduğu da ifade ediliyor.
Eğer milletimiz seçimlerde yandaşa değil de, vatandaşa hizmet edenleri baş tacı etseydi, çözümsüz olanları değil de işi bilen çözüm sahiplerini iş başına getirseydi, İstanbul'un cefasını değil, sefasını yaşayacaktı.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'ni İstanbul'da uygulayacak, İstanbul'un tüm kaynaklarını İstanbulluya hizmet için ortaya koyacak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Selim Kotil'i sandıkta görmezden geldiniz şimdi çekin bakalım cefayı… Her zaman ifade ediyorum ki, kendi düşen ağlamaz.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024