Sayın Doğu Perinçek Aydınlık gazetesinde "Merhaba kamuculuk: Dolar saltanatı yıkılıyor" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Bu yazısını bölüm bölüm sosyal medya üzerinden de paylaştı.
Perinçek yazısında özetle, yeni bir dünya düzeninin kurulduğundan, ABD'nin hegemonyasının ve dolar saltanatının sona erdiğinden bahsediyor.
Dolar saltanatının bir haraç sistemi olduğunu ifade ediyor.
Dolar balonunun patlamak üzere olduğunu belirten Perinçek, bunda en büyük rolün Çin'in yükselişi ve milli paralarla ticaretin yaygınlaşması olduğunu ifade ediyor.
Milli paralarla ticaret yapan ülkeler olarak da Çin, Rusya, İran ve Türkiye'yi sayıyor.
Yazısında, "Başta Çin, Rusya, İran, Türkiye olmak üzere birçok ülke aralarındaki ticarette Doları terk etmekte ve millî paralarla değişime yönelmektedir. 'Swap' aracılığıyla millî paralarla değişim uygulamaları da bu tabloya eklenmelidir" diyor.
Sayın Perinçek'e "gayet iyi bildiği" ama ifade etmediği şu gerçekleri bir kez daha hatırlatmamız gerekiyor:
Milli Paralarla Ticaret, Prof. Dr. Haydar Baş'ın 2005 yılında dünyaya uluslararası bir kongreyle tanıtılan Milli Ekonomi Modeli'nin (MEM) bir projesidir.
MEM kitabının ilk baskısının 277'nci sayfasında Milli Para ve Milli Paralarla Ticaret detaylıca anlatılmaktadır.
Milli Para ve Milli Paralarla Ticaret ifadeleri Türk Patent Enstitüsü tarafından Prof. Dr. Baş adına tescil edilmiştir.
Milli Paralarla Ticaret'ten ve bu uygulamanın dünyadaki tarihi başarılarından bahsedilecekse hukuken, ilmen ve ahlaken, bu projenin tescil sahibi ve mucidi olan Prof. Dr. Haydar Baş'tan da bahsedilmesi gerekmektedir.
Milli Paralarla Ticaretin doların saltanatını yıktığını, dolar balonunu patlattığını ifade edeceksek, bunun Prof. Dr. Baş'ın bir projesiyle gerçekleştiğini de ifade etmeliyiz.
Rusya ve Çin gibi BRICS devletlerinin Milli Paralarla Ticaret yaptığı söylenebilir ama İran ve Türkiye'nin Milli Paralarla Ticaret yaptığı söylenemez.
Çünkü Rusya, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Duma'da 6 saatlik MEM sunumundan sonra Rusya Devlet Başkanı Putin'in kararıyla MEM'i tümüyle uygulayacağını ilan etti.
Çin ise bu tarihten 1 hafta sonra 5 Mart 2013 tarihinde düzenlenen 12'inci Ulusal Halk Kongre'sinde MEM'i "Rehber Prensipler" olarak ekonomi politikasının merkezine aldı.
Bu devletler MEM'i o tarihten bu yana tümüyle kanunlaştırarak uyguladıkları için paraları "milli"dir ve yaptıkları ticaret de "Milli Paralarla Ticaret"tir.
Türkiye'nin ise, Prof. Dr. Baş'ın defalarca birçok ortamda ifade ettiği gibi, bir kuruş milli parası yoktur.
Açın MEM kitabının yeni baskısını, 98'inci sayfasındaki Milli Para bölümünü okuyun.
Orada bu konu herkesin de anlayabileceği şekilde detaylıca anlatılmaktadır.
Paranın üzerinde "TL" yazmasının paramızı "milli" yapmayacağı, gerçekten milli olabilmesi için emek ve üretim karşılığı ya da sahip olduğumuz kaynaklar karşılığı basılması gerektiği vurgulanmaktadır.
Türkiye ve İran gibi ülkeler ise diğer kapitalist ülkeler gibi hard currency olarak merkez bankalarına koydukları dolar karşılığı para basmaktadır ve buna milli para demektedir.
Bu para asla milli para değildir, Prof. Dr. Baş'ın meşhur ifadesiyle, doların tercümesidir.
Türkiye, dış ticaret açığı ve cari açık veren bir ülkedir.
Bunun anlamı; Türkiye kasasına ticaret yaparak değil, borç alarak bu doları koymaktadır.
Yani Türkiye üzerinde TL yazan parasını basabilmek için "faizle" ve "tavizle" dolar borç almaktadır.
Bizler Türkiye olarak milli paralarla ticaret yaptığımızı zannederken aslında dolar borcumuzu artırıyoruz.
Bizim yaptığımız sözde milli paralarla ticarette yine kazanan biz değil, doların sahibi ABD oluyor.
Bu şekilde ticaret yaparak ABD'nin hegemonyasından kurtulduğumuzu zannediyoruz ama gerçekte bağımlılığımız daha da artıyor.
9 ve 10'uncu Uluslararası MEM kongrelerine katılan BRICS İş Geliştirme Konseyi Başkanı Prof. Dr. Vladimir Gorbanovski sunduğu tebliğlerde, Milli Paralarla Ticaret'in mucidinin Prof. Dr. Baş olduğunu ve ABD'nin dolar hakimiyetinin, kağıttan imparatorluğunun Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu projesi sayesinde yıkıldığını ifade etmişti.
Ve "Haydar Baş demek zenginlik demektir" demişti.
ABD'yi dize getiren, hegemonyasını yerle bir eden BRICS'in temsilcisi en yetkili ağızdan bu gerçeği tüm dünyaya haykırırken, bizim siyasetçilerimiz hala bu gerçeğin üstünü örtme derdindeler.
Ama şu bir gerçek ki, bu gerçeği artık sağır sultan bile duydu.
Bu konuda dünyada yaşanan her gelişmenin Prof. Dr. Baş'ın bir başarısı olduğunu artık tüm dünya biliyor.
Bu gerçeği gizlemek, hala ısrarla üstünü örtmeye çalışmak; Türkiye'yi ve Türk milletini bu, dünyada dengeleri değiştiren, ülkeleri sömürüden ve esaretten kurtaran eşsiz çözüm modeli MEM ve bu modelin Sahibi'nden uzak tutmak amaçlıdır.
Bunun Türkiye'ye ve Türk milletine ne faydası olacaksa...
Artık aklımızı başımıza alalım. Hayattayken bu modeli ülkemizde, Sahibiyle birlikte uygulanmasına millet ve siyaset olarak müsaade etmedik, kaybeden millet ve Türkiye oldu.
Şimdi zifiri karanlık bir yolda bir bilinmezliğe doğru gidiyoruz.
Bugün attığımız her adımda dünü arıyoruz; yarın da bugünü arayacağız.
Bugün bu çıkmazdan tek kurtuluş yolu, BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın ifade ettiği gibi, MEM'in şifrelerini bilen BTP kadrosuna fırsat vermektir.
Verirsiniz, yarın aydınlıktır; vermezsiniz, bugün hangi duvara toslayacağınız belli olmaz.
Artık ayıkmalıyız.
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024