Daha önce yazdığımız bir yazıda Ehl-i Beyt imamlarından İmam Muhammed Bakır'ın (a.s.) "Şüphesiz ki, biz Ehl-i Beyt'in sözleri kalpleri ihya eder" ifadesini aktarmıştık.
Kalplerimizin ihyası için İmam Bakır'ın sözlerini siz değerleri okurlarımızla paylaşmaya, Ehl-i Beyt Külliyatı'nın sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ın İmam Muhammed Bakır (a.s.) adlı eserinden istifade ederek devam edeceğim.
Ehl-i Beyt'e düşman olanları seven bir kişi Ehl-i Beyt'i asla sevemez. İmam Bakır şöyle buyurdu: "Bizi sevmeye gelince, altın nasıl içinde yabancı madde kalmayıncaya kadar ateşte eritilirse, bize yönelik sevgi de bu şekilde arındırılır. Bizi sevip sevmediğini öğrenmek isteyen kimse, kalbini sınasın. Eğer düşmanlarımızın sevgisi yer almışsa kalbinde, ne bizdendir, ne de biz ondanız."
Bildiğiniz gibi, Meveddet ayeti olarak bilinen Şura suresi 23. ayette Cenab-ı Hak, "De ki (Muhammedim): Ben, peygamberliğimi tebliğime karşılık sizden, Ehl-i Beyt'imi sevmenizden başka hiçbir ücret istemiyorum" buyurmuştur. İmam Şafi bu ayeti delil göstererek Ehl-i Beyt'i sevmenin farz olduğunu belirtmiştir. (Savaiku'l-Muhrika, İbn-i Hacer, s.148, 175)
Ehl-i Beyt'e düşman olanları seven bir kimse, bu ayetin gereğini yapmamış demektir.
İçinde Peygamberimize (s.a.v.) ve Ehl-i Beyt'ine, yani Hz. Fatıma, İmam Ali, İmam Hasan ve İmam Hüseyin efendilerimize salat ve selam getirilmeyen namaz makbul değildir.
Cabir el-Cufi, İmam Ebu Cafer'den (Muhammed Bakır) (a.s.) şöyle rivayet etmiştir:
"Resulüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Namaz kılıp da namazında Benim ve Ehl-i Beyt'imin üzerine salat ve selam getirmeyen kimsenin namazı kabul olmaz."
Ehl-i Beyt, Allah'ın arzının direkleri, ilmindeki seçkinleri, mahlukat daha yaratılmadan seçtikleridir.
Bir gün Kutade b. Daame el-Basri, İmam Bakır'ın (a.s.) yanına geldi. İmam'ı imtihan etmek maksadı ile kırk soru hazırlamıştı. İmam ona dedi ki: "Sen Basra halkının fakihi misin?"
Kutade "evet" dedi. İmam şöyle buyurdu:
"Yazıklar olsun sana ey Kutade! Allah, bir topluluk yaratmış, onları bütün kullarına karşı hüccetleri, delilleri kılmıştır. Onlar, Allah'ın arzının direkleridir. O'nun emri ile kıyam edenlerdir. İlmindeki seçkinlerdir. Allah mahlukatı yaratmadan önce onları seçmiştir."
Bunun üzerine Kutade uzun süre sustu, sonra "Allah iyilik versin Sana. Ben bugüne kadar pek çok fakih karşısında oturdum; İbn Abbas'ın karşısına çıktım ama kalbim Senin karşısında titrediği gibi hiç kimsenin karşısında titremedi" dedi.
Ehl-i Beyt imamları dünyadaki ilmin merkezidir.
Seleme b. Kuheyl ve Hakem b. Uteybe'den rivayetle İmam Bakır şöyle demiştir:
"İster doğuya, ister batıya gidin, Bizden kaynaklanan bir şey hariç, hiçbir yerde sahih bir ilim bulamayacaksınız."
Allah'ın Kur'an'da bahsettiği "doğrular", Ehl-i Beyt imamlarıdır.
Büreyd b. Muaviye el-İcli şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Cafer'e (Muhammed Bakır) Allah'ın, 'Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun' ayetinden sordum.
"Burada Allah, 'doğrular' nitelemesiyle Biz Ehl-i Beyt imamlarını kastetmiştir" dedi.
İmam Bakır, ilmin merkezi olan Ehl-i Beyt imamlarının sevenler tarafından çevrelerine anlatılmasını istemiştir.
Sa'd el-İskaf anlatıyor:
Ebu Cafer'e dedim ki: "Ben bir yere oturduğum zaman hemen anlatmaya, Sizin hakkınızı ve faziletlerinizi zikretmeye başlıyorum."
İmam (a.s.), "Her otuz arşın başında senin gibi bir anlatıcının olmasını isterdim" buyurdu.
Hz. Peygamberin (s.a.v.) iki emanetinden biri olan Ehl-i Beyt'ine ve Ehl-i Beyt soyundan gelen seçilmiş imamlara karşı çıkanlara Hz. Peygamberin şefaati olmayacaktır.
Sa'd b. Tarif şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Cafer (Muhammed Bakır) buyurdu ki: Resulüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Nebilerin hayatına benzer bir hayat yaşamak, şehitlerin ölümüne benzer şekilde ölmek ve Rahman'ın diktiği, bahçelerle süslediği cennetlerde yaşamak isteyen, Ali'yi veli edinsin, O'na uysun, O'nun dostunu dost edinsin ve O'ndan sonra gelen imamlara uysun. Çünkü Onlar Benim zürriyetimdirler, Benim yaratıldığım topraktan yaratılmışlardır. Allah'ım! Benim anlayışımı ve Benim ilmimi onlara bahşet. Ümmetimden onlara karşı çıkanlara yazıklar olsun! Allah'ım onları şefaatime erdirme!"
Cenab-ı Hak, bizleri Ehl-i Beyt'inin yolundan ayırmasın, Onların şefaatlerine de mazhar eylesin.
Kalplerimizin ihyası için İmam Bakır'ın sözlerini siz değerleri okurlarımızla paylaşmaya, Ehl-i Beyt Külliyatı'nın sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ın İmam Muhammed Bakır (a.s.) adlı eserinden istifade ederek devam edeceğim.
Ehl-i Beyt'e düşman olanları seven bir kişi Ehl-i Beyt'i asla sevemez. İmam Bakır şöyle buyurdu: "Bizi sevmeye gelince, altın nasıl içinde yabancı madde kalmayıncaya kadar ateşte eritilirse, bize yönelik sevgi de bu şekilde arındırılır. Bizi sevip sevmediğini öğrenmek isteyen kimse, kalbini sınasın. Eğer düşmanlarımızın sevgisi yer almışsa kalbinde, ne bizdendir, ne de biz ondanız."
Bildiğiniz gibi, Meveddet ayeti olarak bilinen Şura suresi 23. ayette Cenab-ı Hak, "De ki (Muhammedim): Ben, peygamberliğimi tebliğime karşılık sizden, Ehl-i Beyt'imi sevmenizden başka hiçbir ücret istemiyorum" buyurmuştur. İmam Şafi bu ayeti delil göstererek Ehl-i Beyt'i sevmenin farz olduğunu belirtmiştir. (Savaiku'l-Muhrika, İbn-i Hacer, s.148, 175)
Ehl-i Beyt'e düşman olanları seven bir kimse, bu ayetin gereğini yapmamış demektir.
İçinde Peygamberimize (s.a.v.) ve Ehl-i Beyt'ine, yani Hz. Fatıma, İmam Ali, İmam Hasan ve İmam Hüseyin efendilerimize salat ve selam getirilmeyen namaz makbul değildir.
Cabir el-Cufi, İmam Ebu Cafer'den (Muhammed Bakır) (a.s.) şöyle rivayet etmiştir:
"Resulüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Namaz kılıp da namazında Benim ve Ehl-i Beyt'imin üzerine salat ve selam getirmeyen kimsenin namazı kabul olmaz."
Ehl-i Beyt, Allah'ın arzının direkleri, ilmindeki seçkinleri, mahlukat daha yaratılmadan seçtikleridir.
Bir gün Kutade b. Daame el-Basri, İmam Bakır'ın (a.s.) yanına geldi. İmam'ı imtihan etmek maksadı ile kırk soru hazırlamıştı. İmam ona dedi ki: "Sen Basra halkının fakihi misin?"
Kutade "evet" dedi. İmam şöyle buyurdu:
"Yazıklar olsun sana ey Kutade! Allah, bir topluluk yaratmış, onları bütün kullarına karşı hüccetleri, delilleri kılmıştır. Onlar, Allah'ın arzının direkleridir. O'nun emri ile kıyam edenlerdir. İlmindeki seçkinlerdir. Allah mahlukatı yaratmadan önce onları seçmiştir."
Bunun üzerine Kutade uzun süre sustu, sonra "Allah iyilik versin Sana. Ben bugüne kadar pek çok fakih karşısında oturdum; İbn Abbas'ın karşısına çıktım ama kalbim Senin karşısında titrediği gibi hiç kimsenin karşısında titremedi" dedi.
Ehl-i Beyt imamları dünyadaki ilmin merkezidir.
Seleme b. Kuheyl ve Hakem b. Uteybe'den rivayetle İmam Bakır şöyle demiştir:
"İster doğuya, ister batıya gidin, Bizden kaynaklanan bir şey hariç, hiçbir yerde sahih bir ilim bulamayacaksınız."
Allah'ın Kur'an'da bahsettiği "doğrular", Ehl-i Beyt imamlarıdır.
Büreyd b. Muaviye el-İcli şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Cafer'e (Muhammed Bakır) Allah'ın, 'Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun' ayetinden sordum.
"Burada Allah, 'doğrular' nitelemesiyle Biz Ehl-i Beyt imamlarını kastetmiştir" dedi.
İmam Bakır, ilmin merkezi olan Ehl-i Beyt imamlarının sevenler tarafından çevrelerine anlatılmasını istemiştir.
Sa'd el-İskaf anlatıyor:
Ebu Cafer'e dedim ki: "Ben bir yere oturduğum zaman hemen anlatmaya, Sizin hakkınızı ve faziletlerinizi zikretmeye başlıyorum."
İmam (a.s.), "Her otuz arşın başında senin gibi bir anlatıcının olmasını isterdim" buyurdu.
Hz. Peygamberin (s.a.v.) iki emanetinden biri olan Ehl-i Beyt'ine ve Ehl-i Beyt soyundan gelen seçilmiş imamlara karşı çıkanlara Hz. Peygamberin şefaati olmayacaktır.
Sa'd b. Tarif şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Cafer (Muhammed Bakır) buyurdu ki: Resulüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Nebilerin hayatına benzer bir hayat yaşamak, şehitlerin ölümüne benzer şekilde ölmek ve Rahman'ın diktiği, bahçelerle süslediği cennetlerde yaşamak isteyen, Ali'yi veli edinsin, O'na uysun, O'nun dostunu dost edinsin ve O'ndan sonra gelen imamlara uysun. Çünkü Onlar Benim zürriyetimdirler, Benim yaratıldığım topraktan yaratılmışlardır. Allah'ım! Benim anlayışımı ve Benim ilmimi onlara bahşet. Ümmetimden onlara karşı çıkanlara yazıklar olsun! Allah'ım onları şefaatime erdirme!"
Cenab-ı Hak, bizleri Ehl-i Beyt'inin yolundan ayırmasın, Onların şefaatlerine de mazhar eylesin.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024