Seçimler yaklaştıkça siyasi çevreler hareketlenmeye başlar. Sivil toplum örgütleri, üniversite,medya mensupları, ilim ve fikir adamları, aydınlar, siyasetin ve bürokrasinin eski ve yeni yüzleri yeni oluşumlar için yollar,imkanlar ve çarelere ararlar.Olması gereken de budur. Haliyle hepimiz bu milletin ve memleketin evladıyız, vatandaşlarıyız. Aklımızın kestiği, gücümüzün yettiği kadar yapmamız gereken görevlerimiz var.hatta bu durum adı geçen çevreler için bir zarurettir.Bütün bunlar yapılırken bir şeyi gözden kaçırmamak gerekir. O da yapılmak istenen şeyin maksadı ve mahiyetidir. Öyle ya yapılan çalışmalar niçin yapılmaktadır ve nasıl olacaktır.Önce meseleyi ortaya koymak lazım. Yani mesele kişilerde mi, yoksa sistemde mi? Yoksa her ikisinde mi? Eğer bu nokta aydınlığa kavuşursa hem doğru bir başlangıç yapmış oluruz, hem de hep birlikte başarılı ve mutlu neticeye doğru yol almış alırız.Bu temel ölçüyü ifadeden sonra dilerseniz siyasei çevrelerdeki hareketlenmelere kısaca bakmaya çalışalım. Görülen o ki meseleye sadece kişiler ve partiler bazında bakılıyor. Yani bizim adaylarımız ve partilerimiz iş başına gelirse mesele kendiliğinden halledilmiş olur. Genel hatlarıyla sağın da solunda yaklaşımı bu... O halde şunları bunları bir araya getirelim. onlar da meseleleri çözsün ve halletsinlerEsasen bu yaklaşım çok partili siyasi hayatımızın temel özelliklerinden biridir. Yani yabancısı olmadığımız bu yaklaşım hem yeni değil hemde çok denenmiş.Bu "bizimkiler" dediğimiz kadrolar daha önce ne yaptılar, şimdi ne yapacaklar. Bu sözünün cevabı ülkemiz ve bölgemiz adına hayatı önem arzetmektedir. Çıkmaz sokaklarda ya da yanlış yollarda ısrar edip sadece şöfor ve araba değiştirmek bugüne kadar olduğu gibi bundan böyle de çare olmaz ve kaçınılmaz neticeyi değişremez.Ama hayır niyet ve gaye yanlışları düzeltmek, eksiklikleri tamamlamak, olumsuzlukları olumlu kılmak ise o zaman hem şahıslar ve hem de sistem üzerinde çok iyi düşünmek zorundayız... Eğer hasta gerçekten bizim hastamıa önce doğru teşhis ardından doğru reçete ve reçeteye hakim bir doktor ve kadro.Bugün ülke meselelerini masaya yatırdığımızda aynı problemleri hep birlikte görebiliyormuyuz. Yani devletimizin bağımsızlığı, vatanımızın bölünmez bütünlüğü, milli birlik ve beraberliğimiz, dini, milli ve tarihi değerlerimiz, ekonomimiz, yer altı ve yer üstü kaynaklarımız, sınırlarımız, bölgemizdeki gelişmeler gibi daha bir çok başlıklarda kaygıları, endişeleri yaşıyormuyuz.... Onların bunların sebepleri, nerden ve kimler tarafından tezgahlandığı, nihai hedeflerinin ne olduğu... Öncelikle bu teşhisin her türlü önyargıdan uzak olarak yapılması şarttır. Ardından nasıl çözüleceği konusu gelirki en az teşhis kadar hatta daha da önemlidir.Tesbiti ve çözümü doğru olarak ortaya koyan irade bu işi kimin yapacağı sorusunu da cevaplamış olur. Ülkemizin içinde bulunduğu meselelere bu zaviyeden bakmadıktan sonra tekrarlarla oyalanmaktan kurtulamayız. Ülkenin de buna ne kadar tahammülü var. oda bilinmez.İşin bu noktasında yüce milletimizle ve ilgililerle bir şeyi paylaşmakda hayli zaruret vardır....Son zamanlarda Prof. Dr Haydar Baş'ın iki önemli eseri hem ülkemizde, hemde dünyada cidi manada tartışılıyor. Eserlerden bir ve ilik "Milli Ekonomi Modeli" İstanbul'da ve Bakü'de yüzlerce ilim adamı, akademisyen, iktisater ve ekonomistler tarafından ele alınarak tebliğler sunuldu, müzakereler yapıldı ve Nobele aday gösterildi... Aynı eser şimdi Avrupada tartışmaya başlandı...İkinci eser "Sosyal Devlet- Milli devlet" büyük bir titizlik ve ciddiyetle tartışılmaya başlantı. Siyasette çözüm arayanların bu iki eserden ve sahibinden haberdar olmamaları mümkün değil. O halde Türkiye hem kendisi için hem de bütün insanlık için bir ilki gerçekleştirmek fırsatı ile karşı karşıyadır. çözüm olan beri gelsin....
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010