Muaviye gibi mi Ehl-i Sünnet olmak? Eğer buradaki "Sünnet" ifadesi Hz. Peygamberin Sünneti'ni kastediyorsa, Peygamberin Hz. Ali hakkındaki beyanlarına rağmen Muaviye nasıl Sünnet ehli olabilir?
Süveyd b. Gafele, Resulüllah'tan şöyle duyduğunu nakletmiştir: "Ya Ali! Seni mü'minden başkası sevmez ve Sana münafıktan başkası buğzetmez." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.144; Sahih-i Tirmizi, c.13, s.177; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.3, s.207; Kenzu'l-Ummal, c.11, s.598)
Hz. Peygamberin Hz. Ali hakkındaki ifadesi bu olmasına rağmen, bırakın buğzetmeyi, O'na kılıç çeken Muaviye'nin Sünnet ehli olduğu nasıl iddia edilebilir?
Kur'an'ın ve Hz. Peygamberin faiz hakkındaki hükmü net olmasına rağmen, Muaviye, faiz yemekten kaçınmamıştır ve bu konuda, "Ben bir sakınca görmüyorum" demiştir. (Nesai, Sünen, c.7, s.279)
Yezit gibi mi Ehl-i Sünnet olmak?
Hz. Peygamber (s.a.a.) bir gün Hz. Hasan (a.s.) ve Hz. Hüseyin (a.s.)'ın ellerinden tuttu ve şöyle dedi: "Bir kimse Beni severse ve şu ikisini (Hasan ve Hüseyin) bir de bunların anasını (Hz. Fatıma) ve babasını (İmam Ali) severse, kıyamet gününde dereceleri Benimle olur." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Hüseyin, s.119; Tirmizi, Sünen, Menakıb, 31; İbn Sa'd, Tabakat, c.3, s.19-20)
İmam Hüseyin'i sevmek Ehl-i Sünnet kaynaklarına göre böyle yüce bir makamdır. Peki ya buğzetmek?
Resulüllah (s.a.a.) buyurdu ki: "Hasan ve Hüseyin'i seven Beni sevmiştir. Onlara buğzeden de Bana buğzetmiştir." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Hüseyin, s.117; Muttakiyy-i Hindi, Muntehabu'l-Kenz, s.106) Resulüllah'a buğzeden birisi, O'nun sünnetinin ehli nasıl olabilir?
Ahmed Sirhindi gibi mi Ehl-i Sünnet olmak?
İmam rabbani lakablı Ahmed Sirhindi, Hz. Fatıma'nın (a.s.) Fedek hurmalığı konusundaki çıkışlarını "dini bir gazaplanma değil, kadınlığın da verdiği hislerle maddi bir gazaplanma" şeklinde değerlendirmiştir. (Rabbani, Risale-i Redd-i Revafız, s.60-61)
Halbuki Cenab-ı Hak Kur'an'da, "Tathir Ayeti" olarak bilinen Ahzab Suresi 33. ayette "Ey Ehl-i Beyt! Yüce Allah sizden, her türlü günahı, haramı, fenalığı, çirkinliği, basitliği uzaklaştırmak ve sizi tertemiz yapmak istiyor" buyurmaktadır.
40'ı aşkın en temel Ehl-i Sünnet kaynağında geçen "Kesa" ya da "Al-i Aba" hadisine göre bu Ehl-i Beyt'in 5 kişi olduğu ve bunlardan birinin de Hz. Fatıma olduğu belirtilmiştir.
Tertemiz olduğunu bizzat Cenab-ı Hakk'ın beyan buyurduğu Cennet kadınlarının efendisi olan Hz. Fatıma'ya böyle bir iftira atan şahıs sizce Hz. Peygamber'in sünnetinin ehli olabilir mi?
Cenab-ı Hak Nisa Suresi 93. ayette "Kim bir mü'mini kasten öldürürse onun cezası içinde ebedi kalmak üzere gireceği cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır" buyurmuştur. Hz. Peygamber de "Bir adam, bir Müslüman'ın ölümüne tek kelimeyle yardım etse, kıyamette alnına şöyle yazılır: Bu adamın Allah'ın rahmetinden nasibi yoktur" (İbn Mace, Diyat, 1) ikazında bulunmuştur.
Bu beyanlara rağmen Türkiye'de Ehl-i Sünnet kimliğiyle ekran ekran dolaşan bir takım cübbelilerin kıble ehli olan, Allah'ın birliğine ve Hz. Muhammed'in O'nun resulü olduğuna iman eden Şii dünyasını tekfir etmesi, onlarla savaşa davet etmesi hangi sünnetle izahı yapılabilir? Onlar "sünnet" derken, İngilizlerin sünnetini mi, hatta İsrail'in sünnetini mi kastediyorlar?
Şu bir gerçek ki Allah'a ulaşmada ve Peygamberin sünnetini yaşamada tek bir yol vardır; o da Ehl-i Beyt yoludur. 222 Ehl-i Sünnet kaynağında belirtilen Gadir-i Hum hutbesiyle Hz. Peygamber İmam Ali'nin ve O'nun evlatlarının velayetini, imametini, hilafetini ilan etmiştir. İlmin kapısı İmam Ali'ye ulaşmayan hiçbir yol Hz. Peygamberin ilim şehrine ulaşamaz. Sünnet Ehl-i Beyt'in yaşantısıdır, Ehl-i Beyt canlı Kur'andır. Peygamber Efendimiz, "Ali Kur'an'la, Kur'an da Ali iledir. Bu ikisi Kevser'in yanında Bana varıncaya kadar birbirinden ayrılmayacaklardır" buyurmaktadır. (Savaiku'l-Muhrika, İbn-i Hacer, s.74)
Prof. Dr. Haydar Baş'ın önemle vurguladığı gibi Tevhid'in merkezi Ehl-i Beyt'tir.
Bu sebeple İmam Azam gibi büyük zatlar, Ehl-i Beyt yolunun yolcusu olmuşlar, hayatlarını Ehl-i Beyt uğruna feda etmişlerdir.
İmam Azam, Ehl-i Beyt ile ilgili şunları söylemektedir:
Şamlılar bizi sevmiyorlar. Zira Hz. Ali ve Muaviye'nin saflarından birisine iştirak etmemiz talep edildiğinde, 'Biz ancak Ali'nin askerleri arasına katılırız' diyoruz. Ehl-i hadis diye bilinenler bizi sevmiyor. Zira biz Ehl-i Beyt'i seviyoruz. Ehl-i Beyt'e gönülden bağlıyız. Hilafetin Hz. Ali'nin hakkı olduğuna inanıyor ve savunuyoruz" (Prof. Dr. Haydar Baş, Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt, s.71; Bezzazi, Menakıb-u Ebu Hanife, s.275)
Şafi mezhebinin kurucusu İmam Şafi de farklı düşünmemektedir; Tathir ayetini delil göstererek, "Bu ayete göre Ehl-i Beyt'i sevmek farzdır" demektedir (Savaiku'l-Muhrika, İbn-i Hacer, s.148-175)
Ehl-i Beyt yolunun yolcusu olan bu büyük zatların görüşleri buyken, onların arkasına sığınarak, kendi yaptıkları yanlışların faturasını onlara kesmeye çalışanların, onların adını kullanarak yanlış yol ihdas edenlerin sonu hüsrandan başka bir şey değildir.
Süveyd b. Gafele, Resulüllah'tan şöyle duyduğunu nakletmiştir: "Ya Ali! Seni mü'minden başkası sevmez ve Sana münafıktan başkası buğzetmez." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.144; Sahih-i Tirmizi, c.13, s.177; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.3, s.207; Kenzu'l-Ummal, c.11, s.598)
Hz. Peygamberin Hz. Ali hakkındaki ifadesi bu olmasına rağmen, bırakın buğzetmeyi, O'na kılıç çeken Muaviye'nin Sünnet ehli olduğu nasıl iddia edilebilir?
Kur'an'ın ve Hz. Peygamberin faiz hakkındaki hükmü net olmasına rağmen, Muaviye, faiz yemekten kaçınmamıştır ve bu konuda, "Ben bir sakınca görmüyorum" demiştir. (Nesai, Sünen, c.7, s.279)
Yezit gibi mi Ehl-i Sünnet olmak?
Hz. Peygamber (s.a.a.) bir gün Hz. Hasan (a.s.) ve Hz. Hüseyin (a.s.)'ın ellerinden tuttu ve şöyle dedi: "Bir kimse Beni severse ve şu ikisini (Hasan ve Hüseyin) bir de bunların anasını (Hz. Fatıma) ve babasını (İmam Ali) severse, kıyamet gününde dereceleri Benimle olur." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Hüseyin, s.119; Tirmizi, Sünen, Menakıb, 31; İbn Sa'd, Tabakat, c.3, s.19-20)
İmam Hüseyin'i sevmek Ehl-i Sünnet kaynaklarına göre böyle yüce bir makamdır. Peki ya buğzetmek?
Resulüllah (s.a.a.) buyurdu ki: "Hasan ve Hüseyin'i seven Beni sevmiştir. Onlara buğzeden de Bana buğzetmiştir." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Hüseyin, s.117; Muttakiyy-i Hindi, Muntehabu'l-Kenz, s.106) Resulüllah'a buğzeden birisi, O'nun sünnetinin ehli nasıl olabilir?
Ahmed Sirhindi gibi mi Ehl-i Sünnet olmak?
İmam rabbani lakablı Ahmed Sirhindi, Hz. Fatıma'nın (a.s.) Fedek hurmalığı konusundaki çıkışlarını "dini bir gazaplanma değil, kadınlığın da verdiği hislerle maddi bir gazaplanma" şeklinde değerlendirmiştir. (Rabbani, Risale-i Redd-i Revafız, s.60-61)
Halbuki Cenab-ı Hak Kur'an'da, "Tathir Ayeti" olarak bilinen Ahzab Suresi 33. ayette "Ey Ehl-i Beyt! Yüce Allah sizden, her türlü günahı, haramı, fenalığı, çirkinliği, basitliği uzaklaştırmak ve sizi tertemiz yapmak istiyor" buyurmaktadır.
40'ı aşkın en temel Ehl-i Sünnet kaynağında geçen "Kesa" ya da "Al-i Aba" hadisine göre bu Ehl-i Beyt'in 5 kişi olduğu ve bunlardan birinin de Hz. Fatıma olduğu belirtilmiştir.
Tertemiz olduğunu bizzat Cenab-ı Hakk'ın beyan buyurduğu Cennet kadınlarının efendisi olan Hz. Fatıma'ya böyle bir iftira atan şahıs sizce Hz. Peygamber'in sünnetinin ehli olabilir mi?
Cenab-ı Hak Nisa Suresi 93. ayette "Kim bir mü'mini kasten öldürürse onun cezası içinde ebedi kalmak üzere gireceği cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır" buyurmuştur. Hz. Peygamber de "Bir adam, bir Müslüman'ın ölümüne tek kelimeyle yardım etse, kıyamette alnına şöyle yazılır: Bu adamın Allah'ın rahmetinden nasibi yoktur" (İbn Mace, Diyat, 1) ikazında bulunmuştur.
Bu beyanlara rağmen Türkiye'de Ehl-i Sünnet kimliğiyle ekran ekran dolaşan bir takım cübbelilerin kıble ehli olan, Allah'ın birliğine ve Hz. Muhammed'in O'nun resulü olduğuna iman eden Şii dünyasını tekfir etmesi, onlarla savaşa davet etmesi hangi sünnetle izahı yapılabilir? Onlar "sünnet" derken, İngilizlerin sünnetini mi, hatta İsrail'in sünnetini mi kastediyorlar?
Şu bir gerçek ki Allah'a ulaşmada ve Peygamberin sünnetini yaşamada tek bir yol vardır; o da Ehl-i Beyt yoludur. 222 Ehl-i Sünnet kaynağında belirtilen Gadir-i Hum hutbesiyle Hz. Peygamber İmam Ali'nin ve O'nun evlatlarının velayetini, imametini, hilafetini ilan etmiştir. İlmin kapısı İmam Ali'ye ulaşmayan hiçbir yol Hz. Peygamberin ilim şehrine ulaşamaz. Sünnet Ehl-i Beyt'in yaşantısıdır, Ehl-i Beyt canlı Kur'andır. Peygamber Efendimiz, "Ali Kur'an'la, Kur'an da Ali iledir. Bu ikisi Kevser'in yanında Bana varıncaya kadar birbirinden ayrılmayacaklardır" buyurmaktadır. (Savaiku'l-Muhrika, İbn-i Hacer, s.74)
Prof. Dr. Haydar Baş'ın önemle vurguladığı gibi Tevhid'in merkezi Ehl-i Beyt'tir.
Bu sebeple İmam Azam gibi büyük zatlar, Ehl-i Beyt yolunun yolcusu olmuşlar, hayatlarını Ehl-i Beyt uğruna feda etmişlerdir.
İmam Azam, Ehl-i Beyt ile ilgili şunları söylemektedir:
Şamlılar bizi sevmiyorlar. Zira Hz. Ali ve Muaviye'nin saflarından birisine iştirak etmemiz talep edildiğinde, 'Biz ancak Ali'nin askerleri arasına katılırız' diyoruz. Ehl-i hadis diye bilinenler bizi sevmiyor. Zira biz Ehl-i Beyt'i seviyoruz. Ehl-i Beyt'e gönülden bağlıyız. Hilafetin Hz. Ali'nin hakkı olduğuna inanıyor ve savunuyoruz" (Prof. Dr. Haydar Baş, Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt, s.71; Bezzazi, Menakıb-u Ebu Hanife, s.275)
Şafi mezhebinin kurucusu İmam Şafi de farklı düşünmemektedir; Tathir ayetini delil göstererek, "Bu ayete göre Ehl-i Beyt'i sevmek farzdır" demektedir (Savaiku'l-Muhrika, İbn-i Hacer, s.148-175)
Ehl-i Beyt yolunun yolcusu olan bu büyük zatların görüşleri buyken, onların arkasına sığınarak, kendi yaptıkları yanlışların faturasını onlara kesmeye çalışanların, onların adını kullanarak yanlış yol ihdas edenlerin sonu hüsrandan başka bir şey değildir.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024