Atatürk'ün, Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi'ye bir hutbe kitabı hazırlattığını 79 yıl sonra Prof. Dr. Haydar Baş'tan
öğreniyoruz.
Bugüne kadar dinsiz Atatürk'ten beslenenler, bu gerçeği bir sır gibi yıllardır saklamışlar.
Sayın Baş, Hutbe Hocası adında hazırlanan bu kitaptaki 51 hutbenin büyük bir bölümünü Hoş Geldin Atatürk eserinde bizlerle paylaşıyor, sayfa 679'den itibaren okuyabilirsiniz.
Bütün hutbeler mükemmel, ben özellikle namazla alakalı olan 9'uncu ve 10'uncu hutbelere dikkat çekmek istiyorum. Bakın hangi hakikatler vurgulanıyor:
"Bilmiş olun ki, bu dünyada her kötülük Allah'ı unutmaktan çıkar. Her türlü fenalık, Cenab-ı Hakk'ı düşünmemekten ileri gelir. Allah'ını unutandan korkulur."
"İnsanoğlu bir kere Mevla'sını unutmasın, artık bir daha onun önüne geçilmez. Öyle bir insan kendi keyfinden, kendi çıkarından başka bir şey düşünmez. Hak gözetmez, hukuk tanımaz. Başkalarının karını, zararını aklına bile getirmez."
"İnsanların bu hale gelmemesi için herkese Allah'ını unutturmamak, herkesin göğsüne adeta bir bekçi koymak lazımdır. Bu da olsa olsa ancak namazla gerçekleşebilir. Çünkü namaz, insanın kötülük yapmasına engel olur. Namaz insana Mevla'sını unutturmaz. Namaz insanı çeker çevirir. Biraz düşünüp
kendine getirir."
"Namaz insanı Hakk'ın divanına sokar. Daha doğrusu her zaman Allah'ın huzurunda bulunduğunu insanın zihnine koyar. Yirmi dört saatte hiç olmazsa beş kere dünya işlerini bırakıp Allah'ın divanına durmak az şey değildir."
"Böylece sürekli Mevla'sını unutmayan kimse asla kötülük yapamaz. Böyle bir kimseye dünyanın hazineleri bile bırakılsa hıyanet etmesi, ona el sürmesi mümkün değildir. Çünkü o daima huzurda bulunur. O daima kendini Allah ile görür."
"Artık böyle olan kimse, bir kere böyle dereceyi bulan kimse, âlemin malına, canına, ırzına, namusuna hiç göz diker mi? Hiç böyle fena şeylere tenezzül eder mi? Hiç öyle adilikleri kendine yakıştırır mı?"
"Namazın ne olduğunu bilmeyenler, işin zevkine iyice varamayanlar, namazı sadece yatıp kalkmaktan ibaret sanıyorlar."
"Bilmiyorlar ki namaz, insanı melekleştirir. Namaz, insanı Mevla'sı ile birlikte bulundurur. Dünyada bundan daha büyük bir ibadet bulunamaz. Dünyada bundan daha büyük gönül sefası bulunamaz."
"Müezzin, 'Allahüekber" dediği zaman, hemen kendinize gelin. Elinizi, eteğinizi dünyadan çekin. O sırada iş, uyku, sıcak-soğuk demeyin, hemen namaza kalkın."
"Hiçbir şekilde namazınızı geçirmemeye gayret edin. Elinizden gelen itinayı gösterin, öyle baştan savma namaz kılmayın. Kalıbınızı secdede bırakıp aklınızı ve fikrinizi orada burada gezdirmeyin. Sadece vücudunuza değil, gönlünüze de
namaz kıldırın."
"Gönülsüz kılınan namazdan fayda çıkmaz. Öyle kılınan bir namaz, insanı Allah'ın huzuruna çıkaramaz. Bir insan kırk yıl böyle namaz kılsa, ne gönlü yumuşar, ne ahlakı düzelir, ne de ruhu zevk alır."
"Bunun için ne yaptığınızı bilerek, kimin divanına varmak istediğinizi düşünerek namaza durun. Eğer böyle yaparsanız, namazı böyle kılarsanız, hiç şüphe etmeyin ki gökleri aşar, melekleri geçersiniz."
"Hiç olmazsa bir anlık Allah ile bir olup kendinizi unutursunuz. İşte bu da sizin Miracınızdır. Ne mutlu namazı böyle bilip, böyle kılanlara. Yazıklar olsun Rahman'a secde etmeyip Mevla'sını unutanlara?"
"Bir mü'min riyadan ve gösterişten uzak, edeplerini ve şartlarını yerine getirerek, boynu bükük bir halde ihlas ve samimiyet içinde namazına devam ederse, kalbinde zikrullah nurları parlamaya başlar. Kalbinde Allah korkusu oluşur."
"Kendisinde yüksek duygular meydana gelir. Böyle bir mü'min kendisini yaratan yüce Allah'a isyan edemez. Böyle bir mü'min birtakım kötülüklere, ahlak dışı şeylere niyet edemez. Namazın verdiği manevi mutluluk onun için bir kurtuluş rehberi olur. Onu Hak yoluna, fazilet sahasına götürür. Bunun için namaz Allah'ı anmaktır. Yani Allah'ı zikirden ibarettir."
"Namaz, şükrün bütün çeşitlerini içine alan bir ibadettir." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk, s.691-697; Emine Şeyma Usta, Atatürk'ün Cuma Hutbeleri, s.53-59)
Siz bugün camilerde hiç böyle, sizi namaz konusunda derin duygulara götüren bir hutbe dinlediniz mi?
İşte Atatürk'ün Cumhuriyet'i bu, hutbeleri bu, Diyanet'i bu,
camileri bu?
Bizleri bu gerçekle buluşturan Prof. Dr. Haydar Baş'tan
Cenab-ı Hak binlerce kez razı olsun.
öğreniyoruz.
Bugüne kadar dinsiz Atatürk'ten beslenenler, bu gerçeği bir sır gibi yıllardır saklamışlar.
Sayın Baş, Hutbe Hocası adında hazırlanan bu kitaptaki 51 hutbenin büyük bir bölümünü Hoş Geldin Atatürk eserinde bizlerle paylaşıyor, sayfa 679'den itibaren okuyabilirsiniz.
Bütün hutbeler mükemmel, ben özellikle namazla alakalı olan 9'uncu ve 10'uncu hutbelere dikkat çekmek istiyorum. Bakın hangi hakikatler vurgulanıyor:
"Bilmiş olun ki, bu dünyada her kötülük Allah'ı unutmaktan çıkar. Her türlü fenalık, Cenab-ı Hakk'ı düşünmemekten ileri gelir. Allah'ını unutandan korkulur."
"İnsanoğlu bir kere Mevla'sını unutmasın, artık bir daha onun önüne geçilmez. Öyle bir insan kendi keyfinden, kendi çıkarından başka bir şey düşünmez. Hak gözetmez, hukuk tanımaz. Başkalarının karını, zararını aklına bile getirmez."
"İnsanların bu hale gelmemesi için herkese Allah'ını unutturmamak, herkesin göğsüne adeta bir bekçi koymak lazımdır. Bu da olsa olsa ancak namazla gerçekleşebilir. Çünkü namaz, insanın kötülük yapmasına engel olur. Namaz insana Mevla'sını unutturmaz. Namaz insanı çeker çevirir. Biraz düşünüp
kendine getirir."
"Namaz insanı Hakk'ın divanına sokar. Daha doğrusu her zaman Allah'ın huzurunda bulunduğunu insanın zihnine koyar. Yirmi dört saatte hiç olmazsa beş kere dünya işlerini bırakıp Allah'ın divanına durmak az şey değildir."
"Böylece sürekli Mevla'sını unutmayan kimse asla kötülük yapamaz. Böyle bir kimseye dünyanın hazineleri bile bırakılsa hıyanet etmesi, ona el sürmesi mümkün değildir. Çünkü o daima huzurda bulunur. O daima kendini Allah ile görür."
"Artık böyle olan kimse, bir kere böyle dereceyi bulan kimse, âlemin malına, canına, ırzına, namusuna hiç göz diker mi? Hiç böyle fena şeylere tenezzül eder mi? Hiç öyle adilikleri kendine yakıştırır mı?"
"Namazın ne olduğunu bilmeyenler, işin zevkine iyice varamayanlar, namazı sadece yatıp kalkmaktan ibaret sanıyorlar."
"Bilmiyorlar ki namaz, insanı melekleştirir. Namaz, insanı Mevla'sı ile birlikte bulundurur. Dünyada bundan daha büyük bir ibadet bulunamaz. Dünyada bundan daha büyük gönül sefası bulunamaz."
"Müezzin, 'Allahüekber" dediği zaman, hemen kendinize gelin. Elinizi, eteğinizi dünyadan çekin. O sırada iş, uyku, sıcak-soğuk demeyin, hemen namaza kalkın."
"Hiçbir şekilde namazınızı geçirmemeye gayret edin. Elinizden gelen itinayı gösterin, öyle baştan savma namaz kılmayın. Kalıbınızı secdede bırakıp aklınızı ve fikrinizi orada burada gezdirmeyin. Sadece vücudunuza değil, gönlünüze de
namaz kıldırın."
"Gönülsüz kılınan namazdan fayda çıkmaz. Öyle kılınan bir namaz, insanı Allah'ın huzuruna çıkaramaz. Bir insan kırk yıl böyle namaz kılsa, ne gönlü yumuşar, ne ahlakı düzelir, ne de ruhu zevk alır."
"Bunun için ne yaptığınızı bilerek, kimin divanına varmak istediğinizi düşünerek namaza durun. Eğer böyle yaparsanız, namazı böyle kılarsanız, hiç şüphe etmeyin ki gökleri aşar, melekleri geçersiniz."
"Hiç olmazsa bir anlık Allah ile bir olup kendinizi unutursunuz. İşte bu da sizin Miracınızdır. Ne mutlu namazı böyle bilip, böyle kılanlara. Yazıklar olsun Rahman'a secde etmeyip Mevla'sını unutanlara?"
"Bir mü'min riyadan ve gösterişten uzak, edeplerini ve şartlarını yerine getirerek, boynu bükük bir halde ihlas ve samimiyet içinde namazına devam ederse, kalbinde zikrullah nurları parlamaya başlar. Kalbinde Allah korkusu oluşur."
"Kendisinde yüksek duygular meydana gelir. Böyle bir mü'min kendisini yaratan yüce Allah'a isyan edemez. Böyle bir mü'min birtakım kötülüklere, ahlak dışı şeylere niyet edemez. Namazın verdiği manevi mutluluk onun için bir kurtuluş rehberi olur. Onu Hak yoluna, fazilet sahasına götürür. Bunun için namaz Allah'ı anmaktır. Yani Allah'ı zikirden ibarettir."
"Namaz, şükrün bütün çeşitlerini içine alan bir ibadettir." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk, s.691-697; Emine Şeyma Usta, Atatürk'ün Cuma Hutbeleri, s.53-59)
Siz bugün camilerde hiç böyle, sizi namaz konusunda derin duygulara götüren bir hutbe dinlediniz mi?
İşte Atatürk'ün Cumhuriyet'i bu, hutbeleri bu, Diyanet'i bu,
camileri bu?
Bizleri bu gerçekle buluşturan Prof. Dr. Haydar Baş'tan
Cenab-ı Hak binlerce kez razı olsun.
Murat Çabas / diğer yazıları
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024