MB politika faiz oranını 250 baz puan artırarak %40'tan %42.5'e yükseltti.
Son yedi toplantıda politika faizi toplamda 34 puan artırılmış oldu. Bir sonraki PPK toplantısı ise, 25 Ocak'ta yapılacak.
Tarihler 27 Şubat 2001'i gösteriyordu…
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit tarafından kurtarıcı olarak çağrılan Derviş, milyonlara acı ilacı içirip, IMF'den yüklü miktarda borç almıştı.
Derviş daha sonra ekonomiyi ayağa kaldıramayacağını anlamış ve 2002 Ağustos ayında görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı.
Dün ve bugüne bakıldığında görünen tek bir gerçek var.
Türkiye adeta kapitalist sistemin uygulayıcıları tarafından 'Kobay ülke' seçiliyor.
Dün Derviş'i kurtarıcı olarak görenler, bugün Mehmet Şimşek'ten mucize bekliyorlar!
Anayasamızda çok önemli bir yer tutan 'sosyal devlet' ilkesi, gayri milli anlayışlara sahip yöneticiler tarafından adeta kadük bırakılıyor.
Faizlerin artırılmasıyla ekonomide yaşanan aşırı fiyatlanmanın frenleneceği veya aşağı çekileceğini bekleyenler, daha çok beklerler!
Bu kafaların bırakın milleti ve ekonomiyi kurtarmasını, tuttukları her şeyi kurutuyorlar.
Klasik kapitalist mantığa göre, faizler artırılınca piyasada bir talep daralması olması beklenir.
Bu sayede müşteri bulamayan satıcıların ürünlerinde mecburi bir fiyat indirimine gideceği öngörüsü hesaba katılır.
Bu o kadar bilim dışı ve tehlikeli bir yöntemdir ki, bu uygulama ile fiyatların düşürülmesi beklenirken, tam tersine üretim yapan merkezlerin büyük oranda işçi çıkarması sonucu ile karşılaşılır.
Üretilen total malların fiyat artışlarına bakıldığında, bunun talep artışı ile hiçbir alakasının olmadığı görülür.
Yani fiyatların artış hızının engellenmesi veya aşağıya çekilmesine neden olacağı düşünülen talep daralmasının, bizzat fiyatları daha fazla artıran etken olma özelliği gözlerden kaçırılır. Zira faizlerin yükselmesiyle orantılı artış gösteren kredi faizlerinin üretim maliyetlerini artırdığı bilimsel bir hakikattir.
O halde faizlerin artırılmasıyla fiyatların aşağı yönde düşmesi mümkün olamayacağına göre, asıl tetiklenen bir başka tehlikenin, işsizlik oranlarındaki patlama olacağı iyi bilinmelidir. Bu da sosyal patlamanın altyapısını oluşturmaktır.
MB bugünkü yapısı ile ekonomiye çok büyük bir darbe vurmaktadır. Milletin sırtında büyük bir kambur haline gelen MB uygulamaları, tümüyle değişikliğe uğramalı ve milli bir modele geçiş söz konusu olmalıdır.
Mevcut sistemde faizlerin aşağı yukarı yönde seyretmesinin ve hatta sıfır bile olmasının pek bir faydası olmayacaktır.
Sistem tümüyle resetlenmelidir.
Çözüm çok basittir ama bakana değil, görene!
Çözüm Mili Ekonomi Modeli'dir.
Bu model üzerinde Haydar Baş Bey tam olarak 30 yıl boyunca çalışma yapmıştır.
Bu model için 10 Uluslararası "MEM" kongreleri yapılmıştır.
Dünya iktisat tarihinde böylesine büyük bir devrim ve bilimsel bir tez kayda geçmemiştir.
Ancak bu sistemin uygulanması ile faiz belasından kurtulmak mümkündür.
Faizden kurtulmak demek, dövizin köpükleneceği anlamına gelmez.
Böylesine bir beklenti, ancak mevcut kapitalist sistemin uygulandığı piyasalar için geçerlidir.
Bu bakımdan, işin ehli olmayanlar tarafından bu minvalde ahkam kesilmesinin hiçbir bilimsel ve mantıklı açıklaması yoktur.
"Döviz nasıl olur da artmayacakmış" gibi klasik iktisat biliminden hareket edenlere deriz ki, gerçekten bunun cevabını merak ediyor ve bilmek istiyorsan, git Hüseyin Baş'a sor.
Ama öğrendikten sonra sen de Yiğit Bulut gibi yapma!
- Muhalefet tek çatı altında birleşmeli / 19.06.2025
- Türk ordusu hazır olmalı! / 17.06.2025
- MİT’in içinde MOSSAD ajanı var mı? / 16.06.2025
- Atatürk’e kumpas kuran alçak şerefsiz! / 11.06.2025
- Anayasa kalsın, lütfen siz gidiniz! / 06.06.2025
- Uzun dönem iktidar olmanın sırrı! / 05.06.2025
- Şara’ya suikast düzenlenecek, Kobani işbaşına getirilecek / 04.06.2025
- CHP-AKP-MHP-DEM aynı safta birleşti! / 03.06.2025
- En büyük darbe 24 Ocak kararlarıdır! / 02.06.2025