Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 3. İstanbul Arabuluculuk Konferansı'nda yaptığı konuşmada Irak'ta yaşananları değerlendirirken, "Şu anda büyük bir kriz kapımızda ve biz komşular olarak bundan etkileniyoruz" dedi.Irak'ta kriz öncesindeki dönemde Sünniliğin siyasetten izole edildiğini, Şiilerin kendilerini devletin sahibi hissettiklerini, öz güven kazandıklarını, Kuzey Irak yönetiminin ise zaten öz güven sahibi olduğunu belirterek, IŞİD terörünün çıkış sebebini Sünniliğin yalnız kalmasına bağladı ve şöyle dedi:"Sünniler yalnız bırakıldıklarını düşündü. Sonra toplumun en alt seviyesinde yeni bir ivme ortaya çıktı maalesef ve o ivme de şu anda yaşadığımız krizin sebebidir."Irak'ta yaşanan bütün gelişmeler, başta batı basınında olmak üzere dünyanın birçok basın medya organında çıkan haberler Davutoğlu'nun bu iddialarını yalanlamaktadır.Irak'taki kriz Irak'ın şartlarından kaynaklanan doğal bir süreç değil, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Irak özelinde başlatılması planlanan dış kaynaklı bir fitne senaryosunun devreye sokulmasıdır.Geçtiğimiz günlerde Russia Today gazetesine bir makale yazan Amerikalı jeopolitik uzmanı ve stratejik risk danışmanı William Engdahl, "Irak ve Suriye'deki ayaklanma ile ilgili ortaya çıkan detaylar IŞİD'in CIA ve Pentagon tarafından dünyanın en büyük ikinci petrol ülkesi Irak'ı istikrarsızlaştırmak ve Suriye'de düzeni sağlamak için yürütülen politikaları geçersiz kılmak üzere desteklendiği izlenimini uyandırıyor. IŞİD'in maddi destekçileri de ABD'nin en yakın müttefikleri olan Kuveyt, Katar ve Suudi Arabistan?" dedi.Yani Endahl'e göre, IŞİD Davutoğlu'nun bahsettiği gibi Şii Irak yönetimine tepki olarak doğan Sünni bir hareket değil, dışarıdan sokulan ve de finanse edilen bir terör grubu?Bütün deliller de bunu gösteriyor; devam edelim. Ürdünlü yetkililer IŞİD üst düzey üyelerinin 2012'de Ürdün'deki gizli kampta CIA ve ABD Özel Kuvvetleri tarafından eğitildiğini yazmıştı.WND News'in yayınladığı haber ise daha dikkat çekici? Haberde, ABD, Türkiye ve Ürdün istihbarat birimlerinin Ürdün'ün Suriye sınırına yakın Safevi kentinde teröristler için eğitim üssü kurduğu, Suudi Arabistan ve Katar'ın IŞİD'e verilen eğitimin masraflarını karşıladığı belirtiliyor.ABD Dışişleri Bakanlığı'nda görev yapmış olan Andrew Doran, "National Review" dergisinde bazı IŞİD militanlarının Amerikan pasaportu taşıdığını yazdı."Veterans Today" sitesinin Gürcistan bürosu şefi Jeffrey Silverman ise olayların Barzani ayağına değiniyor: "Irak'taki olaylar merkezi hükümetten bağımsız bir Kürt Cumhuriyetinin kurulmasıyla alakalı? Bağımsız Kürt devleti Türkiye, Irak ve Suriye'de Amerikan çıkarlarına hizmet eden yeni büyük oyunun bir parçası?"Dikkat ederseniz, her yeri yakıp yıkan, sadece Şiileri değil, bölgedeki Sünnileri ve de Türkmenleri de katleden IŞİD, ne hikmetse Barzani'ye hiç dokunmuyor; Suriye'de PYD'ye dokunmadığı gibi? Diyeceksiniz ki, "PYD ile zaman zaman çatışmalar oldu"; gerçek bir çatışma olmadı, dünya kamuoyu bu şekilde yanıltılmak istendi. Irak'taki IŞİD sürecinden en fazla karlı çıkan Barzani oldu, hedeflediği Kerkük'ü ele geçirdi ve pek çıkmaya da niyeti yok.Irak'taki IŞİD terörü ile ilgili Almanya'dan da önemli açıklamalar geldi. Alman siyasetçilerin Jan Van Aken, Ocak ayında Suriye'de öldürülmüş teröristlere ait pasaportlarda Türkiye giriş damgası olduğunu ancak çıkış damgası olmadığını belirterek, Türkiye'nin sağladığı dolaylı destekle IŞID'i güçlendirdiği iddiasında bulundu.Yakalanan tırlar dolusu silahlar, roket başlıkları, dünyanın her tarafından gelen teröristlerin Türkiye'yi yolgeçen hanına çevirmesi, Türk siyasilerin bu terör gruplarına destek veren sözleri, duruşları ve daha birçok örnek maalesef Türk siyasilerin de bugünkü tablonun oluşmasında ciddi katkı sağladıklarını ortaya koymaktadır.Suriye'de, Irak'ta yaşananlar, Davutoğlu'nun Türkiye'yi de etkiliyor dediği bu kriz, temele indiğimizde siyasilerimizin "sıfır sorun" politikasının bir neticesidir.Türkiye, milli bir dış politika belirlemiş olsaydı, her türlü ABD ve İsrail taşeronluğundan uzak durmuş olsaydı, Esad'la, Maliki ile arasını iyi tutup karşılıklı çıkarlar doğrultusunda ilişkiler kurulmuş olsaydı bugün bu bölgede ne ÖSO, ne IŞİD, ne En Nusra ne de El Kaide olurdu.Şimdi de siyasilerimiz yine ABD, İsrail ağzıyla konuşarak asırlardır planlanan Şii-Sünni çatışmasını çıkarmak için figüranlık yapıyorlar.Ama Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Ehl-i Beyt duruşu, Şii-Sünni kardeşliğine vurgu yapması, asırlardır süregelen fitneleri bertaraf etmektedir, bütün bu İngiliz temelli ABD ve İsrail vizyonlu BOP oyunlarını devre dışı bırakmaktadır.Artık fitnecilerin fitnesi tutmayacak, hevesleri kursaklarında kalacaktır.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024