Yarın Türk milletinin kader günü?Dört yılda bir önümüze gelen demokratik hakkımızı, ülkemizi yönetecek kadroyu belirleyecek oyumuzu kullanacağımız tek gün? Gelinen son noktada, iktidarıyla, Meclis içi muhalefetiyle, istikrar adına, her yönüyle iflas etmiş bir siyaset tablosu var. 19,5 milyon hanesi olan ülkemizde, hane sayısından daha fazla, 21 milyon icra dosyası var. Yani icra dosyasındaki artışta bir istikrar olmuş. Döviz açığı olarak bilinen cari açıkta ülkemiz 45 milyar dolar açıkla zirvede? Cari açığın artışında da bir istikrar yakalanmış.AKP iktidarı 220 milyar dolarla devraldığı toplam borcu 1 trilyon dolara çıkardı. Hem de karlı birçok kamu kuruluşumuz yabancılara ve yandaşlara satılmasına rağmen? Borcun katlanarak artmasında da, devlet kurumlarının satılmasında da istikrar olmuş.Maliyetlerdeki artış sebebiyle, sağlıklı bir beslenmenin alt sınırı olan açlık sınırı 1400 TL'ye tırmanmasına rağmen, asgari ücret 949 TL? Yani çalışan kesim enflasyon canavarının kucağına itilmiş, vatandaşların satın alma gücü eridikçe erimiş. Vatandaşların alım güçlerinin düşmesinde istikrar yaşanmış.2000'li yılların başlarında, AKP'nin iktidar koltuğuna oturduğu dönemlerde terör sıfır noktasındayken, Sayın Erdoğan'ın 2005 yılında Diyarbakır'da PKK terörünü Kürt meselesi olarak tanımladığı açıklamasından ve de ardından gelişen Kürt açılımı, demokratik açılım ve çözüm süreci adındaki politikalarla terör yeniden güç kazanmış hatta dağdan şehirlere inmiştir. Terör artık mücadele edilen değil, müzakere edilen hatta İmralı yeni Anayasa konusunda fikri alınan noktadadır. Bütün bu ülkemizi bölmeye yönelik icraatlarda istikrar yaşanmıştır.AKP iktidar koltuğuna oturduğunda, Suriye, Irak, İran, Azerbaycan, Afganistan, Pakistan, Mısır, Libya, Tunus ve daha birçok İslam ülkesi Türkiye ile dost ve müttefikti; gelinen son noktada bunların hepsiyle kanlı bıçaklı hale geldik. Dostu düşman etmede, düşmana da cesaret verme de büyük bir istikrar yakaladık.Seçim dönemlerinde, ya da tıkandığı zamanlarda din örtüsüne bürünen AKP iktidarı döneminde, misyonerlik faaliyetlerinin artışında, kiliselerin açılmasında, milli eğitim kitaplarında yapılan tahrifatlarda, camilerin ve Kuran kurslarının kapatılmasında ve daha önceki yazılarımızda saydığımız birçok din aleyhindeki konuda istikrar yaşandı.AKP iktidarı döneminde madenlerimizin yabancıların hizmetine sunulmasında, tarım arazilerinin boşaltılıp kelepir fiyatlara yabancıların eline geçmesinde istikrar yaşandı.Elektrik, su, doğalgaz faturalarının durmadan zamlanarak artmasında, dünyanın en pahalı elektriğini, en pahalı doğalgazını, en pahalı mazotunu kullanmada istikrar yaşadık. Toplumsal olayların, cinayetlerin, tecavüzlerin, çatışmaların, boşanmaların, hırsızlık ve gaspların, aile içi şiddetlerin, uyuşturucu ve alkol kullanımının artışında istikrar yaşadık.Listeyi daha çok uzatabiliriz ama özetle ifade etmek gerekirse bütün bu tablonun asıl nedeni siyasilerimizin milli projeler üretememesi, ülkemiz üzerinde hesabı olan iradelerden, okyanus ötesinden icazet peşinde koşmalarıdır. Senin ülken üzerinde Şark Projesi, BOP projesi gibi hesapları olan, seni bu coğrafyadan çıkartma ve seni 36 etnik gruba bölüp iç savaş çıkarma gayesi olan okyanus ötesinin ve Brüksel'in senin bu coğrafyada yaşamanı sağlayacak akıl vermesi mümkün mü? Elbette ki hayır?Bugün AKP'siyle, CHP'siyle, MHP'siyle, HDP'siyle Meclis içindeki partiler hepsi okyanus ötesinin icazeti peşinde koşmuşlardır. Bunun ispatı iktidarın yukarıda bahsettiğimiz politikaları ve de diğerlerinin ise buna gerçek manada muhalefet etmemeleri, milli bir çözüm sunmamalarıdır.Hepsi Kemal Derviş'in politikalarının devamından yanadır, hiç birisi "madenleri millet için çıkartacağız" dememektedir, "milli paramızı üretim karşılığı devreye koyacağız" diyememektedir. Onların bu projelerden bahsetmemesi bunların yapılamayacağının değil, bu partilerin icazet karşılığı okyanus ötesine söz verdiklerinin ispatıdır.Dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli sahibi Prof. Dr. Haydar Baş "Ben Bağımsız Türkiye Partisi ile madenlerimi millet için devreye koyacağım", "Milli üretim karşılığı milli paramı basacağım" derken, 1995 yılında kendisine ABD büyükelçisi tarafından teklif edilen okyanus ötesi icazetini elinin tersiyle ittiği için diyebilmektedir.İcazetini okyanus ötesinden alıp kısa yoldan iktidar olma peşinde koşanlar, iktidarları boyunca okyanus ötesinin hizmetkarı olmak zorundadırlar ve öyle de olmuştur; bu tür gayri milli icazetleri reddedip sadece milletin iradesiyle, milletin rüzgarıyla iktidar olmak isteyenler ise iktidar nasip olduğunda sadece milletine hizmet ederler.Milletimiz yarınki seçimde ya istikrar diye diye vatanımızın, devletimizin elimizden kayıp gitmesine, milletimizin paramparça olmasına oy verecek ya da Milli Ekonomi Modeli ile Rusya gibi dünyanın zirvesine oturacak tüm dünyaya "Ne mutlu Türküm diyene" dedirtecek.Yarın söz milletin?Ama yanlış karar verirsek söz son kez milletin?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Milletimizin ‘Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ kutlu olsun / 16.07.2025
- Millet iradesi ‘komisyon’ değil, ‘referandum’dur / 15.07.2025
- Silah bırakan PKK, taviz veren niye biz? / 12.07.2025
- PKK’lılar ve silahları bu kadar mı? / 11.07.2025
- Öcalan: ‘Varlık tanınmış, ana amaç gerçekleşmiştir’ / 10.07.2025
- Şehitlerimize yas tutarken sorular cevap bekliyor / 09.07.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’, ‘terörsüz’ Türkiye mi? / 08.07.2025
- Batıla karşı Hüseyni duruş evrenseldir / 05.07.2025
- Politika faizi %46: Enflasyon %35 olabilir mi? / 04.07.2025
- Emekliye yüzde 17, doğal gaza yüzde 25 zam! / 03.07.2025
- Millet iradesi ‘komisyon’ değil, ‘referandum’dur / 15.07.2025
- Silah bırakan PKK, taviz veren niye biz? / 12.07.2025
- PKK’lılar ve silahları bu kadar mı? / 11.07.2025
- Öcalan: ‘Varlık tanınmış, ana amaç gerçekleşmiştir’ / 10.07.2025
- Şehitlerimize yas tutarken sorular cevap bekliyor / 09.07.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’, ‘terörsüz’ Türkiye mi? / 08.07.2025
- Batıla karşı Hüseyni duruş evrenseldir / 05.07.2025
- Politika faizi %46: Enflasyon %35 olabilir mi? / 04.07.2025
- Emekliye yüzde 17, doğal gaza yüzde 25 zam! / 03.07.2025