Bazıları Proje Üretir, Bazıları da Fitne

Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın noter tasdikli taahhütleri göz kamaştırıyor. Vatandaş yıllardan beri kendisine ilk defa değer veren bir siyasi liderle tanışmanın memnuniyetini yaşıyor.Sayın Baş'a ve BTP'ye olan bu ilgi tabii ki hiçbir çözümü olmayan diğer partilerin telaşını arttırıyor. BTP'nin yükselişinin önünü kesmek için ellerinden geleni yapıyorlar.Çözümsüzlüğün en büyük destekçisi olan taşeron basın zaten görevini(!) fazlasıyla yaparak, Haydar Baş'a ve BTP'ye yer vermiyor, karartma uyguluyor.Taşeron siyasiler ise kapı kapı dolaşarak çözüm arayışında olan milletimizin aklını ve gönlünü bulandırmaya çalışıyorlar. Bu fitne faaliyetleri seçim gününün akşamına kadar artan bir oranda devam edecektir. Bu sebeple seçmen, ülkenin ve nesillerinin geleceği için bu fitneleri elinin tersiyle itmeli, oynanan oyunların farkına varmalıdır, çevresini de bu konuda ayıktırmalıdır.Dilerseniz kulağımıza gelen fitnelerin bazılarını ifade edelim:Haydar hoca çok değerli biri. Yapmak istedikleri de çok güzel ama yaptırmazlar ki.Bu söylemi ağırlıklı olarak AKP'lilerin ve SP'lilerin kullandığını görüyoruz. Dindarlığı yeri geldiğinde siyasete alet etmede mahir olan bu çevreler, esasen "yaptırmazlar" kelimesinin ne anlama geldiğini çok iyi biliyorlar."Kim yaptırmaz?" sorusunu sorduğumuzda iki unsuru sıralıyorlar: Birincisi ABD, ikincisi asker.Önce ABD'den başlarsak, bu sözde dindar çevreler gayet iyi bilirler ki, "ABD yaptırmaz" cümlesinin itikadi açıdan sıkıntıları mevcuttur. Siyasi açıdan bakarsak, Türkiye bağımsız bir ülkedir ve güçlü bir orduya ve ordusuna güvenen, her an savaşa iştirak edebilecek kabiliyete sahip asker bir millete sahiptir. Eğer bu özellik ülkemizde olmasaydı emin olun ki, başta ABD olmak üzere diğer düşman ülkeler bir gün dahi beklemez ülkemizde taş üstüne taş bırakmazdı, ülkemizi hemen Irak'a çevirirlerdi.Bu sebeple, milletinden icazet almış, proje sahibi bir lider için "yaptırmazlar" ifadesinin hiçbir anlamı yoktur."Asker yaptırmaz" fitnesinin temelinde ise devletle milleti askerle sivili karşı karşıya getirme senaryosu vardır ve bu her ne kadar dindar geçinen taşeron siyasiler tarafından sürekli ifade edilse de dış güdümlüdür.Düşmanlarımız özellikle Atatürk'ün vefatından sonra bu senaryoyu devreye koymuştur.Şunu unutmamalıyız ki, askerimizin dindar insanlarla hiçbir problemi yoktur, ama dini siyasete alet ederek yabancıların çıkarları doğrultusunda hareket eden, ülkeyi bölmek isteyenlerin ekmeğine yağ süren herkesle problemi vardır. Bu tür insanlarla sadece askerin değil, millet olarak hepimizin problemi de vardır.Peki, askerimizin ekonomiye ve siyasete milli çözümü olan, terörü bitirecek projeleri olan vatan ve millet adına çalışan, icazeti milletinden alma gayretinde olan bir siyasi hareketle problemi olabilir mi?Asker, "Ben bu ülkenin problemlerini çözeceğim" diyene, "Hayır çözme" mi diyecek? Bu tür fitne yayanlara millet olarak gereken cevabı vermeliyiz ve demeliyiz ki, "Bu vatan bizim, bu bayrak bizim, bu asker bizim, sen kimsin, kimdensin, kim adına çalışıyorsun?"İkinci fitne: BTP barajı aşamaz, oyları bölmeyelim.Bunu da yine AKP'li ve SP'li çevrelerden duyuyoruz.Bu kardeşlerimiz bunu söylerken neye dayanıyorlar? Masabaşı yapılan anketlere mi, yoksa taşeron basın-medyanın yanlı haberlerine mi?Şimdi şöyle bir düşünelim, 90 Ykr'a malettiği çayı maksimum 64 Ykr'a satmak zorunda bırakılan çiftçi mi AKP'ye oy verecek, 7.5 YTL olması gereken fındığı 2.5 YTL'ye satmak zorunda kalan çiftçi mi, anasını alıp gitmesi söylenen çiftçi mi, tütün, şeker ekemeyen çiftçi mi, ithal pirinçle rekabet edemeyen pirinç üreticisi mi, tarlasında ürününü yakan pamuk üreticisi mi, 4,5 yıldan beri maaşı eriyip giden memur mu, ay sonunu getiremeyen işçi ve emekliler mi, yan gelip yatmakla suçlanan askerlerimiz mi, bütün yetkileri alınan emniyet güçlerimiz mi, kepenk kapatan, çekleri senetleri patlayan esnaf mı, maliyetler ve vergiler altında ezilen, ürününü satamayan sanayiciler mi?Söyleyin bana, bu kadar büyük bir olumsuz tablo karşısında anketlerde şişirilen AKP'nin oy oranlarının altı nasıl dolacak?Geçen seçimde "AKP'ye oy verdim, elim kırılsaydı da vermeseydim" diyen seçmen mi AKP'ye oy verecek?Peki oylar, 4,5 yıldır uygulanan yanlış politikalara ses çıkarmayan, IMF'yle devam edeceğini ilan eden, artık Atatürk'ün partisi olma özelliği de kalmayan CHP'ye mi gidecek, ya da darmadağın olan DP'ye mi, muhalefetteyken İsrail'i tel'in ederek iktidara gelen, sonra da Cumhuriyet tarihinde görülmemiş anlaşmalara imza atan SP'ye mi gidecek?Peki, oylar, milletçiliği kullanarak iktidarı zamanında gayrı milli politikalara imza atan MHP'ye mi, ya da yatıp kalkıp BTP'nin projelerini taklit eden, hiçbir çözüm projesi ortaya koymayan ve de açıklamayan GP'ye mi gidecek?Aslına bakılırsa, oyların bölünmeye çalışıldığı doğru, ama iftira edildiği gibi değil. Seçime yaklaştığımız şu günlerde çözümü olmayan siyasi partiler, tek çözüm olan BTP'nin oylarını bölmeye çalışıyorlar.Bizler de diyoruz ki, lütfen Türkiye'yi çok kısa zamanda kainat devleti yapacak olan BTP'nin oylarını lütfen bölmeyin. Merak etmeyin her türlü engellemenize rağmen BTP size de vatandaşlık maaşı verecek, çocuğunuza burs, hanımınıza aidat, doğum parası? verecek, hiç endişeniz olmasın.Yerimiz sınırlı olduğu için ancak iki fitneye cevap verebildim, ama zaman zaman bu tür bilgilendirmeler yapacağım.Neden yapmayayım ki, BTP'liler dükkan, dükkan dolaşıp çözüm projelerini milletimize anlatıyor, birileri de herhangi bir çözümü olmadığı için sadece iftira etmekle meşgul.Herkes çözümü konuşsa ülkemiz için daha hayırlı olacak. Fitne peşinde koşarak hem kendimize hem de ülkemize zaman kaybettirmeyelim.