Türkiye AB süreciyle Kıbrıs'ta köşeye sıkıştırılırken, ABD'de Saddam isminin etrafında oynanan oyunlarla K. Irak'tan boğazımızı sıkıyor.
Washington'un bölgeye ilişkin taleplerinde hiçbir soru işareti yok. Kuzeyimizde bir Kürt devleti ilân edilecek (kurulacak demiyorum) sonrada bu mesele, Güneydoğumuz'dan Türkiye'yi vuracak!
Barzani ve Talabani'nin temsilcilerinin Washington'da yaptığı temaslarda ortaya atılan "Kerkük Kürtler'e" mesajı, Beyaz Saray'ın Türkiye için havuçtan sopaya geçtiğinin de bir işareti.
Havuçtan sopaya
Daha bir ay öncesine kadar "Bağdat'a girin Kerkük sizin" diyenler havuçu yemeyen Türkiye'ye şimdi sopayı gösteriyorlar. "Kerkük'ü Kürtler'e veririz."
ABD Kerkük'ü ne Kürtler'e verebilir, ne de bize... Bunu icra etmeye gücü yetseydi şayet, şimdiye kadar çoktan bu işi halletmiş olurdu. Kerkük Kürtler'e mesajı blöften ibaret... Türk Silahlı Kuvvetleri, Washington'un bölgedeki hedeflerinin önündeki en büyük engel. Orgeneral Tuncer Kılınç Paşa bunu geçen hafta bir kez daha yineledi:
"Kürt devleti bölgeye müdahale nedenimizdir bu böyle biline." Bu cümlenin tercümesini de yapalım:
Türkiye Cumhuriyeti'nin parçalanmasına müsaade etmiyeceğiz.
Sözün fazlası deliye
Şimdi görüyorsunuz değil mi? Saddam'dı, Kerkük'tü, Apo'ydu, Kürtler'di derken yapılan tartışmaların hepsinin hedefinde, Türkiye var. Sözün tamamı deliye söylenir hesabı projelerini, Avrupa Birliği gibi, Saddam vahşeti gibi kavramlar etrafında dolaştırıyorlar. Ama tüm bu sürecin odağındaki adres Türkiye...
Siyaset sınıfının muhalefetiyle, iktidarıyla Washington'dan, Brüksel'den esen bu koroya nasıl eşlik ettiklerinin takdirini sizlere bırakarak, bir noktanın daha altını çizelim.
K. Irak meselesi, Türkiye'de Apo'nun idamının kaldırılması talepleriyle eş zamanlı olarak gündeme taşındı. Yani Ankara'da Apo, K. Irak'ta Kürt devleti senaryoları aynı sürecin dilimleri gibi soyularak önümüze konuldu. Fotoğrafın karelerinde söyledikleri şey şu;
"Irak'ın kuzeyinde siz istesenizde istemesenizde bir Kürt devleti kuruldu. Şimdi bunu tartışmaya açmak yerine fiili durumdan başlayarak bölgeyi konuşalım." Türkiye'yi ikna etmek içinse bazen Kerkük gündeme geliyor, bazen Türkmenler. Irak 4'e bölünsün bu parçalanmanın bir bölümüde ise Türkmenler olsun vaadiyle ikna edilmeye çalışılan Türkiye, her defasında Genelkurmay vasıtasıyla konuyu en doğru yerden okuyor ve senaryoları bozuyor.
Türk Ordusu Kuzey Irak'ta
Üstelik Türk Silahlı Kuvvetleri Erbil, Kerkük ve Dohuk'ta sıcak askeri varlığıyla bulunuyor. İstediği ve gerekli gördüğü an 36. paralelin kuzeyine giriyor, çıkıyor. Verilen mesaj net: Biz buradayız, söylediklerimiz sadece sözden ibaret değil. Fiilende ve bir savaşı da göze alarak bölgeyi koruyacağız, kollayacağız!
TSK'nin bu tavrına karşılık Washington, askerî anlamda dikkat çekici bir şekilde bir adım atamıyor. Saddam'a yönelik operasyon, son 10 yıldır hep konuşuluyor ama icraat yok. Yaptıkları şey, Vatikan aracılığıyla gerek Kürt gerekse Türkmen bögelerinde, misyonerlerini cirit attırıyorlar.
Nüfusunun sadece % 5'i Hıristiyan olan Erbil şehrinin en büyük mabedinin, bir kilise olduğunu söyleyerek herhalde konuyu yansıtmış oluruz. Fakirliğe ve açlığa mahkum ettikleri halkı ya Hristiyanlığı öven Kürtçe film-belgesellerle ya da yurt dışına pasaport vaadiyle kandırmaya çalışıyorlar.
Zavallı K. Irak şimdi açlık sınırında ve papazların tuzağına düşme tehlikesiyle baş başa... Mülteci ofisleriyle kurdukları ağ hem K. Irak'ta, hem de BM seviyesi altında bizzat Ankara ve İstanbul'da işliyor.
ABD bölgeye inemez!
11 Eylül sonrası artan İsrail etkisiyle Telaviv'in senaryolarına alet olan Washington, zoru görüyor ve bölgeye girme hevesini bilmem kaçınca kere erteliyor.
Körfez Savaşı'ndan bu tarafa hergün bölgedeyiz, geliyoruz, geleceğiz diyen ABD, Türkiye'nin Afganistan olmadığını görüyor.
Arızi bir güneş tutulmasına çarpılmış Ankara, yanlışlar yapabilir. Ancak bu ülkenin tarihi ve bin yıllık kurumları, geleneğinden beslenerek, geleceği okuyabiliyor. ABD, Türkiye'yi geçiştiremez. 4. kol hareketiyle bazı yanılsamalar oluştursa da ümüğinden sıkılan millet, gerçeği görmekte gecikmez, gecikemez.
Washington'un bölgeye ilişkin taleplerinde hiçbir soru işareti yok. Kuzeyimizde bir Kürt devleti ilân edilecek (kurulacak demiyorum) sonrada bu mesele, Güneydoğumuz'dan Türkiye'yi vuracak!
Barzani ve Talabani'nin temsilcilerinin Washington'da yaptığı temaslarda ortaya atılan "Kerkük Kürtler'e" mesajı, Beyaz Saray'ın Türkiye için havuçtan sopaya geçtiğinin de bir işareti.
Havuçtan sopaya
Daha bir ay öncesine kadar "Bağdat'a girin Kerkük sizin" diyenler havuçu yemeyen Türkiye'ye şimdi sopayı gösteriyorlar. "Kerkük'ü Kürtler'e veririz."
ABD Kerkük'ü ne Kürtler'e verebilir, ne de bize... Bunu icra etmeye gücü yetseydi şayet, şimdiye kadar çoktan bu işi halletmiş olurdu. Kerkük Kürtler'e mesajı blöften ibaret... Türk Silahlı Kuvvetleri, Washington'un bölgedeki hedeflerinin önündeki en büyük engel. Orgeneral Tuncer Kılınç Paşa bunu geçen hafta bir kez daha yineledi:
"Kürt devleti bölgeye müdahale nedenimizdir bu böyle biline." Bu cümlenin tercümesini de yapalım:
Türkiye Cumhuriyeti'nin parçalanmasına müsaade etmiyeceğiz.
Sözün fazlası deliye
Şimdi görüyorsunuz değil mi? Saddam'dı, Kerkük'tü, Apo'ydu, Kürtler'di derken yapılan tartışmaların hepsinin hedefinde, Türkiye var. Sözün tamamı deliye söylenir hesabı projelerini, Avrupa Birliği gibi, Saddam vahşeti gibi kavramlar etrafında dolaştırıyorlar. Ama tüm bu sürecin odağındaki adres Türkiye...
Siyaset sınıfının muhalefetiyle, iktidarıyla Washington'dan, Brüksel'den esen bu koroya nasıl eşlik ettiklerinin takdirini sizlere bırakarak, bir noktanın daha altını çizelim.
K. Irak meselesi, Türkiye'de Apo'nun idamının kaldırılması talepleriyle eş zamanlı olarak gündeme taşındı. Yani Ankara'da Apo, K. Irak'ta Kürt devleti senaryoları aynı sürecin dilimleri gibi soyularak önümüze konuldu. Fotoğrafın karelerinde söyledikleri şey şu;
"Irak'ın kuzeyinde siz istesenizde istemesenizde bir Kürt devleti kuruldu. Şimdi bunu tartışmaya açmak yerine fiili durumdan başlayarak bölgeyi konuşalım." Türkiye'yi ikna etmek içinse bazen Kerkük gündeme geliyor, bazen Türkmenler. Irak 4'e bölünsün bu parçalanmanın bir bölümüde ise Türkmenler olsun vaadiyle ikna edilmeye çalışılan Türkiye, her defasında Genelkurmay vasıtasıyla konuyu en doğru yerden okuyor ve senaryoları bozuyor.
Türk Ordusu Kuzey Irak'ta
Üstelik Türk Silahlı Kuvvetleri Erbil, Kerkük ve Dohuk'ta sıcak askeri varlığıyla bulunuyor. İstediği ve gerekli gördüğü an 36. paralelin kuzeyine giriyor, çıkıyor. Verilen mesaj net: Biz buradayız, söylediklerimiz sadece sözden ibaret değil. Fiilende ve bir savaşı da göze alarak bölgeyi koruyacağız, kollayacağız!
TSK'nin bu tavrına karşılık Washington, askerî anlamda dikkat çekici bir şekilde bir adım atamıyor. Saddam'a yönelik operasyon, son 10 yıldır hep konuşuluyor ama icraat yok. Yaptıkları şey, Vatikan aracılığıyla gerek Kürt gerekse Türkmen bögelerinde, misyonerlerini cirit attırıyorlar.
Nüfusunun sadece % 5'i Hıristiyan olan Erbil şehrinin en büyük mabedinin, bir kilise olduğunu söyleyerek herhalde konuyu yansıtmış oluruz. Fakirliğe ve açlığa mahkum ettikleri halkı ya Hristiyanlığı öven Kürtçe film-belgesellerle ya da yurt dışına pasaport vaadiyle kandırmaya çalışıyorlar.
Zavallı K. Irak şimdi açlık sınırında ve papazların tuzağına düşme tehlikesiyle baş başa... Mülteci ofisleriyle kurdukları ağ hem K. Irak'ta, hem de BM seviyesi altında bizzat Ankara ve İstanbul'da işliyor.
ABD bölgeye inemez!
11 Eylül sonrası artan İsrail etkisiyle Telaviv'in senaryolarına alet olan Washington, zoru görüyor ve bölgeye girme hevesini bilmem kaçınca kere erteliyor.
Körfez Savaşı'ndan bu tarafa hergün bölgedeyiz, geliyoruz, geleceğiz diyen ABD, Türkiye'nin Afganistan olmadığını görüyor.
Arızi bir güneş tutulmasına çarpılmış Ankara, yanlışlar yapabilir. Ancak bu ülkenin tarihi ve bin yıllık kurumları, geleneğinden beslenerek, geleceği okuyabiliyor. ABD, Türkiye'yi geçiştiremez. 4. kol hareketiyle bazı yanılsamalar oluştursa da ümüğinden sıkılan millet, gerçeği görmekte gecikmez, gecikemez.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021