Cumhuriyet Bayramı'nda Trabzon Söğütlü'deydik.
Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP), Cumhuriyet'in ilanının 96'ıncı yıldönümü vesilesiyle Trabzon Söğütlü'de organize ettiği Cumhuriyet Bayramı Kutlaması muhteşemdi.
Binlerce vatandaşın yoğun katılımıyla gerçekleşen şölende davul zurna vardı, horon vardı, erik dalı oyunu vardı, marşlar, şiirler vardı, BTP kurmaylarının yaptığı günün anlam ve önemini ifade eden birbirinden güzel konuşmalar vardı.
Milli bayramlarımızın unutturulmaya, dini bayramlamızın ise içinin boşaltılmaya çalışıldığı bir dönemde BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın öncülüğünde gerçekleşen, milli ve dini bütün değerlerimizin sahip çıkıldığı bu törenler, kutlamalar, programlar gerçekten takdire şayan…
Milli ve dini değerlerimize sahip çıkmak güzel ama unutturulmaya çalışıldığı bir atmosferde sahip çıkmak çok çok güzel… Bizler de elimizdeki bayraklarla bu Cumhuriyet coşkusuna can u gönülden iştirak ettik, oldukça duygulu anlar yaşadık.
Özellikle de içinde geleceği aydınlatan birçok hikmetler bulunan "Andımız"ın hep birlikte tek bir ses ve tek bir ruhla okunması oldukça önemliydi.
Programda, ülkemizin güvenliği için canını siper eden Mehmetçiğimiz de unutulmadı; başta Prof. Dr. Baş ve BTP kurmayları olmak üzere tüm vatandaşlar ayağa kalkarak asker selamı verdiler.
Ne muhteşem bir görüntüydü.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş konuşmasını yapmak üzere kürsüye geldiğinde yer yerinden oynadı. Atatürklü Türk bayrakları Söğütlü meydanını gelincik tarlasına döndürdü.
Prof. Dr. Baş, "Bayramımız mübarek olsun. Cenab-ı Hak (c.c.) bu güzel günleri milletimize yaşamayı tekrar tekrar nasip eylesin" duasıyla başladı konuşmasına…
Öyle ya, bu bayramlarımıza sahip çıktığımız, anlamını idrak edebildiğimiz kadar bağımsısız. Cumhuriyet, Ata'mızın bizlere en güzel hediyesidir.
Cumhuriyetten önce padişahlar Türk milletine "kullarım" diye hitap ederken, Cumhuriyetle birlikte bu aziz millet, "efendiler" hitabıyla muhatap alınmış, devletin yönetiminde söz sahibi olmuştur.
Cumhuriyet, kölelikten efendiliğe geçiştir, insan olmanın, insanca yaşabilmenin anlamını kavrayabilmektir.
Prof. Dr. Baş, konuşmasının devamında, Türk milletinin zilletle yok edilmeye çalışıldığını ifade ederek şu önemli tespitlerde bulundu:
"Geçmişte bu bayramda herkes tebrik edilir, ama Türk milleti asla öne geçirilmez ve tebrik edilmezdi. Ama çocuk olduğumuz için bunun nedenini bilmezdik. Türkler böyle mahrum bırakılmış bir millettir. Ama Allah bu millete nazar eyledi ve şimdi coşkuyla bayramını kutlama noktasına geldi. Geçmişte Türk milletini bir zilletle yok etmeye çalışanlar, ben görüyorum ki; şimdi o zilleti kendileri yaşıyor ve yaşayacaklar."
Esasen Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyet'i kurmasının nedeni de buydu; yani Türk milletini zilletten kurtarmak…
İngiliz Sefiri ile yaşanan şu olay, bu niyetini açıkça ifade etmektedir:
Atatürk, İngiliz Sefiri ile yemek yerlerken, genç olan Türk garson, sefirin üstüne yemek döker.
Atatürk'ün sefire söylediği şu söz tarihi önemdedir:
"Ben bu millete her şeyi öğrettim ama uşaklığı asla öğretemedim."
Atatürk, tüm dünyaya, özellikle de Türk milletinin düşmanlarına sadece kendi elini değil, milletinin de elini öptürmüştür.
Türk milleti, Cumhuriyet ve kurucusu Atatürk'le izzet ve şerefine kavuşmuştur.
Bugün aynı onurlu duruşu, Atatürk'ün ayak izlerine basarak yürüyen, Hoş Geldin Atatürk kitabının yazarı, "Atatürk Vatandır" tezinin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş ortaya koymaktadır.
O gittiği her yerde Türk milletini en üst düzeyde temsil etmiştir.
27 Şubat 2013 tarihinde Rusya Duma'sında gerçekleşen Milli Ekonomi Modeli konulu toplantıda 6 saat modelini anlatmış ve Rus yetkililer tarafından ayakta alkışlanmıştır.
Bu toplantıdan sonra Türk düşmanı olarak bilinen Jirinovski, Prof. Dr. Baş'tan ve modelinden etkilenerek "Ne mutlu Türküm diyene" demiştir.
Prof. Dr. Baş, çocukluğunda yaşadığı Cumhuriyet kutlamalarını, 10 Kasımlarda Atatürk ile ilgili şiirler okumasını boşuna anlatmamaktadır.
Bugün vatana, millete gerçek anlamda hizmet eden bir kişinin, çocukluğunda Atatürk ve Cumhuriyet sevgisiyle yoğrulması gerektiğinin pratik örneğidir, Prof. Dr. Baş…
Prof. Dr. Baş, bu anlatımlarla, geldiği doğru yolu bize öğretmektedir.
Atatürk'ü gerçek anlamda tanımadan, Cumhuriyet'i hakkıyla idrak etmeden, asla Müslüman bir Türk kimliği oluşamaz.
İşte dün Atatürk'ün attığı temeli, bugün Prof. Dr. Baş, projeleriyle, çözümleriyle, eserleriyle ve örnek programlarıyla taçlandırmaktadır.
Geldiğimiz noktada, gerçek Atatürk'ü tanımanın ve en büyük miras olan Cumhuriyetin kıymetini bilmenin bugünkü adıdır, Prof. Dr. Haydar Baş…
Tekrar Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024