AKP'li yüz iyi adamın (tabii ki aynı onurlu duruşu tezkerenin yeniden oylanmasında gösterirlerse) direnişi AKP hükümet ve yönetimi ile ABD'yi zora soktu.
Hükümet, AKP lideri Erdoğan'ın grubunu ikna için sarfettiği "hayırcılar hele bir maaş alamasın o zaman görürüz" şantajı doğrultusunda aylardır buzdolabında beklettiği IMF'nin acı reçetesini devreye koydu.
Böylece şimdilik biraz acıtarak, hayır demenin maliyeti olduğunu göstermeye çalışıyor.
Yeni ek vergi ve zam paketinin başka bir anlamı yok. Hükümet zaten gizlemiyor da.
İşte Erdoğan'ın ağzından bundan sonra izleyecekleri yol haritası:
"Uygulanacak ekonomik tedbirlere vatandaşın da katlanması gerekir. Biz ABD ile ilişkilerin bozulmasından yana değiliz. ABD, stratejik ortağımızdır. İlişkilerimiz yeni başlamadı. Gelişmelere göre, hem siyasi, hem ekonomik anlamda her türlü tedbiri alırız."
Ekonomik tedbirlerin ne olduğunu önceki gün gördük. Siyasi tedbirden kasıt ise hayırcı bakanların tasfiyesi ve tezkerenin yeniden Meclis'e getirilmesi...
Ancak iktidar partisinin MKYK üyeleri, Meclis'ten geçmeyen bir tezkereyi aynı içerikte tekrar Meclis'e göndermenin sakıncalarını dile getirerek "zorla olmaz" haklı uyarısında bulundu. Bence AKP yönetimi bu günlerde ABD'ci medyaya kulaklarını tıkayıp tabanının sesine kulak vermeli.
Bu koşullarda tezkerenin çıkmayacağını gören AKP yönetimi ABD'ye "yeni tezkere için kamuoyunu ikna edecek adımı sizden bekliyoruz" mesajı iletmeye karar vermiş.
Henüz müzakere metinlerini dahi imzalamaya yanaşmayan ABD'den beklenen adım ne, doğrusu merak ediyoruz.
Hükümet ABD'den jest beklerken ABD içerdeki muhiplerinden cesaret alarak jest yerine rest çekmeye başladı bile.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Marc Grossman, Türkiye'yi Kuzey Irak konusunda tek başına hareket etmemesi konusunda ikaz ediyor. Ve asıl ağzındaki baklayı çıkarıveriyor: "Türkiye yeni Irak'ın oluşum sürecinde daha çok katılma şansını yitirdi."
Yani ABD'den beklenen adım "Irak'ın geleceğinde Türkiye'nin söz sahibi olacağı" havucunu çekmek ve Türk ordusuna tehdit sopasını göstermek oluyor.
ABD birinci tezkereyi geçirmek için nasıl "eğer ABD askerine geçit vermezseniz Kuzey cephesinden vazgeçeriz" blöfüne başvurmuşsa bu da öyle bir blöf.
ABD haksız, hukuksuz, Irak'ı işgal edebilecek ama Türkiye, kendisini tehdit eden oluşumları durdurmak için müdahale edemeyecek.
Maalesef bu ABD söyleminin bazı emekli generallerce de seslendirildiğini görüyoruz.
Bu söylem "eğer Rum kesimi, AB'ye üye olursa Türk ordusu adada işgalci olur" yanlış söylemi gibi kendi elimizle karşı tarafa koz vermek olur.
Bu dönemde herkes ne söyleyeceğini kırk ölçüp bir biçmeli ABD'nin psikolojik savaşına alet olmamalıdır.
ABD'nin ikinci şantajı da "Türkiye'nin Irak'ın yeniden yapılanmasında söz sahibi olamaması" iddiasıdır. Bunu da yarın ele alalım.
Hükümet, AKP lideri Erdoğan'ın grubunu ikna için sarfettiği "hayırcılar hele bir maaş alamasın o zaman görürüz" şantajı doğrultusunda aylardır buzdolabında beklettiği IMF'nin acı reçetesini devreye koydu.
Böylece şimdilik biraz acıtarak, hayır demenin maliyeti olduğunu göstermeye çalışıyor.
Yeni ek vergi ve zam paketinin başka bir anlamı yok. Hükümet zaten gizlemiyor da.
İşte Erdoğan'ın ağzından bundan sonra izleyecekleri yol haritası:
"Uygulanacak ekonomik tedbirlere vatandaşın da katlanması gerekir. Biz ABD ile ilişkilerin bozulmasından yana değiliz. ABD, stratejik ortağımızdır. İlişkilerimiz yeni başlamadı. Gelişmelere göre, hem siyasi, hem ekonomik anlamda her türlü tedbiri alırız."
Ekonomik tedbirlerin ne olduğunu önceki gün gördük. Siyasi tedbirden kasıt ise hayırcı bakanların tasfiyesi ve tezkerenin yeniden Meclis'e getirilmesi...
Ancak iktidar partisinin MKYK üyeleri, Meclis'ten geçmeyen bir tezkereyi aynı içerikte tekrar Meclis'e göndermenin sakıncalarını dile getirerek "zorla olmaz" haklı uyarısında bulundu. Bence AKP yönetimi bu günlerde ABD'ci medyaya kulaklarını tıkayıp tabanının sesine kulak vermeli.
Bu koşullarda tezkerenin çıkmayacağını gören AKP yönetimi ABD'ye "yeni tezkere için kamuoyunu ikna edecek adımı sizden bekliyoruz" mesajı iletmeye karar vermiş.
Henüz müzakere metinlerini dahi imzalamaya yanaşmayan ABD'den beklenen adım ne, doğrusu merak ediyoruz.
Hükümet ABD'den jest beklerken ABD içerdeki muhiplerinden cesaret alarak jest yerine rest çekmeye başladı bile.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Marc Grossman, Türkiye'yi Kuzey Irak konusunda tek başına hareket etmemesi konusunda ikaz ediyor. Ve asıl ağzındaki baklayı çıkarıveriyor: "Türkiye yeni Irak'ın oluşum sürecinde daha çok katılma şansını yitirdi."
Yani ABD'den beklenen adım "Irak'ın geleceğinde Türkiye'nin söz sahibi olacağı" havucunu çekmek ve Türk ordusuna tehdit sopasını göstermek oluyor.
ABD birinci tezkereyi geçirmek için nasıl "eğer ABD askerine geçit vermezseniz Kuzey cephesinden vazgeçeriz" blöfüne başvurmuşsa bu da öyle bir blöf.
ABD haksız, hukuksuz, Irak'ı işgal edebilecek ama Türkiye, kendisini tehdit eden oluşumları durdurmak için müdahale edemeyecek.
Maalesef bu ABD söyleminin bazı emekli generallerce de seslendirildiğini görüyoruz.
Bu söylem "eğer Rum kesimi, AB'ye üye olursa Türk ordusu adada işgalci olur" yanlış söylemi gibi kendi elimizle karşı tarafa koz vermek olur.
Bu dönemde herkes ne söyleyeceğini kırk ölçüp bir biçmeli ABD'nin psikolojik savaşına alet olmamalıdır.
ABD'nin ikinci şantajı da "Türkiye'nin Irak'ın yeniden yapılanmasında söz sahibi olamaması" iddiasıdır. Bunu da yarın ele alalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014