Az önce Atatürk'ten bir hatıra okudum. Çok hoşuma gitti. Şurup satan "Erbabı Bilir", Cumhuriyeti şöyle tasvir ediyordu: "Cumhuriyet… Benim gibi bir garibanın; Türk Ulusunun kurtarıcısı olan Ata'sının masasında oturabilmesi, kısaca adam yerine konulmasıdır."
19 Mayıs 1919'da başlattığı amansız mücadelenin meyvelerini daha 1923'lerin sonlarında toplamaya başlamıştı. Vatandaşın nabzını yokluyordu. 4 yılda ne büyük işler başarmıştı. Yıkık bir imparatorluktan bağımsız bir cumhuriyet kurmuştu. O günün koşullarını düşünüyorum da gazete dışında bir basın yayın organı yok. Telgraf dışında da iletişim aracı yok. Bu zor şartlarda bir milleti organize etmek, motive etmek ve sonuca ulaşmak. Ne müthiş bir başarı öyküsü.
Bugün bakıyorum da televizyonuyla, internetiyle milletin beynini dumura uğratacak tüm yayın organlarıyla 20 yıldır bu ülkeyi yıkamadılar çok şükür. Sata sata bitiremediler Cumhuriyet kazanımlarını. Sökemediler Atasını milletin kalbinden. Allah bu millete acımış olmalı ki Asker Atatürk'ü yaşatacak Hoca Atatürk'ü bahşetti bu millete. Bina on şiddetinde sallanıyor belki ama Hoca Atatürk binanın direklerine çelik takviyeler yaptı da gitti.
Asker Atatürk, Cumhuriyeti Türk gençliğine emanet etmişti. Hoca Atatürk de o gençliğin liderini bize emanet etti.
- Vasiyet ve sözleşme / 13.04.2025
- Chat Gpt ile MEM üzerine / 04.04.2025
- Gençlerin yurt dışı hayalleri / 03.02.2025
- Uzayda yaşam / 28.01.2025
- Terörist muhalifler! / 12.12.2024
- Mustafa / 09.11.2024
- Üçüncü boyut / 29.10.2024
- Erzincan altın madeni / 09.10.2024
- Bağımlılıktan kurtulmak / 01.10.2024