Önceki gün gazetelerin ekonomi sayfasında değil de asayiş olaylarının aktarıldığı 3. sayfalarda bir haber yayınlandı, bilmiyorum hiç dikkatinizi çekti mi?
Tekirdağ'ın merkez Süleymanpaşa İlçesi Gündoğdu Mahallesi Murat Sokak üzerinde yapımı tamamlanan bir binanın bahçesine su çıkarmak için henüz kim tarafından kazıldığı bilinmeyen kuyu açıldı. Su çıkmayan kuyunun üzeri toprakla kapatıldı.
Fakat ardından kuyudan doğalgaz fışkırdı. Çevreye de kokunun yayılması üzerine mahalle sakinleri durumu itfaiyeye bildirdi.
Olay yerine itfaiye ekiplerinin yanı sıra sağlık, GAZDAŞ ve AFAD ekipleri de sevk edildi, polis güvenlik şeridi çekerek sokağa girişi kapattı. Mahallenin elektrikleri kesilirken, kuyu yakınlarında bulunan iki binada oturanlar geçici olarak tahliye edildi.
Yapılan incelemede kuyudan doğalgaz fışkırdığı belirlendi. 10 metre kadar yükseğe fışkıran doğalgazın çıktığı kuyu ekipler tarafından üzeri beton dökülerek kapatıldı.
Tekirdağ'da doğalgaz arayan ABD'li Trans Atlantik Şirketi'nin saha müdürü Recep Akbaş, gazetecilere yaptığı açıklamada, sızıntının su kuyusu açma girişimi sırasında meydana geldiğini söyledi.
Sızıntının kontrol altına alındığını, doğalgazı kontrollü hatta aktaracaklarını belirten Akbaş, "Çözüm olarak bu kuyudan çıkan doğalgazı yakında bulunan başka doğalgaz kuyumuza aktararak kontrol altına alacağız. Kuyunun başına künk koyarak başka bir kuyuya aktarılmasını sağlayacağız" diye konuştu.
Evet haber bu?
Toplumsal haberlerin bulunduğu sayfada yer aldığı için hepimiz, binaların boşaltılmasına, sokağın kapatılmasına, insanların geçici olarak evlerinden mahrum kalmasına ve de bu kadar insanı mağdur eden akıllının kim olduğuna odaklandık.
Ama hiçbirimiz "Yahu su bulmak için kuyu açılıyor ama doğalgaz fışkırıyor, yüzeye bu kadar yakın doğalgazımız var, nereyi kazsan kaynak fışkırıyor, ne zengin memleketimiz var" deyip, "Böyle bir gerçekle bizleri buluşturan bu kuyu kazan vatandaşa bir altın madalya takalım" teklifinde bulunmadık. Emin olun o vatandaş bulunduğu zaman ceza bile alacaktır, neden izinsiz kazıyorsun diye?
Bu tür hadiseler Tekirdağ bölgesinde bir ilk değil tabii ki?
Hatırlarsanız yıllar önce, Tekirdağ'da bulunan Namık Kemal Üniversitesi'nin kampus bahçesinde yine su bulmak için kuyu kazılmış ve doğalgaz fışkırınca bu doğalgaz üniversitenin ısınma ihtiyacı için kullanılmaya başlanmıştı.
Ama çok kısa zaman sonra yabancı bir şirketin temsilcileri gelerek, buradaki doğalgazın kendilerine ait olduğunun belgelerini göstererek bu kısa mutluluğa son vermişti.
Türkiye'nin her yerinden maden fışkırıyor, bor, altın, petrol, kömür, bakır, mermer 52'yi aşkın maden? "Anadolu coğrafyasının taşı toprağı altındır" denildiğinde abartmış olmayız.
Türkiye'de maden yok diyenlerin gözüne girercesine her gün maden fışkırıyor.
Ama onlar bu maden gerçeğiyle değil, işin asayiş kısmıyla ilgileniyorlar.
Bu maden sahalarının arama ruhsatlarını alanlar da, bu "yanlışlıkla" fışkıran madenleri hemen koruma altına alıyorlar. Diğer bir ifadeyle milletin gözünden kaçırıyorlar.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yıllardır bu maden gerçeğini bizlere haykırıyor.
"Dünyanın en zengin maden kaynakları Türkiye'de" diyor, "3 katrilyon dolarlık işlenmemiş maden kaynağımız var, işlendiği takdirde bu en az 30 katrilyon dolar eder" diyor.
"Türkiye'nin maden kaynakları tüm dünyaya bakar" diyor.
"Bize müsaade edin, fırsat verin bu madenleri devlet-millet ortaklığıyla çıkartalım milletimizi altın zengini, petrol zengini yapalım" diyor?
Diyor demesine ama yaşanan gerçeklerin sadece magazin boyutuna bakan, olayları izlediği dizilerle değerlendiren, kredi faizlerinin düşürülmesiyle, bir çuval kömür, bir poşet erzakla tatmin olan milletimiz, bu kısırdöngü içinde elinin altındaki bu sonsuz hazinenin kıymetini bilemiyor.
Böyle olunca madenlerimiz ABD'linin, İngiliz'in, Fransız'ın, İsraillinin karnını doyuruyor ama bu hazinelerin asıl sahibi olan Türk milleti ise bu kendi madenleriyle besledikleri küresel sömürücülerin vereceği üç kuruşluk krediye muhtaç kalıyor.
Prof. Dr. Baş'ın çözümleriyle tüm dünyaya efendi olmak da mümkün, sırtımızı dönmeye devam ederek, kendi madenlerimizle, kendi hazinelerimizle dünyaya rezil rüsva olmak da, köle olmak da mümkün?
Atatürk'ün "Bağımsızlık karakterimdir" ifadesi sadece bir 'Ata'sözü değildir, yaşanması gereken bir hakikattir.
Tekirdağ'ın merkez Süleymanpaşa İlçesi Gündoğdu Mahallesi Murat Sokak üzerinde yapımı tamamlanan bir binanın bahçesine su çıkarmak için henüz kim tarafından kazıldığı bilinmeyen kuyu açıldı. Su çıkmayan kuyunun üzeri toprakla kapatıldı.
Fakat ardından kuyudan doğalgaz fışkırdı. Çevreye de kokunun yayılması üzerine mahalle sakinleri durumu itfaiyeye bildirdi.
Olay yerine itfaiye ekiplerinin yanı sıra sağlık, GAZDAŞ ve AFAD ekipleri de sevk edildi, polis güvenlik şeridi çekerek sokağa girişi kapattı. Mahallenin elektrikleri kesilirken, kuyu yakınlarında bulunan iki binada oturanlar geçici olarak tahliye edildi.
Yapılan incelemede kuyudan doğalgaz fışkırdığı belirlendi. 10 metre kadar yükseğe fışkıran doğalgazın çıktığı kuyu ekipler tarafından üzeri beton dökülerek kapatıldı.
Tekirdağ'da doğalgaz arayan ABD'li Trans Atlantik Şirketi'nin saha müdürü Recep Akbaş, gazetecilere yaptığı açıklamada, sızıntının su kuyusu açma girişimi sırasında meydana geldiğini söyledi.
Sızıntının kontrol altına alındığını, doğalgazı kontrollü hatta aktaracaklarını belirten Akbaş, "Çözüm olarak bu kuyudan çıkan doğalgazı yakında bulunan başka doğalgaz kuyumuza aktararak kontrol altına alacağız. Kuyunun başına künk koyarak başka bir kuyuya aktarılmasını sağlayacağız" diye konuştu.
Evet haber bu?
Toplumsal haberlerin bulunduğu sayfada yer aldığı için hepimiz, binaların boşaltılmasına, sokağın kapatılmasına, insanların geçici olarak evlerinden mahrum kalmasına ve de bu kadar insanı mağdur eden akıllının kim olduğuna odaklandık.
Ama hiçbirimiz "Yahu su bulmak için kuyu açılıyor ama doğalgaz fışkırıyor, yüzeye bu kadar yakın doğalgazımız var, nereyi kazsan kaynak fışkırıyor, ne zengin memleketimiz var" deyip, "Böyle bir gerçekle bizleri buluşturan bu kuyu kazan vatandaşa bir altın madalya takalım" teklifinde bulunmadık. Emin olun o vatandaş bulunduğu zaman ceza bile alacaktır, neden izinsiz kazıyorsun diye?
Bu tür hadiseler Tekirdağ bölgesinde bir ilk değil tabii ki?
Hatırlarsanız yıllar önce, Tekirdağ'da bulunan Namık Kemal Üniversitesi'nin kampus bahçesinde yine su bulmak için kuyu kazılmış ve doğalgaz fışkırınca bu doğalgaz üniversitenin ısınma ihtiyacı için kullanılmaya başlanmıştı.
Ama çok kısa zaman sonra yabancı bir şirketin temsilcileri gelerek, buradaki doğalgazın kendilerine ait olduğunun belgelerini göstererek bu kısa mutluluğa son vermişti.
Türkiye'nin her yerinden maden fışkırıyor, bor, altın, petrol, kömür, bakır, mermer 52'yi aşkın maden? "Anadolu coğrafyasının taşı toprağı altındır" denildiğinde abartmış olmayız.
Türkiye'de maden yok diyenlerin gözüne girercesine her gün maden fışkırıyor.
Ama onlar bu maden gerçeğiyle değil, işin asayiş kısmıyla ilgileniyorlar.
Bu maden sahalarının arama ruhsatlarını alanlar da, bu "yanlışlıkla" fışkıran madenleri hemen koruma altına alıyorlar. Diğer bir ifadeyle milletin gözünden kaçırıyorlar.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yıllardır bu maden gerçeğini bizlere haykırıyor.
"Dünyanın en zengin maden kaynakları Türkiye'de" diyor, "3 katrilyon dolarlık işlenmemiş maden kaynağımız var, işlendiği takdirde bu en az 30 katrilyon dolar eder" diyor.
"Türkiye'nin maden kaynakları tüm dünyaya bakar" diyor.
"Bize müsaade edin, fırsat verin bu madenleri devlet-millet ortaklığıyla çıkartalım milletimizi altın zengini, petrol zengini yapalım" diyor?
Diyor demesine ama yaşanan gerçeklerin sadece magazin boyutuna bakan, olayları izlediği dizilerle değerlendiren, kredi faizlerinin düşürülmesiyle, bir çuval kömür, bir poşet erzakla tatmin olan milletimiz, bu kısırdöngü içinde elinin altındaki bu sonsuz hazinenin kıymetini bilemiyor.
Böyle olunca madenlerimiz ABD'linin, İngiliz'in, Fransız'ın, İsraillinin karnını doyuruyor ama bu hazinelerin asıl sahibi olan Türk milleti ise bu kendi madenleriyle besledikleri küresel sömürücülerin vereceği üç kuruşluk krediye muhtaç kalıyor.
Prof. Dr. Baş'ın çözümleriyle tüm dünyaya efendi olmak da mümkün, sırtımızı dönmeye devam ederek, kendi madenlerimizle, kendi hazinelerimizle dünyaya rezil rüsva olmak da, köle olmak da mümkün?
Atatürk'ün "Bağımsızlık karakterimdir" ifadesi sadece bir 'Ata'sözü değildir, yaşanması gereken bir hakikattir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Gelir adaletsizliği zirvedeyken terörsüz Türkiye mümkün mü? / 08.10.2025
- Trump'ın planı: Gazze'de gölge İsrail kabinesi / 07.10.2025
- Enflasyonun sebebi ‘doğa’ değil, sizin politikalarınız / 04.10.2025
- Milleti aç bırakan "dezenflasyon" süreci / 02.10.2025
- Trump’ın planı barış planıysa, tehdit niye? / 01.10.2025
- Netanyahu yeni Trump planını gerçekten kabul etti mi? / 30.09.2025
- ABD, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını neden istiyor? / 27.09.2025
- Kamuda tasarruf emeklilerden mi yapılacak? / 25.09.2025
- Bahçeli, TRÇ önerisinde samimi mi? / 24.09.2025
- Gençlerimizi korumak geleceğimizi savunmaktır' / 23.09.2025
- Trump'ın planı: Gazze'de gölge İsrail kabinesi / 07.10.2025
- Enflasyonun sebebi ‘doğa’ değil, sizin politikalarınız / 04.10.2025
- Milleti aç bırakan "dezenflasyon" süreci / 02.10.2025
- Trump’ın planı barış planıysa, tehdit niye? / 01.10.2025
- Netanyahu yeni Trump planını gerçekten kabul etti mi? / 30.09.2025
- ABD, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını neden istiyor? / 27.09.2025
- Kamuda tasarruf emeklilerden mi yapılacak? / 25.09.2025
- Bahçeli, TRÇ önerisinde samimi mi? / 24.09.2025
- Gençlerimizi korumak geleceğimizi savunmaktır' / 23.09.2025