"Allah Kur'an'da diyor ya, geçiminizi ister genişletir ister daraltırım. Bugün de yaşadığımız işte budur. Cumhurbaşkanımız elinden geleni yaptı ve yapıyor.
Ekonomide tam düzelme ancak 20 yıl sonra mümkün olabilir. O zaman devlet herkese tam destek olacak."
Ben dinlerken de, yazarken de bir şey anlamadım.
Bu cümleleri kuran ismi, zarar görmemesi ve gazetecilik etiği gereği vermem uygun değil.
Bu sohbeti yaptığım kişi, işadamı ve eski bir bakan yardımcısı olmanın da ötesinde bir isim.
Geçen hafta bir dostumuzun mekânında tesadüfen karşılaştık ve Türkiye üzerine sohbette bulunduk.
İlk sorum şöyle oldu:
Ne olacak bu ekonominin ve Türkiye'nin hali?
Cevabı, beni ve yanımda bulunan Avukat arkadaşımı çok şaşırttı.
"CHP düzelirse, Türkiye de düzelir."
Verdiği bu cevabı çokça analiz edecek vakit olmadığı için ben kısaca tercüme ettim ve kendisi de buna katıldı.
En başta söze girerken kurduğu cümleye bakar mısınız?
Ekonominin bu hale gelmesinin sorumlusu mevcut iktidar değil de, hâşâ Allah'ın kendisi imiş!
Ayette öyle diyormuş!
Sebe suresi, 36. ayette geçer bu açıklama ve devleti değil, fertleri işaret eder.
Bu ayette anlatılan, yüce yaratıcının kimi kullarını zenginlikle veya daha az bir geçimle sınaması olayıdır ki, bir devletin vahşi kapitalist sistemin uygulanmasıyla batırılması ile uzaktan yakından hiçbir ilgi ve alakası yoktur ve olamaz!
Bu ayetin bu kadar pervasızca istismarına pes doğrusu!
Demek ki milleti bu şekilde efsunlayarak, mankurtlaştırıyorlar.
Akılsızlığın bu denli ileri boyut kazanmasına hayret ettim.
Ben de ona, "Akletmez misiniz" şeklinde Kur'an'da yüzlerce yerde geçen ayetlerin varlığını hatırlattım.
Mesela dedim; neden hiçbir iktidar en stratejik maden olan, Toryum ve Bor'dan hiç mi hiç bahsetmez?
Sizce bunun bir nedeni yok mudur?
Cevap şu oldu:
"Siyaset bir illüzyon gibidir. Siz ona bakarsınız ama arkasında bütün devletlerin istihbaratı vardır. Her şey onların yönlendirmesiyle olur. Bazen suya sabuna dokunmamak gerekir."
Siz bir şey anladınız mı bilmem ama, ben anlayacağımı anladım.
Şayet sizi iktidar yapanların uluslararası istihbarat örgüt çalışmalarıyla bir ilişkisi olduğuna inanmışsanız, zaten konuşacak bir şey kalmamış demektir.
Demek ki, siz bir projesininiz.
Demek ki, "Her şey Türkiye için" sözü büyük bir yalanmış!
Aslında millete anlatılan her şey yalanmış.
Mademki siyaset bir illüzyondur ve asıl olan arkasındaki güçlerdir, o zaman 21 yıldır bu milleti neden oyaladınız ve kandırdınız demezler mi?
Sohbet uzadı gitti ama benim kendisine söylediklerim karşısında baya bi suratı döküldü ve yelkenleri indirdi.
O konuşmalar özel olduğu için bizde kalsın.
Şunu gördüm ki, Türk milleti hiç bir zaman proje sahibi olamamış.
İktidar ve muhalefeti dizayn edenler hep bu proje sahipleri olmuş.
İnanın çok üzüldüm ve devletin düşürüldüğü bu vahim duruma acıdım.
Gayri milli olanların projelerine dahil olmayan iki isim tanıdım.
Mustafa Kemal Atatürk ve Prof. Dr. Haydar Baş.
Demiyorum ki başkaları yok.
Elbette vardır ama bu iki isim çok büyük bedeller ödedi ve hiç bir zaman başkalarının projelerinde yer almadı.
Tam bağımsız Türkiye olmak için çok bedeller ödenmiş.
Bugün de ödeniyor.
Ya tam bağımsız Türkiye, ya da uşaklık!
- PKK’ya değil, ABD’ye silah bıraktırın / 07.07.2025
- Türkiye işgal mi edildi? / 05.07.2025
- Dünya aya giderken biz Silivri’ye gidiyoruz! / 04.07.2025
- Fakirliğe şükretmek Müslümanlık değil, salaklıktır! / 03.07.2025
- İsrail Kıbrıs’a yerleşiyor! / 01.07.2025
- Ortadoğu için tek kurtuluş: ATATÜRK modeli / 29.06.2025
- Türkiye uyuşturucu batağında! / 27.06.2025
- Atatürk’ün kurduğu fabrikalar / 26.06.2025
- Bu vebal, Abdülhamit’in boynunadır! / 25.06.2025