Dini değerler siyaset malzemesi olarak kullanılmaya devam ettiği müddetçe milletin mağduriyeti devam ediyor.İlginçtir, AKP iktidarı ne zaman Türkiye ve dünya gündeminde önemli bir takım gelişmeler olsa ve bunların bize ağır faturaları olacak olsa türban meselesi gibi konuları gündeme taşıyarak kamuoyunu yanıltmaya çalışıyor.Başbakan Erdoğan, "Türban meselesinin çözümü bir cümlelik hadise" diyor, biz de kendisine soruyoruz ki, "Madem ki bir cümlelik hadiseydi, 5 yıldır neyi beklediniz?"Türban meselesinin çözümü mü bir cümlelik hadise, yoksa sadece "türban" kelimesi BOP kapsamında verilen ve verilecek tavizleri örtmek için mi kullanılıyor, yakın zamanda daha net anlayacağız.Başbakan türban konusunu açıyor, hem de İspanya'da, ardından da başlıyor diğerlerine hakaretler yağdırmaya. Siz demiyor muydunuz Sayın Başbakan, "türban konusunu toplumsal mutabakatla çözeceğiz" diye. Herkese bağırıp çağırarak, hakaretler yağdırarak mı bu mutabakatı sağlayacaksınız? Bu tarz sadece toplumdaki ayrımcılığı körükler ve başörtüsü problemini daha da derinleştirir.Şu bir gerçek ki AİHM'de Leyla Şahin davasında başörtüsü aleyhinde savunma yapan Hükümetin, türban mevzuunu çözme konusunda pek samimi olmadığı da açık. Her konuda olduğu gibi başörtüsü konusunda da BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaklaşımının altı önemle çizilmesi gerekiyor. Çünkü bu yaklaşım tek çözüm.Prof. Dr. Baş, "Türkiye Cumhuriyeti, demokratik laik hukuk devletidir" diyerek başlıyor ve devam ediyor:"Ne devlet laikliğinden vazgeçecek, ne de millet dininden. Fertlerin haklarını korumak devletin görevidir. Başörtülü bir öğrenci, kendini mi temsil ediyor, yoksa devleti mi? Tabii ki kendisini. Kamuda başını örtmesi devlet adına değil, kendisi adına ve inancının gereği. O halde Laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye'de ferdin bir hakkı olan başörtüsünün yasaklanması laikliğin ihlalidir" Her şeyi yerli yerine oturtan bir çözüm sunuyor Sayın Baş. Bir devlet adamına yakışır bir üslupla. Sayın Başbakan gibi ferdin hakkını siyasi bir simgeye dönüştürerek en doğal hakkı bir kavga zeminine çekmiyor, bilakis her kesimin razı olacağı bir şekilde hukuki izahıyla beraber çözümü ortaya koyuyor.Kısırdöngü tartışmalar, olayları çözümsüzlüğe götürür. Eğer bir siyasetçi kavga mantığıyla problemlerin çözülemeyeceğini bildiği halde bu mantıkta ısrar ediyorsa iki ihtimal vardır:Birincisi, bu çıkacak kaos ortamında siyasi bir rant vardır. Bu rant yanlışları gizlemek olabilir, daha önemli tavizlere kapı açmak olabilir. Örneğin, bu dönemde azınlıklara ve yabancılara sınırsız haklar tanıyan vakıflar yasası Adalet Komisyonunda kabul edildi, yakında yasalaşacak. Mezarda emeklilik anlamına gelen Sosyal Güvenlik Yasası bu ay itibarıyla görüşülecek, yabancılara yüzde 98 hak tanıyan, bize yüzde 2 pay kalan petrol yasası görüşülüyor, PKK'yı af konusu toplumu bir hayli rahatsız ediyordu vs vs. İkincisi ise, gelecek tavizlerle alakalı. Bu konuda birinci sırada İran mevzuu var. ABD İran'a yönelik bir saldırıda, Türkiye'nin hem bilfiil yanında olmasını istiyor, hem de İran'ın yalnızlaştırılması konusunda Türkiye'nin Ortadoğu ülkelerini turlayarak taşeronluk yapmasını istiyor.Türban tartışmalarıyla bu önemli gündem de gizlenmiş oldu, üstelik BOP taşeronluğu yapan siyasilerimize türban tartışmalarıyla halk desteği biraz daha arttırılarak?Unutmayalım ki bugün başörtüsü sorununu yaşayan herkes, bu konuyu hep siyaset malzemesi yapan taşeron siyasilerimizin yanlışlarının faturasını ödüyor.Başörtüsü sorununun çözümünün tek çıkış noktası Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaklaşımıdır. Misyonerlerin, azınlıkların ve yabancıların önünü sınırsız açmada mahir olan taşeron siyasilerimiz biraz samimi olsalardı, Sayın Baş'ın 1987'den beri dillendirdiği bu çözümü alır milletimizin bu sorununu çözerlerdi, ama yapmadılar.Problemlerin çözümü için kafası ve gönlü gerçekten bu millete ait siyasilerimiz iş başına getirilmelidir.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024