Bir ekonomik modelin başarısından bahsetmek için, o modelin: a) Gelir dağılımındaki dengesizliği çözmesi, b) Sürekli büyümeyi başarması ve c) Tam istihdamı sağlaması esastır. Bu ekonomik gerçekten yola çıkarak şimdi ülkemizin haline bir bakalım.Dünya Bankası'nın TÜİK'in verilerine dayanarak açıkladığı rapora göre, ülkemizde en zengin yüzde 10'luk kesim ile en fakir yüzde 10'luk kesim arasında gelir bakımından 17 kat fark var.İşsizlik konusunda ise, dünkü yazımızda da bahsetmiştik, rakamlarda sürekli bir artış var. Resmi rakamlar yüzde 12'yi gösteriyor, ama yine TÜİK'in verilerinden yola çıkarak ilave olması gerekenler de ilave edildiğinde yüzde 20'inin üzerine çıkıyor; gayrı resmi olanlar ilave edildiğinde ise yüzde 40'lara varıyor.İşsiz sayısının resmi rakamlarda bile sürekli artması, uygulanan mevcut modelin başarısızlığı ispatlamaktadır.Geçtiğimiz gün hepimiz TV haberlerinde izledik. Zonguldak'ta taş kömürü işletmelerine alınacak bin 120 kişi için 41 bin kişi başvurdu. 1 kişilik yere 41 kişi. Müracaat edenlerin 738'i üniversite mezunu, 14 bini lise ve 8 bin 688'i ise ortaokul. Yani bizler kalifiye eleman olabilecek, eğitim düzeyi yüksek insanımıza bile maalesef iş bulamıyoruz.Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkan Vekili Uğur Bektaş, bu yılın ilk 2 ayında mesleğini terk eden esnaf ve sanatkar sayısının, geçen yılın aynı dönemine göre 6 kat artarak, 98 bin 400 kişiye ulaştığını bildirdi.Yani esnafın, sanayicinin patır patır döküldüğü, kepenk kapattığı, işsizlik sayısının önlenemez bir şekilde arttığı, 1 kişi alınacak yere 41 kişinin müracaat ettiği bir ülkede herhalde bir büyümeden bahsetmek mümkün değildir.Diyeceksiniz ki bir büyüme rakamından bahsediliyor, peki, bu nedir? Eşek etinden de sucuk yapanlar var, sığır etinden de. Siz ikisini aynı kefeye koyarak, ikisi de sıhhatlidir diyebilir misiniz?Şimdi gelelim bizimkilerin büyüme rakamlarına, stoklar ilave ediliyor, ithalat ekleniyor ve daha birçok büyüdüğümüzü değil, küçüldüğümüzü ortaya koyan etken ilave ediliyor ve buna büyüme deniyor. Buna hormonlu büyüme derler. İşte bu eşek etinden sucuk yapmaya benzer. Ortada bir sucuk var, ama ben sığır etinden olanı tercih ederim.Büyüme, enflasyon, işsizlik? gibi rakamlar çarpıtıldıkça çarpıtılıyor. Ortaya toz pembe bir sanal tablo çıkartılıyor. Vatandaş siyasilerin ve onlara yalakalık edenlerin açıklamalarına bakıyor, "yahu herhalde bizde problem var, bak ekonomi iyiymiş" diyor. Ama sağındaki solundaki insanlarda da aynı sorunları görünce, "bizim yaşadıklarımız doğru bunlar yalan söylüyor" diyor.Fakat vatandaşın uygulanan politikaların yanlış olduğunu farketmesi asla yeterli değildir. Çözümü ve çözüm sunanı arayıp bulması ve doğru olana gerekli alakayı göstermesi gerekmektedir.Problemlerin temeli bugün dünyanın birçok ülkesinde uygulanan Kapitalist sistemdir. BM'nin son yıllarda ortaya koyduğu raporlarda, Kapitalizmin gelir dağılımındaki adaletsizliği çözemediği, sürekli büyümeyi ve tam istihdamı sağlayamadığı itiraf edilmektedir. Dünyanın gelişmiş ülkeleri bile kapitalizm sebebiyle yaşadıkları bu problemleri çözme noktasında arayışa girmişlerdir.Bu arayış devam ederken, ülkemizden bir isim, bir bilge insan, "insan merkezli" yepyeni bir modeli dünya insanlığına hediye etmiştir. Model Milli Ekonomi Modeli, sahibi de Prof. Dr. Haydar Baş'tır.Modeli okuyan yerli yabancı tanınmış yüzlerce bilim adamı modele hayran kalmış ve yapılan uluslararası kongrelerde bu hayranlıklarını ifade etmişledir. Sayın Baş'ı Nobel'e aday göstermişlerdir. Modelin en önemli özelliği Kapitalist ekonominin çözemediği ve ülkemizde de kangrenleşmiş olan gelir dağılımındaki dengesizliği çözmesi, sürekli büyüme ve tam istihdamı sağlamasıdır.Sayın Baş, geliştirdiği tüketim yanlı modelle ekonominin en büyük problemi olan pazar problemini ve paraya getirdiği tanımla da kaynak problemini tamamen çözmüştür. Sosyal devlet projeleriyle gelir dağılımındaki dengesizlik ortadan kaldırılmaktadır. Bunun neticesinde sağlıklı bir tüketim oluşacağından, üretim de katlanarak artacaktır. Üretimin artması sürekli sağlıklı büyümeyi ve tam istihdamı doğal olarak sağlayacaktır.Model bir bütündür ve her bir maddesi, birçok problemi temelinden çözmektedir. Model uygulandığı takdirde görülecektir ki, çözümsüz olarak kabul edilen bir çok husus kolaylıkla çözülebilecektir.Tamamen bilimsel bir temeli olan, ayağı yere basan bu dahiyane modeli ne kadar erken hayata geçirebilirsek, ülkemiz ve dünya açısından o kadar faydalı olacaktır.
Murat Çabas / diğer yazıları
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024