Cari işlemler açığı rekor üstüne rekor kırıyor.Geçen sene Mart ayında 1,18 milyar dolar olan cari açık bu yılın Mart ayında 4,3 milyar dolara yükseldi. Yani cari açık 3,5 kart artış gösterdi.2009 yılının Ocak-Mart dönemini kapsayan ilk üç ayında ise 2 milyar dolar olan cari açık bu yılın ilk üç ayında tam 5 kat artarak 10 milyar dolar oldu.Hükümetin ekonomi yetkilileri dış ticaretteki hareketliliği, ihracattaki cılız artışı örnek göstererek ekonomideki toparlanmadan bahsedip duruyorlar.Halbuki dış ticaret hacmindeki artışın, cari açıktaki rekor artışlara baktığımızda, aleyhimize işlediği ortada. Dahası, ihracatta cüzi bir artış var ama ithalattaki artış kat kat daha fazla ve neticede Mart ayında ithalat ile ihracat arasındaki farkı gösteren dış ticaret açığı yüzde 190 artmış.Üstelik yapılan ihracat da ithalata dayalı.Hatırlarsanız, daha önceki yazılarımızda Türkiye ihracat yaptıkça dış ticaret açığının mecburen artacağını vurgulamıştık. Çünkü hammaddede dışa bağımlıyız, enerjide öyle, sermayede de öyle? Yani biz yaptığımız üretimde de ihracatta da Türkiye'ye değil, dışarıya çalışıyoruz. Kendimize bile faydası olmayan bir dış ticaretten bahsediyorum. Bize hamaliyesi dışında hiçbir karı yok.Peki, olması gereken dış ticaret anlayışı nasıldır?Bu sorunun cevabını sadece Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli'nde (MEM) bulabilirsiniz.Öncelikle üretimden başlarsak, üretimin en temel unsurları enerji, sermaye ve hammaddedir.Türkiye bir hammadde ve enerji cennetidir. 3 katrilyon dolarlık çeşit çeşit yer altı kaynağını işlediği takdirde ve enerji potansiyelini değerlendirdiği takdirde Türkiye'nin bırakın dışarıya bağımlı olmasını tüm dünyayı besleyen bir konuma geleceği aşikardır.Bu gerçeğe rağmen enerji ve hammadde bağımlılığımız yüzde 80'lerin üzerinde?Kendi yerli kaynaklarımızı devreye koyduğumuzda üretim maliyetlerinde ciddi bir düşüş yaşanacaktır.Sermaye de üretimin belkemiğidir. Yabancı sermaye ile üretim yapılırsa bu hem kur değeri hem de faiz kadar bize ek yük getirmektedir. Halbuki üretimde senyorajı devreye koyarsak bu yükleri tamamen ortadan kaldırmış oluyoruz.Yerli hammadde, yerli enerji ve yerli sermaye ile yapılan üretime bizim üretimimiz, yaptığımız ihracata ise bizim ihracatımız diyebiliriz ve bu dış ticaret açığı ve cari işlemler açığı asla oluşturmaz.Bir de Prof. Dr. Baş'ın ifade ettiği gibi yapılan ihracatın karşılığında kendi milli paramızı talep etmeyi başarırsak işte o zaman dış ticarette mükemmele ulaşmış oluruz. Bu yöntemle hem ürünümüzü ihraç ederken, hem de paramızı ihraç etmenin de yolunu bulmuş oluyoruz.Paramızın bir dünya parası olması ancak böyle mümkündür.Mevcut iktidarın bağımlılığı ve eteğindeki taşlar sebebiyle bu bahsettiğimiz doğruları hayata geçirebilmesi mümkün değildir.Bunların yapılması ancak, sadece milletinden icazet almış bir siyasi iktidar ile mümkündür.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- İmtiyaz imtiyazı doğurur, imtiyaz bölünmeyi getirir / 22.07.2025
- Şara yönetimine hamilik Türkiye’nin çıkarına değil / 18.07.2025
- Türkiyeli değiliz, Türk Milleti’yiz / 17.07.2025
- Milletimizin ‘Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ kutlu olsun / 16.07.2025
- Millet iradesi ‘komisyon’ değil, ‘referandum’dur / 15.07.2025
- Silah bırakan PKK, taviz veren niye biz? / 12.07.2025
- PKK’lılar ve silahları bu kadar mı? / 11.07.2025
- Öcalan: ‘Varlık tanınmış, ana amaç gerçekleşmiştir’ / 10.07.2025
- Şehitlerimize yas tutarken sorular cevap bekliyor / 09.07.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’, ‘terörsüz’ Türkiye mi? / 08.07.2025
- Şara yönetimine hamilik Türkiye’nin çıkarına değil / 18.07.2025
- Türkiyeli değiliz, Türk Milleti’yiz / 17.07.2025
- Milletimizin ‘Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ kutlu olsun / 16.07.2025
- Millet iradesi ‘komisyon’ değil, ‘referandum’dur / 15.07.2025
- Silah bırakan PKK, taviz veren niye biz? / 12.07.2025
- PKK’lılar ve silahları bu kadar mı? / 11.07.2025
- Öcalan: ‘Varlık tanınmış, ana amaç gerçekleşmiştir’ / 10.07.2025
- Şehitlerimize yas tutarken sorular cevap bekliyor / 09.07.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’, ‘terörsüz’ Türkiye mi? / 08.07.2025