"Lozan anlaşmasına göre, biz Türkler maden çıkaramayız ve işletemeyiz!"
Bunu söyleyen birini gördüğünüzde, boynunda 'deli' tasması var mıdır diye iyice bir süzün.
Varsa polisi arayın gerisini onlar halleder.
Yok ise ona şunu sorun:
Bu yalanları söylemek için, kimler seni kaç paraya satın aldı.
Çok şükür bu tür hastalıklı söylemlere artık denk gelmiyoruz.
Elbette ki, BTP lideri Hüseyin Baş sayesinde oldu bu.
"Lozan'da gizli bir madde var mıdır?" diye Cimer'e sormuş ve "Yok" şeklinde yanıt almıştı.
Geçen hafta "Sümela'yı Türkler inşa etti" başlıklı yazıma çok sayıda tebrik mesajı aldım.
Sevgili okurlarım…
İşin en ilginç ve trajik tarafı ise, bu konuda en hassas olması gereken ilgili ve yetkililerin derin ve anlaşılmaz sessizliği.
Hele kimi sözde tarihçiler!
Nasıl da sümen altı etmişler gerçekleri.
Türk Tarih Kurumu maalesef Atatürk'ün şehadetiyle el değiştirmiş, başka diyarların sözcülüğünü yapar konuma evrilmiş.
Neyse…
Her konuda olduğu gibi madencilik alanında da Türkler, ilklerdendi.
Türk dünyasında çok eski zamanlardan beri madenciliğin oldukça ileri düzeyde ve yaygın bir şekilde var olduğunu biliyoruz.
Çünkü bilinen tarihi devirlerden beri Türklüğün yapmış olduğu fetihlerde rol oynayan iki sanattan biri at yetiştiriciliği iken, diğeri de madencilik olmuştur.
Madencilik alanında Türklerin Orta Asya yaylalarında saf olarak altın ve bakır madenlerine rast geldikleri ve bunları ateşte eriterek istedikleri şekilleri vermiş oldukları bilinmektedir.
Bütün bunlardan dolayı olmalıdır ki, dünyanın en büyük imparatorluklarını kurmuş olan bozkırlı Türkler, yaşadıkları her dönemde çağdaşlarına göre daimi olarak yüksek bir harp sanayiine sahip olmuşlardır.
Demirciliğin ilk ortaya çıktığı coğrafyanın Altaylar olduğu ve dolayısıyla Türkler tarafından tesis edildiği ve buradan da bütün dünyaya yayılmış olduğu bilinmektedir.
Nitekim tarihte Altay dağlarının kuzey kısımlarında yaşayan Türk boyları, demircilikle şöhret bulmuşlardı.
Bunun bir göstergesi olarak da; XVII. yüzyılda Rus esaretine geçen bu bölgede yer alan dağlara Rusların Demirciler Aladağı demeleri ile, yine burada kurmuş oldukları şehre de Demircikent adını vermelerini zikredebiliriz. Yine aynı şekilde, son yıllarda bu bölgede yapılmış olan kazılarda bulunan Türk mezarlarındaki kazanlar ile demir silahları da bu cümleden olarak zikredebiliriz.
Yıl 2022…
Biz Türkler binlerce yıl önce işlediğimiz ve bütün cihana işlemesini öğrettiğimiz madencilik konusunda sırt üstü yatmış 2023'ü bekliyoruz.
"Sen uyursan ölürsün" diye "Nefes" filminde bir Türk subayının harika tembihi vardı.
Çok doğru bir söz.
Millet uyursa, altından bütün madenlerini çekip alırlar.
Bu coğrafyada Türk uyursa, ölür!
- Ortadoğu için tek kurtuluş: ATATÜRK modeli / 29.06.2025
- Türkiye uyuşturucu batağında! / 27.06.2025
- Atatürk’ün kurduğu fabrikalar / 26.06.2025
- Bu vebal, Abdülhamit’in boynunadır! / 25.06.2025
- Atatürk’e kumpas kuran alçak şerefsiz! / 24.06.2025
- Muhalefet tek çatı altında birleşmeli / 19.06.2025
- Türk ordusu hazır olmalı! / 17.06.2025
- MİT’in içinde MOSSAD ajanı var mı? / 16.06.2025
- Atatürk’e kumpas kuran alçak şerefsiz! / 11.06.2025