'Devletin Dini Adalettir' seslendirme dosyası:
İmam Ali (a.s) Beyt'ül- Malı bölerken fark koymaksızın onu halk arasında eşit olarak bölüyordu. İmam Ali'nin bu tutumu bazı kimseleri rahatsız etmişti, bundan dolayı bir çokları da Muaviye'nin yanında yer almışlardı.
İmam Ali'nin dostlarından bazıları Hazretin huzuruna varıp şöyle dediler: Eğer siyasetçi kimseleri iş başına getirir ve onları başkalarına tercih etmiş olunursa, işlerin ilerlemesi için daha uygun olur.
İmam Ali (a.s) onların bu önerisinden sinirlenip şöyle buyurdular:
"Acaba hükümetim altındaki insanlara zulmederek bu vesileyle kendi çevremde dostlar toplamamı mı bana öneriyorsunuz ? Allah'a ant olsun ki yer ve gök var olduğu müddetçe bu işi yapmayacağım. Eğer mal kendimin olsaydı onu eşit olarak bölerdim, nerede kaldı ki mal Allah'ın malıdır !"
Daha sonra şöyle buyurdular:
"Eğer bir kimse, iyi bir işi yerinde yapmazsa, bir kaç gün gönlü karanlık kimselerin yanında övülebilir, onların kalbinde sevgi oluşturabilir. Fakat kötü bir hadiseyle karşılaşınca ve onların yardımına muhtaç olduğu zaman dünya malı ve makamı için sana sevgi duyan kimseler, seni en fazla kınayan ve sana karşı en kötü dostlardan olurlar."
Yorumsuz demeyle yetinerek, altın bilezik değerinde ki bir tespitiyle büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ise adalet kavramına ilişkin şöyle der:
"Hükümet için esas olan kurallardan biri adalettir demiştim. Bunu geçekleştirecek yargı organlarıdır. Bir memlekette adalet mevcut olmazsa, o memlekette "anarşiden"başka bir şey yoktur."
Çağın bilgesi merhum Prof. Dr. Haydar BAŞ bey ise adaletin sadece Türk Milleti tarafından yaşanması için değil, tüm insanlığın doyasıya yaşaması için bir ömür sürdürmüştür.
O nun, "MEM" kurallarının gereği olarak tez haline dönüştürdüğü ve her Türk vatandaşı için öngördüğü 'vatandaşlık maaşı' tezi de ancak adalet kavramıyla izah edilebilir.
"Devlet eliyle, Koç'ta, Sabancı'da, hamal da aynı vatandaşlık maaşını alacak ama, yine herkes kendi gayreti ile çalıştığı ölçüde bir servete sahip olacaktır" şeklindeki açıklamalarında da yine adalet kavramının öne çıktığını görmekteyiz.
"Hak hukuk adalet"sloganlarıyla hak elde edİlmez.
Gerçekten de hak hukuk adalet isteniyorsa, takip edilecek yol ve doğru adrese gidecek tek kurtuluş gemisi Nuhun gemisidir.
Bu geminin kaptanları, İmam Ali'dir, Mustafa Kemal Atatürk'tür ve hoca Atatürk Prof.Dr.Haydar Baş'tır.
Tercih sizin…
Kimin Kılavuzluğunda yol almak isterseniz onun da gereğini yapmalısınız!.
İmam Ali'nin dostlarından bazıları Hazretin huzuruna varıp şöyle dediler: Eğer siyasetçi kimseleri iş başına getirir ve onları başkalarına tercih etmiş olunursa, işlerin ilerlemesi için daha uygun olur.
İmam Ali (a.s) onların bu önerisinden sinirlenip şöyle buyurdular:
"Acaba hükümetim altındaki insanlara zulmederek bu vesileyle kendi çevremde dostlar toplamamı mı bana öneriyorsunuz ? Allah'a ant olsun ki yer ve gök var olduğu müddetçe bu işi yapmayacağım. Eğer mal kendimin olsaydı onu eşit olarak bölerdim, nerede kaldı ki mal Allah'ın malıdır !"
Daha sonra şöyle buyurdular:
"Eğer bir kimse, iyi bir işi yerinde yapmazsa, bir kaç gün gönlü karanlık kimselerin yanında övülebilir, onların kalbinde sevgi oluşturabilir. Fakat kötü bir hadiseyle karşılaşınca ve onların yardımına muhtaç olduğu zaman dünya malı ve makamı için sana sevgi duyan kimseler, seni en fazla kınayan ve sana karşı en kötü dostlardan olurlar."
Yorumsuz demeyle yetinerek, altın bilezik değerinde ki bir tespitiyle büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ise adalet kavramına ilişkin şöyle der:
"Hükümet için esas olan kurallardan biri adalettir demiştim. Bunu geçekleştirecek yargı organlarıdır. Bir memlekette adalet mevcut olmazsa, o memlekette "anarşiden"başka bir şey yoktur."
Çağın bilgesi merhum Prof. Dr. Haydar BAŞ bey ise adaletin sadece Türk Milleti tarafından yaşanması için değil, tüm insanlığın doyasıya yaşaması için bir ömür sürdürmüştür.
O nun, "MEM" kurallarının gereği olarak tez haline dönüştürdüğü ve her Türk vatandaşı için öngördüğü 'vatandaşlık maaşı' tezi de ancak adalet kavramıyla izah edilebilir.
"Devlet eliyle, Koç'ta, Sabancı'da, hamal da aynı vatandaşlık maaşını alacak ama, yine herkes kendi gayreti ile çalıştığı ölçüde bir servete sahip olacaktır" şeklindeki açıklamalarında da yine adalet kavramının öne çıktığını görmekteyiz.
"Hak hukuk adalet"sloganlarıyla hak elde edİlmez.
Gerçekten de hak hukuk adalet isteniyorsa, takip edilecek yol ve doğru adrese gidecek tek kurtuluş gemisi Nuhun gemisidir.
Bu geminin kaptanları, İmam Ali'dir, Mustafa Kemal Atatürk'tür ve hoca Atatürk Prof.Dr.Haydar Baş'tır.
Tercih sizin…
Kimin Kılavuzluğunda yol almak isterseniz onun da gereğini yapmalısınız!.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hacı Gaydan / diğer yazıları
- Dünya aya giderken biz Silivri’ye gidiyoruz! / 04.07.2025
- Fakirliğe şükretmek Müslümanlık değil, salaklıktır! / 03.07.2025
- İsrail Kıbrıs’a yerleşiyor! / 01.07.2025
- Ortadoğu için tek kurtuluş: ATATÜRK modeli / 29.06.2025
- Türkiye uyuşturucu batağında! / 27.06.2025
- Atatürk’ün kurduğu fabrikalar / 26.06.2025
- Bu vebal, Abdülhamit’in boynunadır! / 25.06.2025
- Atatürk’e kumpas kuran alçak şerefsiz! / 24.06.2025
- Muhalefet tek çatı altında birleşmeli / 19.06.2025
- Türk ordusu hazır olmalı! / 17.06.2025
- Fakirliğe şükretmek Müslümanlık değil, salaklıktır! / 03.07.2025
- İsrail Kıbrıs’a yerleşiyor! / 01.07.2025
- Ortadoğu için tek kurtuluş: ATATÜRK modeli / 29.06.2025
- Türkiye uyuşturucu batağında! / 27.06.2025
- Atatürk’ün kurduğu fabrikalar / 26.06.2025
- Bu vebal, Abdülhamit’in boynunadır! / 25.06.2025
- Atatürk’e kumpas kuran alçak şerefsiz! / 24.06.2025
- Muhalefet tek çatı altında birleşmeli / 19.06.2025
- Türk ordusu hazır olmalı! / 17.06.2025