İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, Kahramanmaraş merkezli depremin 10. gününde yaptığı: "3-4 yıldır Türkiye, 99 depreminden itibaren deprem hazırlıklarını sürdürüyor. Devletin gücünün nasıl olabileceğini ortaya koymaya çalışıyor. Bizim hazırlığımız İstanbul depremiydi. Fakat Kahramanmaraş hattı da bizim için önemli alanlardan bir tanesiydi' sözleri malumuz.
Aslında bu açıklama ve ardından alınan kararlar, atılan adımlar bile beklenen İstanbul depremi için hiç bir şey yapılmadığının itirafıdır. Matematik yalan söylemez.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın en son verilerine göre ise İstanbul'da hayata geçirilen kentsel dönüşüm kapsamında bugüne kadar 39 ilçede toplam 695 bin konut yenilendi, 93 bin konutun ise dönüşümü devam ediyor.
Rakamı 800 bine yuvarlayalım.
Hatırlayın! 26 Eylül'de 2020'de Silivri açıklarında meydana gelen 5.8'lik deprem meydana geldi. İstanbul'da ulaşım kilitlendi, haberleşme çöktü.
17 Kasım 2021'de Düzce'de deprem meydana geldi, İstanbul sallandı. Yine ulaşım kilitlendi, haberleşme çöktü.
2020'deki Silivri depreminden sonra İstanbul'da 9 okul binasının yıkılacağı, az hasarlı okul binalarında ise güçlendirme çalışması yapılacağı açıklandı.
Şimdi Kahramanmaraş'ta deprem oldu. Hükümetimiz, İstanbul'da 93 okulun acil yıkılacağını, 11 hastanenin ise boşaltılacağı duyuruldu.
Yani Kahramanmaraş'ta deprem olmasaydı o okullar eğitime, hastaneler ise hizmete devam edecekti.
Demek ki, İstanbul depremi için hiçbir şey yapmadınız, diyenlere kızmamanız gerekiyor.
Bakın İstanbul'a nasıl ihanet edilmiş
Sayın Erdoğan'ın; "İstanbul müstesna bir şehir ama biz kıymetini bilemedik, ihanet ettik. Ben de bundan sorumluyum" itirafı malum.
Ama tek sorumlu Sayın Erdoğan değildir. Tansu Çiller'de en az Erdoğan kadar sorumludur.
90'lı yıllarda bilinçsiz terörle mücadele kapsamında Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizdeki köyleri boşalttırdı. 3 milyondan fazla insanımız toprağından oldu.
Bu insanlarımızın çoğu İstanbul'a geldi. Ümraniye, Sultanbeyli, Gaziosmanpaşa, Sultan Gazi, Sultançiftliği ve Esenyurt gibi dün mahalle olan yerler şimdi en kalabalık ilçeler oldu.
Nasılını ise Sayın Erdoğan 1996'da İBB Başkanıyken açıklamıştı: 'Kaçak yapılara ruhsat verip, bağış alıyoruz'.
Rakamlara bakalım
Tarih 2023 ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul'da 1,5 milyon riskli konutu hem Anadolu hem Avrupa yakasına taşıyacaklarını, açıklıyor.
TÜİK'in Bina ve Konut Nitelikleri Araştırması'na göre 2021 itibariyle İstanbul'daki binalarda 4 milyon 755 bin 86 hane halkı yer alıyor.
Bunlardan 493 bin 276 hanenin bulunduğu binalar 1980 ve öncesinde
1 milyon 750 bin 833 hanenin binaları 1981- 2000 döneminde
2 milyon 173 bin 468 hanenin binaları 2001-2021 döneminde yapılmış
337 bin 508 haneyi barındıran binaların yapım tarihi ise bilinmiyor.
Yuvarladığımız rakam kaçtı? 800 bin. Demek ki derse çalışmamışlar.
Daha vahimi var
Marmara depreminin yaşandığı 1999 yılında İstanbul'un nüfusu 10 milyon 786 bin 300 kişi.
'Hazırlığımız İstanbul depremineydi' diyen 21 yıllık tek parti iktidarına soralım:
1- Neden, İstanbul'un nüfusunu iki katına çıkardınız?
2- Neden, Türkiye ekonomisini başta İstanbul olmak üzere Marmara Bölgesine endekslediniz?
3- İstanbul'un yükü ortadayken 44 özel üniversitenin İstanbul'da açılmasına neden izin verdiniz?
4- Ya resmi olarak 1 milyon 300 bin Suriyeli olmak üzere toplamda en az 2 milyon Suriyeli, Afgan ve diğer tabancıların İstanbul'a yerleşmesine neden izin verdiniz, göz yumdunuz?
Bile bile hazırlık yapılmamış
İBB, AKP'de olduğu 2018 yılında gerçekleştirilen revizyon çalışmasında İstanbul'da deprem riski ölçülen toplam bina sayısı 1.166.330 olarak açıklanmış.
Bunlardan ağır hasar görecek bina sayısının 194 bin olduğu ve buralarda oturan 3 milyon dolayında kişinin evsiz kalacağı belirtilmişti.
Dikkat!
Kandilli Rasathanesi'nin derlediği verilere göre ise İstanbul'da muhtemel 7.5 ve üzeri şiddetli bir depremde hafif, orta, ağır ve çok ağır hasar alması beklenen bina sayısı 491 bin. Bu binada oturanların sayısı da 6.2 milyon kişi.
Vatandaş ne yapsın?
Sayın Erdoğan, 'her şeyi devletten beklemeyin. Birazda taşın altına elinizi koyun' diyor ama taşı oynatamıyorsun ki, altına elini koyasın.
Ben, İstanbul'un riskli diye açıklanan Halkalı (Küçükçekmece) semtinde oturuyorum. Kiracıyım. Akşam kiralık daire fiyatlarına baktım.
Aman Allah'ım! 6 binden aşağı kiralık ev yok. 6 bin ile 10 bin TL arası evler 99 öncesi yapımı. Son 5 yılda yapılan evlerde ise 20 bin TL'den 65 bin TL'ye kadar fiyat aralığı var. Ev almak ise mümkün değil.
Kısaca vatandaş taşın altına el koymak istese bile koyamıyor. Haliyle moloz altında kalmayı kader olarak kabul ediyor.
Okul
Küçükçekmece Beşyol'da Bahçelievler istikametinden olan bir okula birkaç yıl önce uğramıştım.
Okul çok dikkat çekiciydi. Bu okul ne zaman yapılmış? 1965'te, dediler. Tarihi eser diye mi yıkmadılar, dedim. Gülümsediler.
Güçlendirme yapıldı mı? 99 depreminden sonra. Ama okul yıkılacak gibi duruyor. Cevap yok.
İşte o okul, hükümetin açıkladığı listede yine yok. Ama hazırlanıyorlarmış…
- Peygamber Efendimizin doğum günü / 03.09.2025
- Tek parti iktidarı fakirden alıp zengine veriyor / 01.09.2025
- Yandaş medya nereye koşuyor, yargı ne yapıyor? / 31.08.2025
- Bu zafer öyle üç satır ile gerçekleşmedi, bakın nasıl gerçekleşti? / 30.08.2025
- Öcalan-Kandil- DEM açık, AKP-MHP kapalı oynuyor / 29.08.2025
- Bugüne kadar hangi asker veya askerler anayasa yaptı? / 28.08.2025
- Gereğini yapmanız için daha kaç bin Müslümanın ölmesi lazım? / 27.08.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’ komisyonu ilk görevini tamamladı / 25.08.2025
- Filistin’den, Erdoğan’a 3 mektup / 24.08.2025