Ülkemizde ekonomik ve adaletle ilgili sorunları hepimiz zaten bizzat yaşayarak görüyoruz. Ekonomik durumuyla ilgili kime mirofon uzatırsanız uzatın alacağınız cevap hep memnuniyetsizlik olacaktır. Hemen hemen herkesin anlatacağı mutlaka bir borç ödeyememe, ihtiyacı olanı alamama hikayesi vardır.
Adalet konusunda da bir şey demeye gerek yok, gazetelerin 3. sayfaları, ana haber bültenleri durumun ciddiyetini özetliyor.
Xsight Araştırma Şirketi Dünya gazetesi için bu konuda bir anket çalışması yaptı.
Anketin ismi, "Toplumsal Nabız Anketi"?
Anket Türkiye'nin 26 ilinde toplam 1500 kişiye sorularak gerçekleştirildi.
İller de homojen, Türkiye'nin her bölgesinden var, İstanbul'dan da var, Mardin'den de?
Ankette, "Türkiye'nin karşı karşıya olduğu en önemli mesele sizce nedir?" diye soruldu.
Bu soruya cevap olarak birinci sırada "Ekonomik sorunlar", ikinci sırada "PKK", üçüncü sırada ise "Suriyeli Mülteciler" olarak ifade edildi.
Ayrıca ankette 19 başlık altında devletin vatandaşlarına sunduğu hizmetler soruldu. "Ekonomi", 19 başlıktan en az memnun olunan hizmet olarak belirtildi.
Adaletle ilgili olarak da "Size göre Türkiye'de en çok hangi alanda adalete ihtiyaç vardır?" diye soruldu. Cevap olarak "Ülkemiz adaletlidir, herhangi bir alanda gelişime gerek yoktur" diyenlerin oranı yüzde 12'de kaldı. Yani toplumun yüzde 88'i "Türkiye'de adalet yok" diyor.
Türkiye'nin ekonomi ve adalet tablosu özetle bu; hatta daha vahim ama takım tutar gibi parti tuttuğumuz dikkate alındığında, birçok kişi de olumsuzlukları bizzat yaşamasına rağmen gerçeği gizleme yoluna gidiyor.
Bu tablo karşısında Türk milletini anlamak gerçekten çok zor?
Ekonomik sorunlardan yakınan, "Türiye'de adalet yok" diye feryat eden milletimiz, önüne sandık konulduğunda yine dönüp dolaşıp bu sorunları önüne koyan, yanlış politikalarla, işbilmezlikle sorunları derinleştiren siyasileri yeniden seçiyor, "bi daha, bi daha" diyor.
İktidarıyla, muhalefetiyle Meclis içindeki siyasi partiler gerçekten bu ve diğer meseleler hakkında çözüm sahibi olsalardı, emin olun ki bu geçtiğimiz 15 yıl içinde fazlasıyla bunu ortaya koyabilirlerdi. Ama ne var ki, her geçen gün, ay, yıl durum daha da kötüleşti.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ifade ettiği gibi, ülke karanlığa girdi, sonra zifiri karanlığa girdi, şimdi de zifiri karanlık bir kuyudayız.
Ekonomik olarak sıkıntı içinde olmamız, böyle bir verimli, kaynak zengini coğrafyada inanın ki işbilmezlikten başka bir şeyle izah edilemez.
İşi bilene kulak tıkayınca, meydanı işbilmezlere bırakınca, elbette ki maden kaynaklarımız yabancılara, verimli arazilerimiz ise talana kurban gider. Adalet ise özlemle aranılan ama sadece aranılan asla bulunamayan bir değer olarak kalır.
Halbuki millet olarak bugüne kadar kulak tıkadığımız, görmezden geldiğimiz Prof. Dr. Haydar Baş Bey, sadece ekonomi değil, her konuda problemleri doğru teşhis etmiştir ve çözümlerini de bir bir sıralamıştır. Üstelik kaynaklarıyla, delilleriyle, bilimsel olarak?
Prof. Dr. Haydar Baş gerçeği, dünyada karşılığı olan bir gerçektir.
Ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli, inkar edilemez bir gerçektir. Modelin projeleri BRICS ülkeleri kapsamında 4 milyar insanın karnını doyurmaktadır, sırtını giydirmektedir.
9 uluslararası MEM kongresinde 500'ü aşkın dünya çapında bilim adamı modelden "insanlığın aradığı tek çözüm", "dünya barışının adresi", "gelir adaletini sağlayan tek model" olarak bahsetmişlerdir.
2008 yılında küresel kriz döneminde 120'yi aşkın ülke Batılı ülkeler de dahil, krizden kurtulmak için MEM'in tüketimi teşvik projelerini hayata geçirmişler, "çabuk harcayacakların cebine" para koymaya çalışmışlardır.
Türk milleti olarak ekonomik sorunlardan ve adaletsizlikten yakınacağımıza; bize gelir adaleti, sürekli büyüme ve tam istihdamı sağlayacak, cebimize 5000 TL asgari ücret, 1500 TL ev hanımı maaşı, 1000 TL vatandaşlık maaşı koyacak, güçlü devlet, baba devlet anlayışla bizlere doya doya adaleti yaşatacak Prof. Dr. Haydar Baş'a artık fırsat vermeliyiz.
Eğer çözüm konusunda adım atmayacaksak, şikayetimizi anketlerde ifade etmemizin ne anlamı var?
Adalet konusunda da bir şey demeye gerek yok, gazetelerin 3. sayfaları, ana haber bültenleri durumun ciddiyetini özetliyor.
Xsight Araştırma Şirketi Dünya gazetesi için bu konuda bir anket çalışması yaptı.
Anketin ismi, "Toplumsal Nabız Anketi"?
Anket Türkiye'nin 26 ilinde toplam 1500 kişiye sorularak gerçekleştirildi.
İller de homojen, Türkiye'nin her bölgesinden var, İstanbul'dan da var, Mardin'den de?
Ankette, "Türkiye'nin karşı karşıya olduğu en önemli mesele sizce nedir?" diye soruldu.
Bu soruya cevap olarak birinci sırada "Ekonomik sorunlar", ikinci sırada "PKK", üçüncü sırada ise "Suriyeli Mülteciler" olarak ifade edildi.
Ayrıca ankette 19 başlık altında devletin vatandaşlarına sunduğu hizmetler soruldu. "Ekonomi", 19 başlıktan en az memnun olunan hizmet olarak belirtildi.
Adaletle ilgili olarak da "Size göre Türkiye'de en çok hangi alanda adalete ihtiyaç vardır?" diye soruldu. Cevap olarak "Ülkemiz adaletlidir, herhangi bir alanda gelişime gerek yoktur" diyenlerin oranı yüzde 12'de kaldı. Yani toplumun yüzde 88'i "Türkiye'de adalet yok" diyor.
Türkiye'nin ekonomi ve adalet tablosu özetle bu; hatta daha vahim ama takım tutar gibi parti tuttuğumuz dikkate alındığında, birçok kişi de olumsuzlukları bizzat yaşamasına rağmen gerçeği gizleme yoluna gidiyor.
Bu tablo karşısında Türk milletini anlamak gerçekten çok zor?
Ekonomik sorunlardan yakınan, "Türiye'de adalet yok" diye feryat eden milletimiz, önüne sandık konulduğunda yine dönüp dolaşıp bu sorunları önüne koyan, yanlış politikalarla, işbilmezlikle sorunları derinleştiren siyasileri yeniden seçiyor, "bi daha, bi daha" diyor.
İktidarıyla, muhalefetiyle Meclis içindeki siyasi partiler gerçekten bu ve diğer meseleler hakkında çözüm sahibi olsalardı, emin olun ki bu geçtiğimiz 15 yıl içinde fazlasıyla bunu ortaya koyabilirlerdi. Ama ne var ki, her geçen gün, ay, yıl durum daha da kötüleşti.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ifade ettiği gibi, ülke karanlığa girdi, sonra zifiri karanlığa girdi, şimdi de zifiri karanlık bir kuyudayız.
Ekonomik olarak sıkıntı içinde olmamız, böyle bir verimli, kaynak zengini coğrafyada inanın ki işbilmezlikten başka bir şeyle izah edilemez.
İşi bilene kulak tıkayınca, meydanı işbilmezlere bırakınca, elbette ki maden kaynaklarımız yabancılara, verimli arazilerimiz ise talana kurban gider. Adalet ise özlemle aranılan ama sadece aranılan asla bulunamayan bir değer olarak kalır.
Halbuki millet olarak bugüne kadar kulak tıkadığımız, görmezden geldiğimiz Prof. Dr. Haydar Baş Bey, sadece ekonomi değil, her konuda problemleri doğru teşhis etmiştir ve çözümlerini de bir bir sıralamıştır. Üstelik kaynaklarıyla, delilleriyle, bilimsel olarak?
Prof. Dr. Haydar Baş gerçeği, dünyada karşılığı olan bir gerçektir.
Ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli, inkar edilemez bir gerçektir. Modelin projeleri BRICS ülkeleri kapsamında 4 milyar insanın karnını doyurmaktadır, sırtını giydirmektedir.
9 uluslararası MEM kongresinde 500'ü aşkın dünya çapında bilim adamı modelden "insanlığın aradığı tek çözüm", "dünya barışının adresi", "gelir adaletini sağlayan tek model" olarak bahsetmişlerdir.
2008 yılında küresel kriz döneminde 120'yi aşkın ülke Batılı ülkeler de dahil, krizden kurtulmak için MEM'in tüketimi teşvik projelerini hayata geçirmişler, "çabuk harcayacakların cebine" para koymaya çalışmışlardır.
Türk milleti olarak ekonomik sorunlardan ve adaletsizlikten yakınacağımıza; bize gelir adaleti, sürekli büyüme ve tam istihdamı sağlayacak, cebimize 5000 TL asgari ücret, 1500 TL ev hanımı maaşı, 1000 TL vatandaşlık maaşı koyacak, güçlü devlet, baba devlet anlayışla bizlere doya doya adaleti yaşatacak Prof. Dr. Haydar Baş'a artık fırsat vermeliyiz.
Eğer çözüm konusunda adım atmayacaksak, şikayetimizi anketlerde ifade etmemizin ne anlamı var?
Murat Çabas / diğer yazıları
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024