Bir ülkenin ve milletin geleceği için tarım, olmazsa olmazdır. "Tarım en stratejik sektördür" der, Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş; "Topsuz, tüfeksiz savaşılabilir ama gıdasız savaşılamaz" diyerek de tarımın önemini bir kez daha vurgular.
Tarım bu kadar hayati önemde bir sektör olmasına rağmen, AKP iktidarı döneminde en fazla ihmal edilen sektör olmuştur.
ABD ile sözde stratejik müttefikliğe, asla gerçekleşmeyecek olan AB hayaline kurban edilmiştir.
Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun'un ve Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in tarım ile ilgili yaptığı açıklamalar tarım köylüsünün bugünkü halini gözler önüne sermektedir.
Madde madde, özetle aktarmaya çalışalım:
* Çiftçilerin nakit borçları 2018 yılında 2004 yılına göre yüzde 1928 oranında arttı.
* Çiftçi Kayıt Sistemi'ne (ÇKS) kayıtlı çiftçi başına düşen borç, 2018 yılında 48 bin 548 TL'ye ulaştı.
* 2019'da takipteki krediler, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 48 artarak 5 milyar 196 milyon TL'ye ulaştı.
* Tarım arazilerinin yüzde 15'i, 2 milyona yakın çiftçinin tarlası ipotekli…
* Tarımda uygulanan yanlış politikalar, çiftçiyi yoksullaştırırken, halkın ucuz gıdaya erişimini engelledi.
* Çiftçiler 2017 yılına göre gübre fiyatında yüzde 100, mazot fiyatında yüzde 40, yem fiyatında yüzde 50, sulamada kullanılan elektriğin fiyatında yüzde 100'ü aşan zamlar nedeniyle üretim yapamaz ve borçlarını çeviremez hale düşürüldü.
* Çiftçiler, üretimden çekildikleri için traktör alamadı, aksine borçlarını kapatmak için elindeki traktörünü satmaya başladı.
* İnternet sitelerinde satılık traktör ilanı oldukça arttı. Traktör alınmazsa traktör üretimi de biter.
* 2019 yılında, 2017 yılına göre trafikteki tescil ettirilen traktör sayısı yüzde 59,3 oranında düştü. 2017 yılında trafikte tescilli traktör sayısı 7 bin 457 idi; 2019'da bu sayı 3 bin 37'ye indi.
* TARMAKBİR'in ağustos ayı verilerine göre traktör üretimi de 2019 yılının ilk 8 aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 54,4 oranında azaldı.
* Çiftçiyi yoksullaştıran yüksek girdi maliyetleri tüketiciyi de vurdu, tüketicinin mutfak masrafı katlandı, cebindeki para eridi.
* Çiftçi, artan maliyetleri nedeniyle üretim yapmıyor, iktidar daha çok ithalat yapıyor, sebze ve meyve fiyatları iki üç kat artıyor.
* Çiftçilerin sulama suyunda kullandıkları elektrik en önemli girdilerinden biri… Ocak 2018-Ocak 2020 döneminde elektrikte fiyat artışı yüzde 108'e ulaştı.
Çiftçiler, siyasilerden maliyetlerin yarı yarıya düşürülmesini, borçlarının yapılandırılmasını, borç faizlerinin silinmesini talep etmektedirler. Talep ediyorlar etmesine ama yanlış yerden talep ediyorlar.
Tarımın ve tarım köylüsünün hali ortada…
Bugün BRICS devletleri, başta Çin ve Rusya olmak üzere, içimizden birinin, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'yle karnını doyururken, sırtını giydirirken bizler ona ve modeline sırt dönmenin neticesinde en stratejik sektör tarımda bile iflas sürecindeyiz.
Dün Kapitalizmin kalesi olan ABD dünya tahıl ihracatında bir numara iken, bugün Rusya MEM'in tarım projeleriyle tahıl ihracatında ABD'yi solladı geçti.
Çin MEM'le 2020 yılı itibarıyla yoksulluğu tamamen sıfırlayacağını ilan ederken, kapitalist devletlerin Davos'unda bugün Kapitalizmin neden olduğu "gelir adaletsizliği" tartışılacak.
Biri işi çözdü, diğeri hala tartışıyor.
Bütün bu gerçekleri hala neden görmüyoruz?
Bu kör inat nedir?
Prof. Dr. Baş, MEM'in 821'inci sayfasında tarımın önemini şu cümlelerle anlatmaktadır:
"Milletlerin elinden toprağa bağlı ürünleri yetiştirme imkânlarının alınması, küreselleşmenin kullandığı silahlardan biridir. Milletler açısından bakıldığında bugün ve gelecekte önemini yitirmeyecek konuların başında, nesillerin yeterli ve dengeli beslenmesi gelmektedir. Çünkü yeterli gıda ve ürünlerin olmaması açlık tehlikesini getireceği gibi; dengeli beslenme olmaması durumunda da orta ve uzun vadede devletlerin geleceği için gerekli beyinlerin yetişmesine imkan olmayacaktır."
Sayın Baş, sayfa 812'de de, MEM'in uygulanacağı Milli Devlet modeliyle hem çiftçinin hem de tüketicinin memnun edileceğini belirtmektedir:
"Milli Devlet'in uygulayacağı politikalar, hem çiftçinin eline geçen parayı artıracak, hem de gıda fiyatlarını ucuzlatacaktır. Bu anlayış, kapitalist anlayışlarla taban tabana zıttır. Kapitalist devlette hem üretici, hem de tüketici mağdur edilmekte; Milli Devlet'te ise her iki kesim, yani üretici ve tüketici memnun edilmektedir."
BRICS devletlerini bu şekilde dünyanın zirvesine taşıyan, üreticilerini ve tüketicilerini memnun eden MEM'in kıymetini bizim milletimiz ne zaman bilecek, ancak o zaman bu dertlerinden kurtulacaktır.
Yoksa sürünmeye, duvara toslamaya devam…
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024