Gerçekleri yansıtmayan enflasyon rakamları açıklanmaya devam ediyor.
Nisan ayı itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 6,13 olarak açıklandı.
Siyasilerimiz bu tür komik enflasyon rakamlarından yola çıkarak işçinin asgari ücretine, memurun maaşına zam yapıyor. Tabi, “bakın biz enflasyonu nasıl düşürdük” havası da cabası…
Enflasyon oranı gerçekten bu rakam mı? Enflasyon, belirlenen değişik ürün ve hizmetlerden derlenen bir enflasyon sepetiyle hesaplanıyor. Fiyatlardaki artışlardan ziyade, bu sepete hangi ürün ve hizmetlerin konulacağı önemli… Bir ürünün fiyatı çok artsa da, sepete konulan fiyatı düşmüş ürünler enflasyonu düşük gösteriyor.
Bu manada enflasyon rakamı ne olması gerekiyorsa enflasyon sepeti ona göre dizayn ediliyor. İşte bizler masa başı enflasyon rakamları derken bunu kastediyoruz.
Peki, gerçek enflasyon nasıl hesaplanmalı?
Öncelikle genel bir enflasyon rakamı hesaplamak doğru bir yaklaşım değildir.
Her bir gelir grubunun ürün ve hizmet talebi farklıdır. Örneğin bir işçinin talebiyle, bir memurun, bir memurun talebiyle bir işadamının talebi birbirinden farklıdır.
İşçi açlık sınırı altında bir maaşa talim etmek zorunda olduğundan aldığı maaşı sadece mutfak masraflarına ayırmak zorundadır. Gideceği marketler, aldığı ürünlerin fiyatları hep bellidir, en ucuz, en kalitesiz olanlarıdır.
İşçinin enflasyon sepetine takım elbiseyi koymanın hiçbir mantığı yok, çünkü hiç almıyor. İşçi ikinci el aldığı bir buzdolabını 20 yıl kullanmanın hesabında…
Bu sebeple her gelir grubunun farklı bir enflasyon hesabı yapılması gerekmektedir.
Bir işçinin yıllık enflasyonunu hesaplamak istiyorsanız, bugün aldığı ürün ve hizmetlerin bedelini alt alta yazacaksınız, bir yıl sonra aynı ürün ve aynı hizmetlerin fiyatlarıyla karşılaştıracaksınız. Reel olan enflasyon budur.
Asgari ücret belirlenirken de bu hesaplama baz alınmalıdır.
Memur için ayrı bir enflasyon, esnaf ve işadamları için ayrı, milletvekilleri için ayrı enflasyon hesaplaması gerekmektedir.
Ve göreceksiniz ki işçinin enflasyonu en az yüzde 25-30’lar seviyesinde çıkacak.
Esasen herkes kendi enflasyonu hesaplayabilir. Bizler vatandaş olarak gerçek enflasyonu pratik olarak yaşıyoruz. Bundan birkaç yıl öncesinde haftalık market alışverişimizi 30-40 lira ile halledebiliyorken, bugün 100-120 lira civarında, tam istediklerinizi dahi alamıyorsunuz.
Şimdi bu tabloda asgari ücretle yaşayan ve ailesini geçindirmeye çalışan bir işçi düşünün. 4 yılda yüzde 100’ün üzerinde bir enflasyona maruz kalmasına rağmen toplam maaş zammı yüzde 25’lerde kalmış. Yüzde 100 enflasyon nerede, yüzde 25 maaş zammı nerede…
İşçinin, memurun, emeklinin alım gücü düştükçe düşüyor. Bu sefer başka bir tuzağa yöneliyorlar, kredi tuzağına… Yok kredi kartıydı, yok ferdi krediydi, yok ihtiyaç kredisiydi derken, zaten kendilerine bile yetmeyen gelirlerine faiz yüküyle bankaları da ortak ediyorlar.
Enflasyon, çözülmesi gereken bir problem değil, çözülmemiş problemlerin bir sonucudur. Problemler çözüldüğü zaman kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
Örneğin gribal bir enfeksiyonda öksürük belirtidir. Bu kişiye öksürüğü kesecek bir ilaç verirseniz, bu enfeksiyon zatürreeye dönüşür. Çözüm öksürüğü kesmek değil, grip virüsünü etkisiz kılmak, vücudun direncini artırmak ve ciğerlerde biriken sıvıyı bir şekilde dışarıya atabilmektir.
Ekonomilerde de aslolan enflasyonla mücadele değil, enflasyona neden olan sebepleri ortadan kaldırmaktır. Bugün enflasyonun temel nedeni Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’nde ifade ettiği gibi maliyet enflasyonudur, üretim tüketim arasındaki dengesizliktir.
Maliyetler aşağıya çekilir ve üretim tüketim dengesi de sağlanırsa bu enflasyonun sıfır olduğu noktadır.
Nisan ayı itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 6,13 olarak açıklandı.
Siyasilerimiz bu tür komik enflasyon rakamlarından yola çıkarak işçinin asgari ücretine, memurun maaşına zam yapıyor. Tabi, “bakın biz enflasyonu nasıl düşürdük” havası da cabası…
Enflasyon oranı gerçekten bu rakam mı? Enflasyon, belirlenen değişik ürün ve hizmetlerden derlenen bir enflasyon sepetiyle hesaplanıyor. Fiyatlardaki artışlardan ziyade, bu sepete hangi ürün ve hizmetlerin konulacağı önemli… Bir ürünün fiyatı çok artsa da, sepete konulan fiyatı düşmüş ürünler enflasyonu düşük gösteriyor.
Bu manada enflasyon rakamı ne olması gerekiyorsa enflasyon sepeti ona göre dizayn ediliyor. İşte bizler masa başı enflasyon rakamları derken bunu kastediyoruz.
Peki, gerçek enflasyon nasıl hesaplanmalı?
Öncelikle genel bir enflasyon rakamı hesaplamak doğru bir yaklaşım değildir.
Her bir gelir grubunun ürün ve hizmet talebi farklıdır. Örneğin bir işçinin talebiyle, bir memurun, bir memurun talebiyle bir işadamının talebi birbirinden farklıdır.
İşçi açlık sınırı altında bir maaşa talim etmek zorunda olduğundan aldığı maaşı sadece mutfak masraflarına ayırmak zorundadır. Gideceği marketler, aldığı ürünlerin fiyatları hep bellidir, en ucuz, en kalitesiz olanlarıdır.
İşçinin enflasyon sepetine takım elbiseyi koymanın hiçbir mantığı yok, çünkü hiç almıyor. İşçi ikinci el aldığı bir buzdolabını 20 yıl kullanmanın hesabında…
Bu sebeple her gelir grubunun farklı bir enflasyon hesabı yapılması gerekmektedir.
Bir işçinin yıllık enflasyonunu hesaplamak istiyorsanız, bugün aldığı ürün ve hizmetlerin bedelini alt alta yazacaksınız, bir yıl sonra aynı ürün ve aynı hizmetlerin fiyatlarıyla karşılaştıracaksınız. Reel olan enflasyon budur.
Asgari ücret belirlenirken de bu hesaplama baz alınmalıdır.
Memur için ayrı bir enflasyon, esnaf ve işadamları için ayrı, milletvekilleri için ayrı enflasyon hesaplaması gerekmektedir.
Ve göreceksiniz ki işçinin enflasyonu en az yüzde 25-30’lar seviyesinde çıkacak.
Esasen herkes kendi enflasyonu hesaplayabilir. Bizler vatandaş olarak gerçek enflasyonu pratik olarak yaşıyoruz. Bundan birkaç yıl öncesinde haftalık market alışverişimizi 30-40 lira ile halledebiliyorken, bugün 100-120 lira civarında, tam istediklerinizi dahi alamıyorsunuz.
Şimdi bu tabloda asgari ücretle yaşayan ve ailesini geçindirmeye çalışan bir işçi düşünün. 4 yılda yüzde 100’ün üzerinde bir enflasyona maruz kalmasına rağmen toplam maaş zammı yüzde 25’lerde kalmış. Yüzde 100 enflasyon nerede, yüzde 25 maaş zammı nerede…
İşçinin, memurun, emeklinin alım gücü düştükçe düşüyor. Bu sefer başka bir tuzağa yöneliyorlar, kredi tuzağına… Yok kredi kartıydı, yok ferdi krediydi, yok ihtiyaç kredisiydi derken, zaten kendilerine bile yetmeyen gelirlerine faiz yüküyle bankaları da ortak ediyorlar.
Enflasyon, çözülmesi gereken bir problem değil, çözülmemiş problemlerin bir sonucudur. Problemler çözüldüğü zaman kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
Örneğin gribal bir enfeksiyonda öksürük belirtidir. Bu kişiye öksürüğü kesecek bir ilaç verirseniz, bu enfeksiyon zatürreeye dönüşür. Çözüm öksürüğü kesmek değil, grip virüsünü etkisiz kılmak, vücudun direncini artırmak ve ciğerlerde biriken sıvıyı bir şekilde dışarıya atabilmektir.
Ekonomilerde de aslolan enflasyonla mücadele değil, enflasyona neden olan sebepleri ortadan kaldırmaktır. Bugün enflasyonun temel nedeni Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’nde ifade ettiği gibi maliyet enflasyonudur, üretim tüketim arasındaki dengesizliktir.
Maliyetler aşağıya çekilir ve üretim tüketim dengesi de sağlanırsa bu enflasyonun sıfır olduğu noktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Etkin pişmanlıkla adalet sağlanır mı? / 23.08.2025
- Komisyonda ‘ısınma turları’ mı? / 22.08.2025
- Memurlar, talep ettikleri zamma ulaşabilecek mi? / 21.08.2025
- Rusya-Ukrayna savaşı sona yaklaştı mı? / 20.08.2025
- Nesillerimizi kaybediyoruz / 19.08.2025
- Dün Andımız, bugün Türk milleti tanımı! / 14.08.2025
- BTP Gençlik Kampı ve örnek lider / 05.08.2025
- Ekonomik gerçekler, Bakan Şimşek’i yalanlıyor / 31.07.2025
- Komisyonda CHP dışındaki oylar nitelikli çoğunluk / 30.07.2025
- Ciğerlerimiz yanıyor: Mücadelede bilimi kullanmalıyız / 29.07.2025
- Komisyonda ‘ısınma turları’ mı? / 22.08.2025
- Memurlar, talep ettikleri zamma ulaşabilecek mi? / 21.08.2025
- Rusya-Ukrayna savaşı sona yaklaştı mı? / 20.08.2025
- Nesillerimizi kaybediyoruz / 19.08.2025
- Dün Andımız, bugün Türk milleti tanımı! / 14.08.2025
- BTP Gençlik Kampı ve örnek lider / 05.08.2025
- Ekonomik gerçekler, Bakan Şimşek’i yalanlıyor / 31.07.2025
- Komisyonda CHP dışındaki oylar nitelikli çoğunluk / 30.07.2025
- Ciğerlerimiz yanıyor: Mücadelede bilimi kullanmalıyız / 29.07.2025