Evet, ancak böyle ifade edilebilir...
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın projeleri...
Bu projeleri "sıra dışı, alışılmışın dışında, süper veya mega projeler" gibi ifadelerle anlamak da, anlatmak da mümkün değil. Mümkün olmaması, bu ifadelerin çocukların ağzında sakız olmasından değil, hayalleri zorlayan projeler karşısında çok basit ve cılız kaldığından kaynaklanıyor.
Herkesin deveyi pire yaptığı bir dönemde "kainat devleti"nden bahsetmek... Söyler misiniz, akıllarınızı ve hayallerinizi zorlamıyor mu?
"Ben Türk oğlu Türküm... Benim damarımı kesseniz ondan Kürt kanı akar, Laz kanı akar, Çerkez kanı akrar, Boşnak kanı akar... " demek, tüylerinizi diken diken edip, 70 milyonu bağrınızı yarıp kalbinize sokmuyor mu?
"Bu devlet benim, bu asker benim, bu millet benim, bu vatan benim, bu bayrak benim" derken; "Gök kubbe çadırım, güneş bayrağım" diyen Oğuz Kağan'ın "Cihan Devleti"nden sizi alıp "Kainat Devleti"nin tahtına oturtmuyor mu?
"Devlet-millet, sivil-asker kaynaşmasıyla bir yandan toplumsal barışın temelleri atılırken; doğacak çocuklardan mezardaki yatanlara kadar iş ve hizmet sınırlarını genişletmek; Türk insanının emeğini, gücünü, kabiliyetini, fedakârlığını proje mukabili faizsiz kredilerle devreye koymak suretiyle hem sosyal devletin ve hem de milli ekonominin harcı, temellere dökülmüyor mu?
Tüketim ve üretimin birbirini kamçılayan gücünü devreye sokarak hem tüketen ve hem de üreten toplum modelini aynı çerçevede yarıştırarak 24 saate çıkarmak, gerçekten iş dünyasının mantığını alt-üst etmiyor mu?
Dünyanın gelmiş-geçmiş ekonomistlerine "nal" toplatan bu proje, tek başına "dünyayı yaşanabilir bir cennet" yapmaya yetmez mi?
Şimdi, sadece bu birkaç proje dahi, bütün dünyada dikkatleri çekmeye yetmez mi?
Elbette, yeter de artar da...
Ama, Türkiye'de çok daha önemli (!) olaylar var. Mesela: Kemal Derviş'in 3-5 arkadaşıyla Silifke sahillerinde denizde buluşması... Eşi Catherine, Derviş'in, İngilizce "Hayat nasıl?" sorusuna, "Alıştım artık" cevabını Türkçe vermesi...
Recep Tayyip Erdoğan ve Necmettin Erbakan'ın seçime girip giremeyeceği... Veya Ahmet Alkan'ın "Aldatmak" romanıyla ilgili haberler...
Bir tarafta hayalleri zorlayan projeler, bir yanda medya aynasıyla topluma maledilmeye çalışılan olaylar...
Evet, gerçekten toplumun, hayalleri zorlayan projelere çok ihtiyacı var...
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın projeleri...
Bu projeleri "sıra dışı, alışılmışın dışında, süper veya mega projeler" gibi ifadelerle anlamak da, anlatmak da mümkün değil. Mümkün olmaması, bu ifadelerin çocukların ağzında sakız olmasından değil, hayalleri zorlayan projeler karşısında çok basit ve cılız kaldığından kaynaklanıyor.
Herkesin deveyi pire yaptığı bir dönemde "kainat devleti"nden bahsetmek... Söyler misiniz, akıllarınızı ve hayallerinizi zorlamıyor mu?
"Ben Türk oğlu Türküm... Benim damarımı kesseniz ondan Kürt kanı akar, Laz kanı akar, Çerkez kanı akrar, Boşnak kanı akar... " demek, tüylerinizi diken diken edip, 70 milyonu bağrınızı yarıp kalbinize sokmuyor mu?
"Bu devlet benim, bu asker benim, bu millet benim, bu vatan benim, bu bayrak benim" derken; "Gök kubbe çadırım, güneş bayrağım" diyen Oğuz Kağan'ın "Cihan Devleti"nden sizi alıp "Kainat Devleti"nin tahtına oturtmuyor mu?
"Devlet-millet, sivil-asker kaynaşmasıyla bir yandan toplumsal barışın temelleri atılırken; doğacak çocuklardan mezardaki yatanlara kadar iş ve hizmet sınırlarını genişletmek; Türk insanının emeğini, gücünü, kabiliyetini, fedakârlığını proje mukabili faizsiz kredilerle devreye koymak suretiyle hem sosyal devletin ve hem de milli ekonominin harcı, temellere dökülmüyor mu?
Tüketim ve üretimin birbirini kamçılayan gücünü devreye sokarak hem tüketen ve hem de üreten toplum modelini aynı çerçevede yarıştırarak 24 saate çıkarmak, gerçekten iş dünyasının mantığını alt-üst etmiyor mu?
Dünyanın gelmiş-geçmiş ekonomistlerine "nal" toplatan bu proje, tek başına "dünyayı yaşanabilir bir cennet" yapmaya yetmez mi?
Şimdi, sadece bu birkaç proje dahi, bütün dünyada dikkatleri çekmeye yetmez mi?
Elbette, yeter de artar da...
Ama, Türkiye'de çok daha önemli (!) olaylar var. Mesela: Kemal Derviş'in 3-5 arkadaşıyla Silifke sahillerinde denizde buluşması... Eşi Catherine, Derviş'in, İngilizce "Hayat nasıl?" sorusuna, "Alıştım artık" cevabını Türkçe vermesi...
Recep Tayyip Erdoğan ve Necmettin Erbakan'ın seçime girip giremeyeceği... Veya Ahmet Alkan'ın "Aldatmak" romanıyla ilgili haberler...
Bir tarafta hayalleri zorlayan projeler, bir yanda medya aynasıyla topluma maledilmeye çalışılan olaylar...
Evet, gerçekten toplumun, hayalleri zorlayan projelere çok ihtiyacı var...
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010