logo
20 NİSAN 2024

Gıda terörü

11.01.2019 00:00:00
Plastik torbalar, çevre güvenliği endişesiyle paralı hale getirildi. Ki daha az tüketilsin…

Çevre güvenliği, insan sağlığını korumak amacıyla sağlanmaya çalışılıyor. Peki, insan sağlığını koruma konusunda gerçekten samimi miyiz?

Eğer samimiysek, bu, sadece poşet konusunda değil, her konuda olmalı…

En en temel gıdalarda bile doğru dürüst bir denetim gerçekleştirilmiyor, kanser gibi en ağır hastalıklara bile yol açabilecek her türlü gıda piyasada dolanıyor ama biz rahatlıkla insan sağlığını koruma adına sadece poşetle mücadele ettiğimizi iddia ediyoruz.

Poşetle mücadele etmekten önce atılması gereken o kadar önemli adımlar var ki…

Örneğin, insan sağlığının olmazsa olmazı olan "su" konusu… Sağlımızı koruma adına ambalajlı olarak tercih ettiğimiz içme suları konusunda bilimsel bir analiz ortaya konuldu.

Çalışma, Bursa Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü'nden 4 akademisyen tarafından gerçekleştirildi.

"Ambalajlı İçme Suyu Örneklerinde Ağır Metal Analizi ve Risk Değerlendirmesi" başlıklı analiz çalışması kapsamında 43 farklı markanın içme suyu örneği üzerinde 16 farklı ağır metalin analiz işlemi gerçekleştirildi. Analizler, "bardak su" olarak ifade edilen 250 ml'lik plastik ambalajlı su örneğinde yapıldı. Teknik olduğu için rakamsal detaylara çok fazla girmeyeceğim ama analiz çalışmasından çıkan sonuçları aktaracağım:

* Su örnekleri içerisinde tespit edilen en yüksek ağır metal konsantrasyonları, baryum, kurşun, stronsiyum oldu. Tespit edilen en yüksek baryum oranı korkutucu…

* Kurşun miktarı 0.010'un altında olması gerek ancak 8 katı çıktı.

* Ambalajlı içme suyu tüketmenin Pb(kurşun) seviyesine göre kanserojen risk oluşturduğu gözlenmektedir.

* Baryum (Ba), kurşun (Pb) ve stronsiyum (Sr) ağır metallerdir. Bu ağır metallarin kansorejen etkileri var. Bazı organlarda birikme, mutasyon, dejenerasyon etkileri söz konusu olabilir. Çünkü bu metaller vücutta birikme yapabiliyor.

* Sularda As, Pb, Mn, Cd, Cu, Hg Cr gibi ağır metallerin bulunması ciltte incelme, böbrek hasarı, karaciğer sirozu, sinir sisteminde ileti bozuklukları, gibi sorunlara yol açabilmektedir.

* Ambalajlanarak tüketime sunulan doğal kaynak suları ve içme sularının bakteri içermemesi kadar ağır metal bulunma durumu ve konsantrasyonu da önem arz etmektedir.

* Bazı içme suları dördüncü derece su kalitesinde… Yani "içilemez" statüsünde, böyle bir ürün ancak banyoda kullanılabilir.

* Toplum sağlığının korunması açısından uygun kontrol tedbirlerinin alınması gerekmektedir.

* Araştırma sonuçlarına göre Ambalajlı su sektöründe korkunç derece denetimsizlik var. Standart dışı firmaların ruhsatları iptal edilmeli.

* Sudaki kirliliğin çoğu kimyasal kaynaklı… Sanayi atıkları, tarımsal ilaç atıkları, petrol su kimyasında önemli değişiklikler yapmaktadır.

Yapılan bu bilimsel analiz açıkça gösteriyor ki, yemediğimiz içmediğimiz bir poşet mevzuuna "insan ve çevre sağlığını tehdit ediyor" gerekçesiyle bu kadar odaklanılırken, sürekli içtiğimiz suyun güvenliği göz ardı ediliyor. Resmen su değil "zehir" içiyoruz. Kanser vakalarının neden tırmadığını sadece bu analizle bile görebiliyoruz.

Sadece su mu? Meyve ve sebzelerde de benzer tehlikeler var. Biliyorsunuz, Rusya'ya ihraç ettiğimiz gıda ürünleri genellikle içeride tükettiklerimizden daha kalitelidir. Rus yetkililerden yapılan açıklamalar oldukça dikkat çekici…

Rus tarım ürünleri denetim ajansı Rosselhoznadzor, Türkiye'den ve Almanya'dan getirilen portakal, mandalina, greyfurt, armut, limon, salatalık, elma ve torfta (organik toprak) düzenli olarak apocehalus borealis isimli tarım zararlısı tespit edildiğini belirtti.

Kolera hastalığının taşıyıcısı sinek türünün Avrasya Ekonomik Birliği bölgesinde bulunmayan karantinalı nesneler listesinde yer aldığı kaydedilen açıklamada, tarım zararlısının meyve-sebze, un, soya, peynir ve isli balığa bulaşabileceği, insan ve hayvan sağlığı için tehlikeli olabileceği ifade edildi.

Rusya çoğu zaman bunları sağlığa zararlı diye geri gönderiyor. Peki, geri gelen bu ürünler "hastalıklı" diye imha mı ediliyor? Elbette ki hayır, afiyetle yiyoruz. Sonra, "Hastalıklar neden artıyor?", "Hastaneler neden bu kadar yoğun?", "Sosyal güvenlik harcalamaları neden bu kadar artıyor?" diye soruyoruz.

Cevabı, yediklerimizde, içtiklerimizde…

Bu açıdan da bakıldığında, Türkiye'nin Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ne ve Sosyal Devlet-Milli Devlet tezine ihtiyacı var. Çünkü Milli Ekonomi Modeli, "millet için devlet" anlayışını hayata geçirmek demektir, iyi bir denetim demektir, sağlıklı su, sağlıklı meyve-sebze demektir. Borç alınan küresel finans sahiplerine hizmet eden kapitalist bir anlayış, milletin sağlığını, güvenliğini asla koruyamaz.

Milli Ekonomi Modeli'yle emek ve üretim karşılığı kendi Milli Para'sını devreye koyan güçlü ve baba bir devlet, her konuda örnektir, önderdir ve asla bir yanlışa müsaade etmez.

Özellikle de stratejik gördüğü su konusunda, tarım ve hayvancılık konularında…
 
Murat Çabas / diğer yazıları
İstanbulspor küme düştü
Karagümrük son saniye penaltısıyla kazandı
CHP'li 408 başkana böyle seslendi
'Ayağa kalkın ve bu ülkeyi kurtarın'
İsrail'le ticareti savunmaya devam etti
'Sözlerimin arkasındayım'
'Yarım saat sonra gelir alırsın' dedi!
Torbacılık suç olmaktan çıktı mı?
Dev dalgalar yürekleri ağızlara getirdi
Antalya'da şiddetli fırtına!
1 Haşdi Şabi mensubu öldü, 8 asker yaralandı
Hava saldırısı mı, patlama mı?
'Takmaya devam edeceğim'
Rolex müdafaası!
Yerlikaya, Mardin ve Diyarbakır için düğmeye bastı
İki ile kayyum mu atanacak?
Özel'e İmamoğlu ve Yavaş da eşlik etti
CHP'den Anıtkabir ziyareti
Vali Gül'den boşaltılan evler hakkında açıklama
Heyelan nedeniyle 30 ev boşaltıldı
'Biz de bu programı tavsiye ederdik'
IMF'den Şimşek programına destek
Armutlu hayalet şehre döndü
'Berzeg Sendromu' mahalleyi boşalttı
15 üyeden 9'unu Erdoğan atamış oldu
Erdoğan'dan AYM'ye yeni atama
Para vermeyen annesini benzin dökerek yaktı
Tutuklanırken dikkat çeken sözler
'Vay sana düşman olup yalanlayanın haline’
'İsim nedir?' dedim. Buyurdular: Alamet
İstanbulspor küme düştü
Karagümrük son saniye penaltısıyla kazandı
CHP'li 408 başkana böyle seslendi
'Ayağa kalkın ve bu ülkeyi kurtarın'
İsrail'le ticareti savunmaya devam etti
'Sözlerimin arkasındayım'
'Yarım saat sonra gelir alırsın' dedi!
Torbacılık suç olmaktan çıktı mı?
Dev dalgalar yürekleri ağızlara getirdi
Antalya'da şiddetli fırtına!
1 Haşdi Şabi mensubu öldü, 8 asker yaralandı
Hava saldırısı mı, patlama mı?
'Takmaya devam edeceğim'
Rolex müdafaası!
Yerlikaya, Mardin ve Diyarbakır için düğmeye bastı
İki ile kayyum mu atanacak?
Özel'e İmamoğlu ve Yavaş da eşlik etti
CHP'den Anıtkabir ziyareti
Vali Gül'den boşaltılan evler hakkında açıklama
Heyelan nedeniyle 30 ev boşaltıldı
'Biz de bu programı tavsiye ederdik'
IMF'den Şimşek programına destek
Armutlu hayalet şehre döndü
'Berzeg Sendromu' mahalleyi boşalttı
15 üyeden 9'unu Erdoğan atamış oldu
Erdoğan'dan AYM'ye yeni atama
Para vermeyen annesini benzin dökerek yaktı
Tutuklanırken dikkat çeken sözler
'Vay sana düşman olup yalanlayanın haline’
'İsim nedir?' dedim. Buyurdular: Alamet
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.