Birleşmiş Milletler “Esad kimyasal silah kullanmadı, isyancılar kullandı” dedi ve bunu resmi bir raporla tüm dünyaya açıkladı.
Hatırlarsanız, bu rapor geçtiğimiz hafta BM Bağımsız Uluslar arası Suriye Soruşturma Komisyonu Üyesi Carle del Ponte tarafından basına ilan edilmişti.
ABD Başkanı Obama, geçtiğimiz haftalarda kesin ifadelerle Esad’ın kimyasal silah kullandığını açıklıyordu ama bu hafta bir anda söylemi değişti ve birilerinin kimyasal silah kullandığını ama kimler tarafından ve ne zaman kullanıldığının bilinmediğini söylemeye başladı. Tabi, gerçekleri az da olsa ifade etmesinde, Rusya’nın kulak çekmesinin etkisi oldu.
NATO’dan gelen açıklama da bir kesinlik ifade etmiyor. NATO Genel Sekreteri Rasmussen, kimyasal silah kullanıldığı düşünülse de ‘kimin kullandığına dair doğrulanmış, sağlam bilgi yok’ demişti.
En ilginç açıklamalar da İsrail’den geldi. 23 Nisan tarihinde İsrail askeri istihbarat şefi General İtai Brun, Esad’ın kimyasal silah kullandığına dair ellerinde deliller olduğunu ilan etti ama onu Suriye rejiminin bir yetkilisi değil, bizzat İsrail Başbakanı Netanyahu yalanladı.
Ne ilginç değil mi?
Hepsinden de daha da ilginç olanı, Başbakan Erdoğan’ın açıklamaları…
Kimyasal silahları kimin kullandığı konusunda NATO emin değil, ABD emin değil, Esad’a atılan iftirayı Netanyahu yalanlıyor ve hepsinin bağlı olduğu BM raporlarla kimyasal silahları isyancılar kullandı diyor ama bizim Başbakan, “Rejimin kimyasal silah kullandığı ortada” diyor.
Başbakan bu açıklamayı NBC kanalına yaptı.
Yahu, Sayın Başbakan, Suriye’nin, Esad yönetiminin en büyük düşmanları bile aksini söylerken, bu iddialarınıza dayanağınız nedir?
İsrail Şam’ı bombaladı, Suriye düşmanlığı ayyuka çıkmış olan Arap Birliği bile İsrail’i kınadı, bizim Başbakan, İsrail’i kınama bile kınamazken, o acılı gününde Esad’a verdi veriştirdi.
Yahu, Sayın Başbakan bu düşmanca tavrın nedeni nedir? Ne yanlış yaptı sana bu Esad, seni daha önce paşalar gibi ağırlamak dışında?
Sayın Başbakan’ın NBC televizyonuna verdiği başka bir bilgi de Esad’ın ailesiyle ilgili…
Yok efendim, Esma Esad Suriye’yi terk etmiş, Esad da kendine yer arıyormuş.
Bu kaçıncı terk ediş Sayın Başbakan?
Defalarca biz bu haberleri size yakın yandaş basın medyadan duyduk, okuduk ama hiçbirisi doğru çıkmadı. Hemen akabinde Esad’ın, ailesinin Şam sokaklarında korumasız olarak dolaştığını gördük. Hatta sizlerin Ankara’da dolaştığınızdan daha güvenli bir şekilde…
Gördüğümüze mi inanalım, sizin ifadelerinize mi?
Üstelik Esad, halkının desteğiyle ve Rusya’dan aldığı destekle bugün eskisinden çok daha güçlü vaziyette… En azından tecrübe kazandı, dostunu düşmanını iyi tanıyarak.
Dün yaptığı yanlışları yapmıyor. Kendisini, “ABD’ye, İsrail’e boyun eğ” diyen taşeronlara, acizlere kulak vermiyor, sınırdan içeri almıyor.
Bu arada, farkında olmadan Esad’ın muhalifi olanları Türkiye’ye alarak o hakkında atıp tuttuğunuz Esad’a büyük bir iyilik yapmış oldunuz. Çünkü bunlar bedava sağlık, bedava eğitim, 20 cent mazota bile razı olmayan insanlardı. Esad ne yapsa bunların muhalifliğini değiştiremiyordu.
Siz Suriye’yi bunlardan temizleyip bu patlamaya hazır bombayı Türkiye’ye ithal ettiniz.
Yani sayenizde ithal cenneti olan Türkiye’ye, ithal ürünü olarak “sorunlu insanları” da eklediniz. Esad’ı büyük bir dertten kurtardınız, şimdi siz uğraşın bakalım.
Hatırlarsanız, bu rapor geçtiğimiz hafta BM Bağımsız Uluslar arası Suriye Soruşturma Komisyonu Üyesi Carle del Ponte tarafından basına ilan edilmişti.
ABD Başkanı Obama, geçtiğimiz haftalarda kesin ifadelerle Esad’ın kimyasal silah kullandığını açıklıyordu ama bu hafta bir anda söylemi değişti ve birilerinin kimyasal silah kullandığını ama kimler tarafından ve ne zaman kullanıldığının bilinmediğini söylemeye başladı. Tabi, gerçekleri az da olsa ifade etmesinde, Rusya’nın kulak çekmesinin etkisi oldu.
NATO’dan gelen açıklama da bir kesinlik ifade etmiyor. NATO Genel Sekreteri Rasmussen, kimyasal silah kullanıldığı düşünülse de ‘kimin kullandığına dair doğrulanmış, sağlam bilgi yok’ demişti.
En ilginç açıklamalar da İsrail’den geldi. 23 Nisan tarihinde İsrail askeri istihbarat şefi General İtai Brun, Esad’ın kimyasal silah kullandığına dair ellerinde deliller olduğunu ilan etti ama onu Suriye rejiminin bir yetkilisi değil, bizzat İsrail Başbakanı Netanyahu yalanladı.
Ne ilginç değil mi?
Hepsinden de daha da ilginç olanı, Başbakan Erdoğan’ın açıklamaları…
Kimyasal silahları kimin kullandığı konusunda NATO emin değil, ABD emin değil, Esad’a atılan iftirayı Netanyahu yalanlıyor ve hepsinin bağlı olduğu BM raporlarla kimyasal silahları isyancılar kullandı diyor ama bizim Başbakan, “Rejimin kimyasal silah kullandığı ortada” diyor.
Başbakan bu açıklamayı NBC kanalına yaptı.
Yahu, Sayın Başbakan, Suriye’nin, Esad yönetiminin en büyük düşmanları bile aksini söylerken, bu iddialarınıza dayanağınız nedir?
İsrail Şam’ı bombaladı, Suriye düşmanlığı ayyuka çıkmış olan Arap Birliği bile İsrail’i kınadı, bizim Başbakan, İsrail’i kınama bile kınamazken, o acılı gününde Esad’a verdi veriştirdi.
Yahu, Sayın Başbakan bu düşmanca tavrın nedeni nedir? Ne yanlış yaptı sana bu Esad, seni daha önce paşalar gibi ağırlamak dışında?
Sayın Başbakan’ın NBC televizyonuna verdiği başka bir bilgi de Esad’ın ailesiyle ilgili…
Yok efendim, Esma Esad Suriye’yi terk etmiş, Esad da kendine yer arıyormuş.
Bu kaçıncı terk ediş Sayın Başbakan?
Defalarca biz bu haberleri size yakın yandaş basın medyadan duyduk, okuduk ama hiçbirisi doğru çıkmadı. Hemen akabinde Esad’ın, ailesinin Şam sokaklarında korumasız olarak dolaştığını gördük. Hatta sizlerin Ankara’da dolaştığınızdan daha güvenli bir şekilde…
Gördüğümüze mi inanalım, sizin ifadelerinize mi?
Üstelik Esad, halkının desteğiyle ve Rusya’dan aldığı destekle bugün eskisinden çok daha güçlü vaziyette… En azından tecrübe kazandı, dostunu düşmanını iyi tanıyarak.
Dün yaptığı yanlışları yapmıyor. Kendisini, “ABD’ye, İsrail’e boyun eğ” diyen taşeronlara, acizlere kulak vermiyor, sınırdan içeri almıyor.
Bu arada, farkında olmadan Esad’ın muhalifi olanları Türkiye’ye alarak o hakkında atıp tuttuğunuz Esad’a büyük bir iyilik yapmış oldunuz. Çünkü bunlar bedava sağlık, bedava eğitim, 20 cent mazota bile razı olmayan insanlardı. Esad ne yapsa bunların muhalifliğini değiştiremiyordu.
Siz Suriye’yi bunlardan temizleyip bu patlamaya hazır bombayı Türkiye’ye ithal ettiniz.
Yani sayenizde ithal cenneti olan Türkiye’ye, ithal ürünü olarak “sorunlu insanları” da eklediniz. Esad’ı büyük bir dertten kurtardınız, şimdi siz uğraşın bakalım.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024