İbrahim bin Edhem Hz.
Kendisinden bir zat nasihat istediğinde buyurdu ki:
Altı şeyi kabul edip yaparsan, hiçbir işin sana zarar vermez. Dünyada ve ahirette rahat edersin. O altı şey şunlardır:
1-Günah yapacağın zaman Allah-ü Teala'nın sana verdiği rızkı yeme.
2-O'na asi olmak istersen, O'nün mülkünden çık. Mülkünde olup da ona isyan etmek uygun olur mu?
3-O'na isyan etmek istersen, gördüğü yerde günah yapma. Görmediği yerde yap. O meleği kovamazsın. Şimdi kudretin var, güç kuvvetin yerinde iken tövbe et. Tövbe edilecek zaman bu zamandır. Zira ölüm çok ani gelir.
5-Mezarda Münker ve Nekir ismindeki iki melek, sual için geldiklerinde, onları kov seni imtihan etmesinler soran kimse; "Buna imkan yoktur" dedi. İbrahim Edhem buyurdu ki; "Öyle ise şimdiden onlara cevap hazırla."
6-Kıyamet günü Allah-ü Teala; "Günahı olanlar Cehennem'e gitsin" diye emir edince "ben gitmem" de. Soran kimse dedi ki: "Bu sözümü dinlemezler". Nasihatları dinleyen kimse tövbe etti ve ölünceye kadar tövbesinden vazgeçmedi.
Vefat ettiği gün; "Yeryüzünün emanı ölmüştür" diye gizliden bir ses duyuldu. Bunu herkes işitti. Fakat manasın anlayamadılar. Acaba ne olacak diye merak ettiler. Ne zaman ki İbrahim bin Edhem'in vefat haberi duyuldu, herkes bu sözün İbrahim bin Edhem için olduğunu o zaman anladılar.
Buyurdular ki; "Öbür dünyada terazide en ağır amel, burada bedene en zor gelenidir."
"İşittiğime göre, kıyamet günü insan, daha çok utansın diye tanıdıklarının yanında hesaba çekilir."
"İlmi, amel için öğreniniz. Çokları bundan yanıldı. İlimleri dağlar gibi büyüdü, amelleri ise zerre gibi küçüldü."
"Borcu olan kimse, borcunu ödemedikçe, yağlı ve sirkeli taam yememelidir."
Her zaman şöyle dua ederdi: "Ya Rabbi! Beni günah alçaklığından, Sana taat ve ibadet lezzetine ulaştır."
İbrahim bin Edhem buyurdu ki: "Bir gece Mescid-i Aksa'da kalmak istedim. Cami vazifelilerinin beni görmemeleri için içeride bulunan hasırların arasına gizlendim. Görünce içeride kalmama izin vermezlerdi. Gece, geç vakit olunca kapı açıldı ve içeriye tanımadığım bir zat girdi. Yanında derviş kıyafetli kırk kişi daha vardı. O yaşlı zat mihraba geçti, iki rekat namaz kıldıktan sonra öbürlerine döndü. İçlerinden biri; "Bu gece, burada tanımadığımız, bizden olmayan biri var" dedi. Mihrabda bulunan, tebessüm etti ve "Evet İbrahim bin Edhem var, kırk gündür kalb huzuru ile ibadet yapamamaktadır" dedi. Bunları duyunca ben açığa çıktım. Mihrabda bulunana; "evet doğru söylüyorsunuz. Lütfen bunun sebebini de bildiriniz" dedim. O zat şöyle anlattı: "Filan zaman Basra'da hurma satın almıştın. Bu sırada yere bir hurma tanesi düştü. Sen o hurmayı kendi hakkın zannederek aldığın hurmaların içine koydun. Onu yediğin için kırk gündür ibadetlerinden tad alamıyorsun" dedi.
Ertesi gün hurmayı satın aldığım zatın yanına gittim. Olanları anlatıp kendisinden helallık diledim. O da hakkını helal etti ve; "Madem ki bu iş bu kadar hassastır. O halde ben şimdiden sonra hurma satmayı bıraktım" dedi. Sonra dükkanı kapattı. Vakitlerini ibadetle geçirmeye başladı, nihayet o da Allah-ü Teala'nın sevgililerinden oldu.
Kendisinden bir zat nasihat istediğinde buyurdu ki:
Altı şeyi kabul edip yaparsan, hiçbir işin sana zarar vermez. Dünyada ve ahirette rahat edersin. O altı şey şunlardır:
1-Günah yapacağın zaman Allah-ü Teala'nın sana verdiği rızkı yeme.
2-O'na asi olmak istersen, O'nün mülkünden çık. Mülkünde olup da ona isyan etmek uygun olur mu?
3-O'na isyan etmek istersen, gördüğü yerde günah yapma. Görmediği yerde yap. O meleği kovamazsın. Şimdi kudretin var, güç kuvvetin yerinde iken tövbe et. Tövbe edilecek zaman bu zamandır. Zira ölüm çok ani gelir.
5-Mezarda Münker ve Nekir ismindeki iki melek, sual için geldiklerinde, onları kov seni imtihan etmesinler soran kimse; "Buna imkan yoktur" dedi. İbrahim Edhem buyurdu ki; "Öyle ise şimdiden onlara cevap hazırla."
6-Kıyamet günü Allah-ü Teala; "Günahı olanlar Cehennem'e gitsin" diye emir edince "ben gitmem" de. Soran kimse dedi ki: "Bu sözümü dinlemezler". Nasihatları dinleyen kimse tövbe etti ve ölünceye kadar tövbesinden vazgeçmedi.
Vefat ettiği gün; "Yeryüzünün emanı ölmüştür" diye gizliden bir ses duyuldu. Bunu herkes işitti. Fakat manasın anlayamadılar. Acaba ne olacak diye merak ettiler. Ne zaman ki İbrahim bin Edhem'in vefat haberi duyuldu, herkes bu sözün İbrahim bin Edhem için olduğunu o zaman anladılar.
Buyurdular ki; "Öbür dünyada terazide en ağır amel, burada bedene en zor gelenidir."
"İşittiğime göre, kıyamet günü insan, daha çok utansın diye tanıdıklarının yanında hesaba çekilir."
"İlmi, amel için öğreniniz. Çokları bundan yanıldı. İlimleri dağlar gibi büyüdü, amelleri ise zerre gibi küçüldü."
"Borcu olan kimse, borcunu ödemedikçe, yağlı ve sirkeli taam yememelidir."
Her zaman şöyle dua ederdi: "Ya Rabbi! Beni günah alçaklığından, Sana taat ve ibadet lezzetine ulaştır."
İbrahim bin Edhem buyurdu ki: "Bir gece Mescid-i Aksa'da kalmak istedim. Cami vazifelilerinin beni görmemeleri için içeride bulunan hasırların arasına gizlendim. Görünce içeride kalmama izin vermezlerdi. Gece, geç vakit olunca kapı açıldı ve içeriye tanımadığım bir zat girdi. Yanında derviş kıyafetli kırk kişi daha vardı. O yaşlı zat mihraba geçti, iki rekat namaz kıldıktan sonra öbürlerine döndü. İçlerinden biri; "Bu gece, burada tanımadığımız, bizden olmayan biri var" dedi. Mihrabda bulunan, tebessüm etti ve "Evet İbrahim bin Edhem var, kırk gündür kalb huzuru ile ibadet yapamamaktadır" dedi. Bunları duyunca ben açığa çıktım. Mihrabda bulunana; "evet doğru söylüyorsunuz. Lütfen bunun sebebini de bildiriniz" dedim. O zat şöyle anlattı: "Filan zaman Basra'da hurma satın almıştın. Bu sırada yere bir hurma tanesi düştü. Sen o hurmayı kendi hakkın zannederek aldığın hurmaların içine koydun. Onu yediğin için kırk gündür ibadetlerinden tad alamıyorsun" dedi.
Ertesi gün hurmayı satın aldığım zatın yanına gittim. Olanları anlatıp kendisinden helallık diledim. O da hakkını helal etti ve; "Madem ki bu iş bu kadar hassastır. O halde ben şimdiden sonra hurma satmayı bıraktım" dedi. Sonra dükkanı kapattı. Vakitlerini ibadetle geçirmeye başladı, nihayet o da Allah-ü Teala'nın sevgililerinden oldu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.