Bugün Ortadoğu coğrafyasını ve de dünyayı kan gölüne çeviren terör örgütlerinin arkasında, başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler olduğunu görüyoruz.
Özellikle de 22 İslam ülkesini Büyük Ortadoğu Projesi ile bölmek ve parçalamak için terör bir bahane, bir gerekçe olarak kullanılmaktadır. Hatta son zamanlarda işgaller direkt bu terör örgütlerine verilen vekâletle yürütülmektedir.
Yapılan açıklamalar, ortaya çıkan deliller, terör örgütlerini Batılı ülkelerin kurduğunu, finanse ettiğini, silahlandırdığını, eğittiğini ve de kendi menfur işgal amaçları için kullandıklarını açıkça göstermektedir.
Bunlardan güncel birkaç tanesini aktaralım.
İngiliz Independent'ın Orta Doğu uzmanı ve yazarı Robert Fisk Suriye'nin Halep kentinin doğusunda uzun süre silahlı terör örgütlerinin elinde bulunan bir bodrum katında bulduğu füzelere ait boş kovanların izini sürdü.
Fisk, ABD üretimi olan bu füzelerin nihai kullanıcıya satış sözleşmeleriyle birlikte El Kaide bağlantılı El Nusra örgütünün eline geçtiğini ve Avrupa Birliği ile NATO'nun ürettiği silahların kime, nasıl gittiğine dair soruşturma başlatması gerektiğini yazdı. Fisk'in araştırma yazısının başlığı da önemli ve tüm gerçekleri gün yüzüne çıkarıyor:
"Suriye'deki füze kovanlarının izini ilk satıcısına kadar sürdüm, artık Batı'nın silahlarını kime sattığını açıklama zamanı geldi"
Fisk, yazısında şu gerçeklerin altını çiziyor:
* MFG BGM-71E-1B, STOCK NO 1410-01-300-0254 ve DAA A01 C-0292 kodları, geçen yıl Halep'in doğusunda bombardımanla dümdüz edilen teröristlerin elindeki bir üste bulunan boş kovanların üzerinde yazıyordu.
* En tepede de, California'da kurulan ve ABD savunma şirketi Raytheon'a satılan "Hughes Aircraft Co" yazıyordu.
* Bu şirketin hissedarları arasında Bank of America ve Deutsche Bank yer alıyor. Şirket sahibi Raytheon'un Orta Doğu'da Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail, Mısır, Türkiye ve Kuveyt'te büroları var.
* Doğu Halep'te artık bir enkaza dönüşmüş olan bodrum katındaki bu odada bununla birebir aynı onlarca boş kovan daha vardı ve bunların üzerinde de birbirini takip eden seri numaralar vardı.
* Bu numaralar, tüm bu silahların gruplar halinde ilk çıkış noktasından askeri uçak paletleri üzerinde ayrıldığını gösteriyor. Yani bu silahlar kaçak yollarla gelmemiş, bizzat teslim edilmiş.
* Bu füze grubu, ABD devletine ait bir üsten yola çıkmış. Amatör dedektifler halihazırda yukarıda verilen seri numaralarının ilkinin izini sürmüş.
* '01', NATO'nun ABD için kullandığı stok numarası ve BGM-71E de Raytheon'un bir ürünü olduğunu gösteriyor. Yani bunlar ABD üretimi NATO silahları?
* Halep'te diğer tanksavar füzelerinin kovanları bulunmadan iki yıl önce İdlib'te teröristlerin BGM-71E-1B türünü kullanırken yayınlanmış videoları bulunuyor.
* Bu füzenin Hughes/Raytheon tarafından üretildiği ve tamamen yasal bir şekilde bir NATO üyesine, NATO yanlısı bir güce ya da 'dostane' bir yere satıldığı ve bu Tow füzelerini çok büyük miktarlarda satın alanların imzalamış olduğu varsayılan bir belge olan Son Kullanıcı Sertifikası'nın (EUC) bulunduğu kesin.
İkinci bir örnek ise, son zamanlarda Suriye'den İsrail tahliyesi ile ayrılan Beyaz Miğferler? Terör örgütü El Kaide'nin Suriye kolu Nusra Cephesi ile bağlantılı olan bu grup bir İngiliz eski istihbarat subayı tarafından kuruldu, ABD tarafından finanse edildi. Şu ilişkilere bakın.
Kurucusu James Gustaf Edward Le Mesurier, Britanya Dışişleri ve Kraliyet Ordusu'nda çalıştı, 11 Haziran 2016'da Kraliçe tarafından Beyaz Miğferler projesi nedeniyle Britanya İmparatorluk Nişanı (OBE) ile ödüllendirildi.
Beyaz Miğferler, ABD ve diğer Batılı ülkelerin Suriye operasyonlarına sahte gerekçeler üretmesiyle, kimyasal yalan senaryolarıyla, kurguladığı sahte videolarla meşhur...
ABD ve müttefikleri Nisan 2017'de Han Şeyhun ve Nisan 2018'de Doğu Guta'da bu örgütün sunduğu kurgulanmış görüntüleri delil sayarak Suriye'yi bombaladı.
Bu örgüt yardım örgütü kisvesiyle Batı adına ajanlık faaliyetleri yürüttü. Suriye'deki vazifesi bitince, ürettiği bahaneler sahte çıkınca ve de Suriye ordusunun ve Rusya'nın bu örgütü ele geçirme riski de gündeme gelince tahliye edilmesi kararı alındı. Tahliye edenin de İsrail olması oynanan kirli oyunu açıkça gösteriyor.
Üçüncü örnek, terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG, diğer ismiyle Suriye Demokratik Güçleri (SDG). Her konuşmalarında Suriye'nin toprak bütünlüğünden bahseden ABD, Suriye'nin kuzeyindeki bu terör örgütüne 5 bin tır ve 2 bin kargo uçağı ağır silahı bedelsiz olarak verdi. Onları ordu haline dönüştürdü, eğitti ve finanse etti.
Gelen tepkiler üzerine şimdi de eğitim konusunu Fransa'ya bıraktı. Fransız Tuğgeneral Frederic Parisot, Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) eğitim verdiklerini kaydetti.
Batı'nın terörü bir işgal maşası olarak kullandığına dair her gün onlarca delil ortaya koyabilirsiniz. Üstelik Batı bütün bu kirli planlarını terörle mücadele adına yaptığını söylüyor.
Bütün bu girişimler, "modern Haçlı seferi" BOP adına yapılmaktadır ve BOP, Prof. Dr. Haydar Baş'ın 2000'li yılların başında ifade ettiği gibi ABD'nin bir vatan projesidir. ABD Ortadoğu coğrafyasında kendisine vatan açmaya çalışıyor.
Tüm İslam ülkeleri, Sayın Baş'ın altını çizdiği gibi, yaşanan bölgesel sorunları kendi aralarında işbirliği geliştirerek halletmezlerse, bir ve beraber olmazlarsa, "Milli" bir duruş sergilemezlerse, Batı'nın bütün bu menfur planları coğrafyamıza, devletlerimize ve insanlarımıza zarar vermeye devam edecektir.
Özellikle de 22 İslam ülkesini Büyük Ortadoğu Projesi ile bölmek ve parçalamak için terör bir bahane, bir gerekçe olarak kullanılmaktadır. Hatta son zamanlarda işgaller direkt bu terör örgütlerine verilen vekâletle yürütülmektedir.
Yapılan açıklamalar, ortaya çıkan deliller, terör örgütlerini Batılı ülkelerin kurduğunu, finanse ettiğini, silahlandırdığını, eğittiğini ve de kendi menfur işgal amaçları için kullandıklarını açıkça göstermektedir.
Bunlardan güncel birkaç tanesini aktaralım.
İngiliz Independent'ın Orta Doğu uzmanı ve yazarı Robert Fisk Suriye'nin Halep kentinin doğusunda uzun süre silahlı terör örgütlerinin elinde bulunan bir bodrum katında bulduğu füzelere ait boş kovanların izini sürdü.
Fisk, ABD üretimi olan bu füzelerin nihai kullanıcıya satış sözleşmeleriyle birlikte El Kaide bağlantılı El Nusra örgütünün eline geçtiğini ve Avrupa Birliği ile NATO'nun ürettiği silahların kime, nasıl gittiğine dair soruşturma başlatması gerektiğini yazdı. Fisk'in araştırma yazısının başlığı da önemli ve tüm gerçekleri gün yüzüne çıkarıyor:
"Suriye'deki füze kovanlarının izini ilk satıcısına kadar sürdüm, artık Batı'nın silahlarını kime sattığını açıklama zamanı geldi"
Fisk, yazısında şu gerçeklerin altını çiziyor:
* MFG BGM-71E-1B, STOCK NO 1410-01-300-0254 ve DAA A01 C-0292 kodları, geçen yıl Halep'in doğusunda bombardımanla dümdüz edilen teröristlerin elindeki bir üste bulunan boş kovanların üzerinde yazıyordu.
* En tepede de, California'da kurulan ve ABD savunma şirketi Raytheon'a satılan "Hughes Aircraft Co" yazıyordu.
* Bu şirketin hissedarları arasında Bank of America ve Deutsche Bank yer alıyor. Şirket sahibi Raytheon'un Orta Doğu'da Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail, Mısır, Türkiye ve Kuveyt'te büroları var.
* Doğu Halep'te artık bir enkaza dönüşmüş olan bodrum katındaki bu odada bununla birebir aynı onlarca boş kovan daha vardı ve bunların üzerinde de birbirini takip eden seri numaralar vardı.
* Bu numaralar, tüm bu silahların gruplar halinde ilk çıkış noktasından askeri uçak paletleri üzerinde ayrıldığını gösteriyor. Yani bu silahlar kaçak yollarla gelmemiş, bizzat teslim edilmiş.
* Bu füze grubu, ABD devletine ait bir üsten yola çıkmış. Amatör dedektifler halihazırda yukarıda verilen seri numaralarının ilkinin izini sürmüş.
* '01', NATO'nun ABD için kullandığı stok numarası ve BGM-71E de Raytheon'un bir ürünü olduğunu gösteriyor. Yani bunlar ABD üretimi NATO silahları?
* Halep'te diğer tanksavar füzelerinin kovanları bulunmadan iki yıl önce İdlib'te teröristlerin BGM-71E-1B türünü kullanırken yayınlanmış videoları bulunuyor.
* Bu füzenin Hughes/Raytheon tarafından üretildiği ve tamamen yasal bir şekilde bir NATO üyesine, NATO yanlısı bir güce ya da 'dostane' bir yere satıldığı ve bu Tow füzelerini çok büyük miktarlarda satın alanların imzalamış olduğu varsayılan bir belge olan Son Kullanıcı Sertifikası'nın (EUC) bulunduğu kesin.
İkinci bir örnek ise, son zamanlarda Suriye'den İsrail tahliyesi ile ayrılan Beyaz Miğferler? Terör örgütü El Kaide'nin Suriye kolu Nusra Cephesi ile bağlantılı olan bu grup bir İngiliz eski istihbarat subayı tarafından kuruldu, ABD tarafından finanse edildi. Şu ilişkilere bakın.
Kurucusu James Gustaf Edward Le Mesurier, Britanya Dışişleri ve Kraliyet Ordusu'nda çalıştı, 11 Haziran 2016'da Kraliçe tarafından Beyaz Miğferler projesi nedeniyle Britanya İmparatorluk Nişanı (OBE) ile ödüllendirildi.
Beyaz Miğferler, ABD ve diğer Batılı ülkelerin Suriye operasyonlarına sahte gerekçeler üretmesiyle, kimyasal yalan senaryolarıyla, kurguladığı sahte videolarla meşhur...
ABD ve müttefikleri Nisan 2017'de Han Şeyhun ve Nisan 2018'de Doğu Guta'da bu örgütün sunduğu kurgulanmış görüntüleri delil sayarak Suriye'yi bombaladı.
Bu örgüt yardım örgütü kisvesiyle Batı adına ajanlık faaliyetleri yürüttü. Suriye'deki vazifesi bitince, ürettiği bahaneler sahte çıkınca ve de Suriye ordusunun ve Rusya'nın bu örgütü ele geçirme riski de gündeme gelince tahliye edilmesi kararı alındı. Tahliye edenin de İsrail olması oynanan kirli oyunu açıkça gösteriyor.
Üçüncü örnek, terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG, diğer ismiyle Suriye Demokratik Güçleri (SDG). Her konuşmalarında Suriye'nin toprak bütünlüğünden bahseden ABD, Suriye'nin kuzeyindeki bu terör örgütüne 5 bin tır ve 2 bin kargo uçağı ağır silahı bedelsiz olarak verdi. Onları ordu haline dönüştürdü, eğitti ve finanse etti.
Gelen tepkiler üzerine şimdi de eğitim konusunu Fransa'ya bıraktı. Fransız Tuğgeneral Frederic Parisot, Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) eğitim verdiklerini kaydetti.
Batı'nın terörü bir işgal maşası olarak kullandığına dair her gün onlarca delil ortaya koyabilirsiniz. Üstelik Batı bütün bu kirli planlarını terörle mücadele adına yaptığını söylüyor.
Bütün bu girişimler, "modern Haçlı seferi" BOP adına yapılmaktadır ve BOP, Prof. Dr. Haydar Baş'ın 2000'li yılların başında ifade ettiği gibi ABD'nin bir vatan projesidir. ABD Ortadoğu coğrafyasında kendisine vatan açmaya çalışıyor.
Tüm İslam ülkeleri, Sayın Baş'ın altını çizdiği gibi, yaşanan bölgesel sorunları kendi aralarında işbirliği geliştirerek halletmezlerse, bir ve beraber olmazlarsa, "Milli" bir duruş sergilemezlerse, Batı'nın bütün bu menfur planları coğrafyamıza, devletlerimize ve insanlarımıza zarar vermeye devam edecektir.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024