Çağın en büyük Liderinden devraldığı BTP Genel Başkanlık koltuğu bir insana bu kadar yakışır.
40 yıllık kadrolu siyaset yapan öyle isimler tanıyorum ki, kendi tabanları tarafından bile sevilmezken, daha koltuğa oturalı 1.5 yıl olan BTP Genel Başkanı
Hüseyin Baş Bey, tüm siyasi parti mensuplarının gönüllerini fethetmeyi başardı.
Siyasette pek alışık olmadığımız bir tablo bu.
Biri ülkücü, bir diğeri ise CHP'de yöneticilik yapan iki arkadaşla sohbet ederken bile bu gerçeği resmetmek yeterli oldu benim için.
Ülkücü arkadaş söz alarak kelimesi kelimesine şöyle diyor:
"Arkadaşlar… Göreceksiniz 2027 veya 2030'lu yıllarda, Türkiye çok büyük bir lidere sahip olacak. Bilemiyorum, belki de daha yakın bir tarihte bile olabilir. Bu isim kimdir derseniz, çok net söylüyorum, Hüseyin Baş'tır.
Niye derseniz, konuşurken tebessüm eden ve isabetli tespitler yapan bir lider. Hiç bir konuşmasında, hiçbir siyasetçiye hakaret ve aşağılayıcı tek bir cümlesi yok.
Zaten elinde ekonominin yazılmış kitabı var ve bunun da kendisine verdiği büyük bir özgüven var."
Bu konuşma, siyasette var olan ezberlerin bozulduğunun delili gibiydi bence.
Söze ben hiç girmedim ve her zamanki tarzım ve tavrım gereği iyice dinlemeyi uygun buldum.
CHP'li arkadaşım ise bu açıklamalara katkı olsun diye şu cümleleri kurdu:
"Ben de Isparta'ya bir iş nedeniyle gittim. Orada konuştuğum birçok insan bana, 'BTP lideri olan Hüseyin Baş Bey burada çok seviliyor. Özellikle de sosyal medya'yı çok etkin kullanması ve çok yeni şeyler söylemesi halkın dikkatini çekiyor' dedi"
AK Partili bir arkadaşımla işim gereği çok sık görüşüyoruz. O'nun da benzer şekildeki açıklamaları bana farklı açıdan bakma olanağı sağladı.
BTP Liderinin, "Seçimler mutlaka zamanında yapılmalı' şeklindeki çıkışı AK Parti tabanında bile müthiş bir etki yarattı.
Bahsettiğim AK Partili arkadaşın şu cümlesini de kıymetli buldum: "Ben şu ana kadar demokrasiye dair bu kadar samimi şekilde vurgu yapan ikinci bir siyasetçi tanımadım. Helal olsun Hüseyin Baş'a."
Sayın Baş çok doğru ve emin adımlarla yürürken, asla ihmal etmediğini gördüğüm konu ve alan, her kesimi kucaklayıcı konuşmaları ve kuşatıcı olma vasfı ile insanların gönüllerinde çok hızlı yer almayı başarıyor olması.
Asla incitici bir dil kullanmıyor, mevcut anlayışların tam tersi olarak da, birleştirici ve umut verici söylemlerde bulunuyor.
Rehber edindiği iki büyük insan;
Mustafa Kemal Atatürk ve Prof. Dr.
Haydar Baş'ın, çağ açıp çağ kapatan devrimleri ise, ona fikri bir miras olarak kalırken, aynı zamanda da büyük sorumluluklar yüklüyor.
İşte Hüseyin Baş'ı bu kadar kısa bir zaman diliminde, 40 yıllık siyasetçilerin çok ötesine taşıyan hususiyetler aslında bunlar.
O bakımdan Hüseyin Baş ismi, demokrasi ve özgürlüklerle bir anılır oldu.
Bakın büyük önderimiz demokrasi konusunda neler diyor:
"Artık bugün demokrasi fikri daima yükselen bir denizi andırmaktadır. 20'inci yüzyıl birçok despot hükümetlerin bu denizde boğulduğunu görmüştür.
Şimdiye kadar milletimizin başına gelen bütün felaketler, kendi talih ve geleceklerini başka birisinin eline terk etmesinden kaynaklanmıştır.
Özgürlükten doğan bunalımlar ne kadar büyük olurlarsa olsun, hiçbir zaman fazla baskının sağladığı sahte güvenlikten daha tehlikeli değildir."
Türk milleti'nin gözü aydın olsun ama gereğini de yapsın artık.
Nokta.