logo
29 EKİM 2025


Eşyanın hakikati zikir ve tecelli

05.02.2019 00:00:00

Prof. Dr. Haydar Baş, "Dua ve Zikir" eserinde eşyanın hakikati ve zikir ilişkisi hakkında şu bilgileri veriyor: 


"Âlemler, Allah'ın tecellisi ile var olmuştur. Mahlûk, kendi Zâtının dışında bir müdâhilin, bir fâilin dahli ile yaratılandır. Allah'ın mahlûkatı yaratması tecellisinden ibaret bir var oluştur. Cenâb-ı Hak var etmiş olduğu bu âlemi tecellisiyle devam ettirmektedir. Bu tecelli dâimîdir. Sekteye uğradığı farz edilirse, âlemin sonu gelmiş demektir. Tecelli bir anlamda hareket demektir. Kâinat en küçük madde biriminden en büyüğüne kadar bir hareketin eseridir. Yani Allah'ın tecellisidir.


Tecelli durursa madde hiç olur. Tecelli zaman ve mekân görüntüsüyle ortaya çıkar. Diğer bir ifade ile, zaman ve mekân Allah'ın tecellisinin tezahürleridir. Zaman, bütün hakikatlerin kendisinde tecelli ettiği bir varlıktır. Cenâb-ı Hakk'ın bütün isimleri onda tecelli eder. Yani, zaman, Allah'ın isimlerinin görünümüdür. 


Esasen zaman, Allah'ın insanlara bir lutfu olup mâhiyeti idrak edilememiştir. Nitekim batılı filozoflar zamanı izahtan âciz kalmışlardır. Zamanın hikmetine ve mâhiyetine nüfuz etmeye muvaffak olanlar, gerçek Allah dostları olan âlimler ve âriflerdir. Zamanın mâhiyetine nüfuz edebilmek için eşyayı, onun yapısını


ve ondaki hareketi tanımak lazımdır. 


Eşya ve âlem Allah'ı tanımak için bir araçtır. Eşya ve âlemler, Allah'ın bilinmek, tanınmak isteğinden dolayı yaratılmıştır. Cenâb-ı Hak bir kudsi hadiste Resûlü'nün dilinden şöyle buyurdu: "Ben gizli bir hazine idim. Bilinmeyi murad eyledim. Ve mahlûkatı yarattım." (Aclunî, Keşfü'l-Hafa, c.2, s.132, h.no:2016). Bu kudsi hadisten de anlaşılacağı gibi, eşyanın tanınmasının hikmeti de Allah'ı tanımaktır. Eşya ve âlem, Allah'ı bilmek için yaratılmış olduğuna göre, âlemin ne olduğu ve nasıl yaratıldığı şeklindeki sorular da önem kazanmaktadır. Çünkü kul, Allah'ın eserlerinden ve tecellilerinden hareketle O'nun azametini kavramaya çalışacaktır. 


Bilindiği üzere maddenin en küçük parçası atomdur. Atom, proton ve elektron denilen artı ve eksi kutuplardan oluşmakta, itme ve çekme kuvvetine sahip bulunmaktadır. İlim erbabının tespitlerine göre, protonla elektron arasında korkunç bir boşluk bulunmakta ve elektronlar büyük bir hızla, proton ve nötronu taşıyan atom çekirdeği etrafında dönmektedir. Bu baş döndürücü hız, algılanamamaktadır. İşte maddenin var olmasını temin eden, bu hızlı harekettir. Bu hareket, esasen Allah'ın tecellisidir ve zaman olarak algılanmaktadır. Bu tecellinin görünümü de mekândır. Tecelli, yani hareket durunca, zaman ve mekân da yok olur; yani hiç olur. Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurulur: "Herkes fânidir. Ancak Senin azamet ve kerem sahibi Rabbinin Zâtı bâki kalır." (Rahmân: 26,27).


İlâhî tecellinin, varlığın ise devam ettiği şu ayetle hatırlatılır: "O, her ân yaratma hâlindedir." (Rahmân: 29). Halifetullaha namzet kâmil insanın zamana hâkim olması lazımdır. Her mükellef insan, zamanı en iyi şekilde değerlendirmeli, zamanı lehine çevirmeli; Allah'a yönelmelidir. İnsan, âlem gibi, Allah'ın Zât, sıfat ve isimlerinin tecellisinden vücut bulmuş ekmel bir varlıktır. Onda ezelî ve ebedî olan Zât tecellisi ile fenâ bulacak ve yok olacak olan tecelliler vardır. Yani, insan bir yönü ile mahlûk âlemine, diğer yönü ile de Vâcibu'l-Vücud'a açılan iki yönlü bir varlıktır. 


İnsan, yaratılmışların ekmeli, eşrefi, Allah'ın yeryüzündeki halifesi, zübde-i kâinat, veli ve nebi olma makam ve sıfatlarına, eğer kâmil ise sahip olur. Eğer değilse zelil olur. Allah'ın yeryüzünde yarattığı insandan istediği de ekmel ve eşref olmasıdır. O eşref-i mahlûk olduğu için Cenâb-ı Hak, ilk insanı peygamber seçti, ekmel eyledi. İlk insan Hz. Âdem, ilk peygamber de Hz. Âdem'dir. Âdem ismindeki hikmet, Âdem yokluk demektir. Yani o Hakk'a karşı yokluktur. Peygamberlik için ilk şart, Hakk'a karşı mahvolmaktır. Benliği aradan çıkarmaktır. İnsan olmak için de âdem olmak lazım. Yani Hakk'ın karşısında benlikte bulunmamak gerek.


Âdem'in kalıbı topraktandır. Onun bu kısmı çürümeye, yok olmaya


mahkûmdur. Henüz o çürümeden, insan yokluğa mahkûm olursa, onun adı kul olur. Onun için ben-i Âdem'den kul, kuldan da ben-i Âdem olur. İnsan kul âdem olursa, Hak katında varlık iddia edemez. Cenabı Hak Kur'an-ı Kerim'inde şöyle buyurdu: 


"Ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın!" (Hicr: 29).


"Hani biz meleklere (ve cinlere), 'Âdem'e secde edin' demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi ve büyüklük tasladı, böylece kâfirlerden oldu." (Bakara: 34). 


Burada secde edilen Hz. Âdem değil, Hz. Âdem'de zuhûr eden Hakk'ın üflediği ruhtur. O'na secde edilmesi emrolundu. İlk imtihan böyle oldu. Allah (c.c.) Hz. Âdem'in çamurdan kalıbı ile Zâtı-nın tecellisini gizleyerek melekleri denedi. Melekler bu hikmeti kavradılar Hz. Âdem'e secde ettiler. Yani Allah'a secde ettiler. İblis, Hz. Âdem'in çamur kalıbına takıldı. Ondaki eli göremedi. O da benliğini öne sürdü. "Beni ateşten yarattın" dedi, üstünlüğünü iddia etti. Neticede, İblis secde etmedi. Onun secde etmediği Hz. Âdem değil, Allah-u Teâlâ idi. Yalnız emir ciheti ile, ruh ciheti ile… 


Kulun âdemiyeti ibâdetle, zikrullah ile mümkündür. İbâdet kulu varlıktan soyar; Hak varlığına iletir, hazırlar. O bakımdan ibâdetsiz Hak bulunmaz ve ibâdetsiz kul da olunmaz. İnsan ibâdetlerlerle âdem olur, tecellilere erer. Bu mânâda Peygamber Efendimiz şöyle buyurur: "Kim evinden namaza çıkarken, 'Allah'ım! Senden isteyenlerin hakkı için Sana doğru şu (evden namaza) çıkışım için Senden diliyorum. Biliyorsun beni evimden namaza çıkartan ne kötü bir niyet, ne kibir, ne de gösteriş ve riyâdır. Ben sadece günahlarımdan kaçmak ve Sana kavuşmak için çıktım. Rahmetini umarak, azabından korkarak çıktım. Rızânı aramak, gazabından korunmak için çıktım. Rahmetinle beni ateşten kurtarmanı diliyorum' derse, kendisi için Allah'tan mağfiret dileyecek olan tam yetmiş bin melek görevlendirir. Namazını bitirinceye kadar Allah ona, cemâli ile tecelli eder." (Rezîn, İbn Mâce, 778; Muh. b. Saîd b. Yezîd et-Tusterî ani'l-Fadl b. el-Muvaffak an Fudayl b. Merzûk an Atiyye an Ebî Saîd senedi ile tahrîc etti).

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Gökhan Demir / diğer yazıları
TFF, bahis oynadığı tespit edilen hakemleri açıkladı
152 hakem Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na sevk edildi
O kadar da cümle kurmuştular... Netanyahu emir verdi
İsrail Gazze Şeridi'ne hava saldırısı başlattı
Yerlikaya son durumla ilgili açıklama yaptı
26 kişi hafif yaralandı
Sındırgı halkı tedirgin
Yıkılan binaların enkazı kaldırılıyor
Bolu'da oğlunu kaybeden Zeynep Kotan:
'Bu durum bizi gerçekten çok yaralıyor'
Minguzzi davasında istinafa başvuruldu
2 sanık için beraat kararı verilmişti
Grand Kartal Otel yangını davası sürüyor
Bugün karar çıkabilir
Her iki kuruluş da kendi yasal kurallarını hiçe saydı
Rusya’yı ihraç eden FIFA ve UEFA, İsrail'i ihraç etmedi
Maden talanında sıra Doğu Karadeniz'de
Bölge bakır, kurşun, çinko ve altın açısından zengin rezervlere sahip
Sındırgı’da 6.4 büyüklüğünde depremin
Çöken binalar sabahın ilk ışıklarıyla böyle görüntülendi
Depreme canlı yayında yakalandı
Panik anları kendi kamerasına yansıdı
Özel sektör iş yapamıyor!
İnşaat sektöründe dert büyük
İçişleri Bakanı Yerlikaya'dan depreme ilişkin açıklama
"Toplam 504 ihbar alındı"
Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu:
"Şu ana kadar hastanelerimize müracaat eden 22 vatandaşımız var"
Varın diğer sektörleri siz düşünün!
Kuyumcular bile krizde
TFF, bahis oynadığı tespit edilen hakemleri açıkladı
152 hakem Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na sevk edildi
O kadar da cümle kurmuştular... Netanyahu emir verdi
İsrail Gazze Şeridi'ne hava saldırısı başlattı
Yerlikaya son durumla ilgili açıklama yaptı
26 kişi hafif yaralandı
Sındırgı halkı tedirgin
Yıkılan binaların enkazı kaldırılıyor
Bolu'da oğlunu kaybeden Zeynep Kotan:
'Bu durum bizi gerçekten çok yaralıyor'
Minguzzi davasında istinafa başvuruldu
2 sanık için beraat kararı verilmişti
Grand Kartal Otel yangını davası sürüyor
Bugün karar çıkabilir
Her iki kuruluş da kendi yasal kurallarını hiçe saydı
Rusya’yı ihraç eden FIFA ve UEFA, İsrail'i ihraç etmedi
Maden talanında sıra Doğu Karadeniz'de
Bölge bakır, kurşun, çinko ve altın açısından zengin rezervlere sahip
Sındırgı’da 6.4 büyüklüğünde depremin
Çöken binalar sabahın ilk ışıklarıyla böyle görüntülendi
Depreme canlı yayında yakalandı
Panik anları kendi kamerasına yansıdı
Özel sektör iş yapamıyor!
İnşaat sektöründe dert büyük
İçişleri Bakanı Yerlikaya'dan depreme ilişkin açıklama
"Toplam 504 ihbar alındı"
Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu:
"Şu ana kadar hastanelerimize müracaat eden 22 vatandaşımız var"
Varın diğer sektörleri siz düşünün!
Kuyumcular bile krizde
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.