Gerçekten merak ediyorum. Başka bir ülkede yaşayabilir miydik? Bu kadar renkli, bu kadar ilginç bir ülke nerede var? Örneğin birçok ülkede seçimler olur, sonucu belli olur, kim seçildiyse görevinin başına geçer, seçilemeyen onu tebrik eder ve konu kapanır.
Bizde öyle mi?
Ekrem İmamoğlu YSK'nın kesin olmayan sonucuna göre İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. Anıtkabir'i ziyaret etti. Anı defterini imzaladı. Sosyal medya hesaplarında isminin altına İBB Başkanı diye yazdı.
Gelin görün ki İstanbul'da sokaklara çıkıyoruz. Binali Yıldırım'ın afişleri. Teşekkürler İstanbul. E onlar da haklı. Bu kadar afiş yaptırmışlar, masraf etmişler, boşa mı gitsin? Fakat o da ne? Telefonuma gelen bir mesaj.
Aynen aktarıyorum:
"Miraç kandilinizi tebrik eder, bu mübarek gecenin ülkemize, İslam alemine ve tüm insanlığa huzur getirmesini niyaz ederim. Mevlüt Uysal İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı."
Hadi buyurun buradan yakın. Belediye başkanlarımız üç oldu. E biz niye seçim yaptık? Herkes kendini başkan mı ilan edecek derken sosyal medyada biraz dolaşayım dedim. Bir de ne göreyim? Bu tartışmalar artık canına tak eden ve biraz ironi yapmak isteyen birçok vatandaş sosyal medya hesaplarında isimlerinin altına 'İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı' yazmaya başlamışlar. Yani sizin anlayacağınız şu an belki de binlerce belediye başkanımız var. Böyle bir şeyi dünyanın başka hangi ülkesinde görebilirsiniz? Söyleyin bana.
Fantastik hikayeler bununla da bitmiyor. Bir de vatandaşların hikayeleri var. Özellikle sosyal medya paylaşımlarında. Örnek mi:
"Ah! Filistin'i düşünüp düşünüp ağlayasım geliyor." (Seçimi kaybedersek Filistin'i kaybederiz ya) İslam İşbirliği Teşkilatı'nda kararlar alınırken de Filistin'i düşünüyor muydunuz acaba? O zaman da 'ah!' çekiyor muydunuz?
"Çok yakında başörtülü bacılarımız sokağa çıkamadıklarında ceza vermeyi görürsünüz siz!" (CHP'li belediye başkanı dinsiz(!)dir ve başörtülülerin sokaklarda gezmesine izin vermez ya).
"Artık belediye tesislerinde sabaha kadar içip, dansöz oynatabileceğiz."
Bu tarz paylaşımlar gerçekten fantastik ama bir video görüntüsü beni bir anne olarak çok üzdü. Küçük bir çocuk ağlaması. Ama canhıraş bir ağlama. Yanında annesi diyor ki: "Ağlama evladım. Teröristler oylarımızı çaldı. Sen şimdi Fetih suresi oku. Allah oylarımızı teröristlerden geri alsın." Bu nasıl bir mantıktır? Nasıl bir çocuk yetiştirmektir? Küçücük çocukların beyinlerini nasıl yıkamaktır? Nasıl bir Allah inancıdır? Daha küçücük yaştan insanımızı nasıl kutuplaştırmaktır?
Bakın, burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Atatürk Türkiye'sidir. Demokratik, laik bir ülkedir. Öncelikle devlet seçimleri adilane bir şekilde gerçekleştirmek ve sonuçları ilan etmekle mükelleftir. Her siyasi parti ve mensupları ve seçmen de bu sonuçlara saygı göstermek zorundadır. Ayrıca bu ülkedeki insanları ocu, bucu diye ayırmaya çalışmaktan vazgeçilmelidir. Yeter artık! Bu ülkede sağcı da Müslümandır, solcu da Müslümandır. Sağcının da solcunun da, Alevinin de Sünninin de anası, bacısı başörtülüdür. Kimi namaz kılar, kimi kılmaz, kimi içer, kimi içmez. Ama hepsi bu vatanın evladıdır. Hepsi aynı gemidedir. Fantastik hikaye arayan gitsin 'Harry Potter' filmi izlesin, ya da yakında son sezonu başlayacak 'Game of Thrones' falan izlesin.
Artık ayaklarımız yere basmalı, realist hikayelere dönmeliyiz. Dolar şimdiden yükseliş eğilimine girdi. Elektriğe yüzde 37 zam oldu bile. Bu daha başlangıç. Seçim öncesi bekletilen zamlar bir bir açıklanmaya başladığında ne yapacağız? Cep delik, cepken delik. Tanzim satışlar da toplandı. Her şey ateş pahası. Acilen ekonomiye odaklanılması ve bu seçim gündeminden çıkılması lazım. Yoksa sağcı da solcu da, başörtülü de başı açık da hep beraber batacağız...
Asude Havuzlu / diğer yazıları
- Mutluluk… / 22.11.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020