Hükümet yetkilileri, yaşanan zamların ve sonucunda oluşan yüksek enflasyonun sorumluluğunu sağa sola atmaya çalışırken, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, zamların sorumlusunun esnaf olmadığını vurguladı.
Sıklaştırılan denetimlerle perakendede fiyat baskısı yapmaya çalışmak hükümetin hala enflasyonun neden oluştuğunu anlamadığını, fark etse bile anlamazdan geldiğini gözler önüne seriyor. Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş, 1990'lı yıllardan bu yana ülkemizdeki enflasyonun "maliyet enflasyonu" olduğunu, yani maliyetler arttığı için fiyatların yükseldiğini ifade ediyordu.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş yaptığı açıklamada bu konuda şunları ifade etti: "Bu fiyat artışları veya işte piyasadaki pahalılığın sebebi aslında küçük esnafın fiyatlara zam yapması değil. Bu tip yerler dükkanlar aslında ekonominin temelini oluşturuyor. Piyasa döngüsünün temelini oluşturuyor. Fiyat artışları nereden kaynaklanıyor diye baktığımız zaman yukarıda büyük tekellerin kazandığı parayı yeterli görmeyişi ve bizim cebimizdeki paraya göz dikmelerinin sonucu olarak maliyetler yükseliyor. Bu maliyetlerin yükselmesi sonucu olarak bizim o esnaf dediğimiz ayakta kalabilmek için fiyatlara sürekli zam yapmak zorunda kalıyor. Böyle bir döngüden çıkamıyoruz biz. Yani bugün ekmeğe gelen zammın sebebi fırıncı değil. Sebep buğday fiyatlarının artması, lojistik fiyatlarının artması, yakıtlara işte petrole, doğalgaza ve mazota gelen zamlar vs."
BTP lideri Baş, çözüm noktasında da şunları belirtti:
"Burada sebebi ve sorumluluğu küçük esnafta aramaktansa bizim yönetim tarzımızın, bizim mantalitemizin değişmesi lazım. Bunu değiştirmediğimiz sürece bu zamlarla biz her zaman mücadele etmek durumunda kalacağız."
Evet, açlığa, yoksulluğa, yüksek enflasyona, işsizliğe ve daha nice ekonomik soruna neden olan ekonomik anlayışı değiştirmeden, bu kötü gidişatı değiştiremeyiz.
Bu sebeple BTP lideri sık sık, "Ekonomik sistemi değiştirmemiz lazım, Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni uygulamamız lazım" demektedir.
Dilerseniz zamlara neden olan maliyet artışlarıyla ilgili güncel bir örneği paylaşalım. Örneğimiz Antalya Serik'te yetişen karpuzun İstanbul'a yolculuğu…
Antalya halinde 4.5 TL olan karpuz, İstanbul'a gelince 10 TL'ye çıkıyor.
Aradaki yüksek maliyetin önemli bir bölümü nakliye giderleri, vergiler, küçük bir kısmı da hal komisyonu ve diğer giderler…
Nakliye giderindeki en yüksek maliyet ise akaryakıt fiyatları…
Yılbaşında 12.75 TL olan mazotun litresi Haziran'da 27.89 TL'ye çıktı. Antalya Serik'ten İstanbul Bayrampaşa haline meyve taşıyan 20 tonluk bir TIR, gidiş-dönüş 580 litre mazot harcarken, aracın maliyeti zamlarla birlikte yüzde 119 arttı.
Ocak 2021'den bu yana köprü, otoyol ve akaryakıt fiyatlarının artışıyla beraber yol maliyeti yüzde 289.8 arttı.
Ocak 2022'de aynı güzergahta meyve-sebze taşıyan aracın yakıt gideri 7 bin 395 lirayken, Haziran'da bu gider 16 bin 176 liraya çıktı.
Buna köprü ve otoyol ücretleri de eklendiğinde nakliye maliyeti 16 bin 587 lirayı bulurken Ocak 2021'de aynı güzergahın maliyeti, köprü ve otoyol ücretleri dahil, 4 bin 253 liraydı. 1.5 yılda 4 kata yakın bir artış…
Sivas Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Hakan Demirgil bu konuda şunları söylüyor:
* "Akaryakıta sürekli zam yapılması ulaştırma sektöründe hizmet veren esnafın belini büküyor."
* "Başta mazot olmak üzere yapılan zamlara dur denmeli."
* "Taksici, nakliyeci, servisçi, otobüs ve minibüs işletmeciliği yapan esnaf maliyetleri karşılayamaz hale geldi."
* "Akaryakıta sürekli zam gelmesi diğer ürünlerin de fiyatlarının artmasına neden oluyor. Hükümetimizden acil olarak akaryakıt fiyatlarını geri çekmesini bekliyoruz."
* "Nakliyeciler 20 tonluk bir aracın İstanbul'dan Antalya'ya gidip-gelişinin sadece yakıt ve yol giderleri ile 16.000-16.500 lirayı aştığını yani birim fiyatında 1.5 lirayı bulan yol maliyet artışı olduğunu belirtiyor. Perakendeciler, hal komisyonları ve diğer kalemlerle birlikte toplam nakliye maliyetinin meyve-sebzede birim fiyatına 3.5 lirayı bulan fiyat artışına neden olduğunu ifade ediyor.
Yaşanan tablo bu. Vatandaşlarımız, alım gücünün artmasını, fiyatların düşmesini istiyorsa; esnafımız, nakliyecimiz, üreticimiz, çiftçimiz yaşadığı zorluklardan, imkansızlıklardan, sürekli suçlu ilan edilmekten kurtulmak istiyorsa, uygulanan mevcut ekonomik sisteme hayır demeleri gerekiyor.
Mevcut yanlış sisteme hayır demek elbette ki yetmez, aslolan doğru olana evet diyebilmektir. Milli Ekonomi Modeli demedikçe, bu modeli uygulayacak lideri, BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ı, kadroyu BTP'yi iktidar etmedikçe sorunlardan kurtulmamız mümkün değildir.
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024