1 Mayıs İşçi Bayramı vesilesi ile asgari ücret miktarı, yoksulluk ve açlık sınırı çokça gündeme geliyor.
Bu kavramları biraz açalım?
Asgari ücret: İşçiye ödenecek ücretin alt sınırdır. Yani asgari ücretin altında bir ücret ile işçi çalıştırmak yasaktır. 2017 rakamlarına göre net asgari ücret 1.404 TL. İşçilerin çok büyük bölümü asgari ücret ile çalışmakta.
Türkiye'de bu rakamların altında çalışan birçok insan var. İşçinin banka hesabına 1.404 TL yatırıp, işçi bankadan parayı çektikten sonra bunun 200-300 TL'sini işçinin elinden geri alan işverenlerin varlığını biliyoruz. Avukat olmamız nedeniyle dava açmak için gelen işçilerin anlatımları ile biliyorum.
Türk-İş, her yıl açlık ve yoksulluk sınırını açıklar. 2017 rakamlarına göre 4 kişilik ailenin açlık sınırı 1.518 TL.
Açlık sınırı; ailenin barınma, ısınma, ulaşım, giyinme gibi temel ihtiyaçları dikkate alınmadan sadece gıda ihtiyacı dikkate alınarak hesaplanır.
Köprü altında, giyinmeden ve hiçbir yere gitmeden yaşayan bir ailenin, aylık 1.518 TL ile karnı doymaktadır.
Asgari ücret açlık sınırın altında. Ülkemiz insanın büyük bölümü asgari ücreti dahi bulamıyor. Ülkemizde 30 milyon 500 bin kişi herhangi bir sağlık güvencesi ve geliri olmadığı için genel sağlık sigortasından yararlanmamış. Bu sigortadan yaralanmanın şartı sigorta ve bağkur kaydının olmamasıdır. Bu insanların hiç geliri yok yani.
Yoksulluk sınırı: Gıda ihtiyacının yanında barınma, eğitim, ulaşım, sağlık, iletişim gibi temel ihtiyaçlarını asgari düzeyde karşılaması için gerekli olan miktardır. Yani insanca yaşayabilme sınırıdır. 2017 rakamlarına göre, Türkiye'de yoksulluk sınırı 4.945 TL. Ülkemizde birçok devlet memuru dahi yoksul yani fakir.
Prof. Dr. Haydar Baş, "5.000 TL asgari ücret vereceğim" derken Türk insanına yoksulluk sınırının üzerinde bir hayatı yaşatmak istiyordu.
İnsanımızın oy verip iktidar yaptığı ve meclise gönderdiği partiler, milleti yoksulluktan kurtarmanın yolunu AB'ye girmek olarak gösterdiler. Çünkü AB ülkelerinde yaşayan insanlar yoksulluk sınırının üstünde yaşamaktaydılar. Bugün AB'nin boş hayal olduğunu herkes anladı.
Yıllardır ülkemizi yönetenler milleti yoksulluktan kurtaramadı. Kurtarmayı bırakın bunu hedefleyen var mı? 7 Haziran seçimlerinde tüm partiler asgari ücret açıkladı. 1.300, 1.500, 1.800 TL, en yüksek açıklayan 2.000 TL.
Seçim vaadini yaparken bile yoksulluğa devam edileceğini vaat ettiler.
Maalesef millet kendisini, yoksulluğa mahkûm edeceğini vaat edenleri dinledi. "İnsanca bir yaşam standardı sunacağım" diyeni dinlemedi.
Sadece siyasilerin vizyon ve ufuk sorunu yok. Milletin de aynı sorunu var.
Bu kavramları biraz açalım?
Asgari ücret: İşçiye ödenecek ücretin alt sınırdır. Yani asgari ücretin altında bir ücret ile işçi çalıştırmak yasaktır. 2017 rakamlarına göre net asgari ücret 1.404 TL. İşçilerin çok büyük bölümü asgari ücret ile çalışmakta.
Türkiye'de bu rakamların altında çalışan birçok insan var. İşçinin banka hesabına 1.404 TL yatırıp, işçi bankadan parayı çektikten sonra bunun 200-300 TL'sini işçinin elinden geri alan işverenlerin varlığını biliyoruz. Avukat olmamız nedeniyle dava açmak için gelen işçilerin anlatımları ile biliyorum.
Türk-İş, her yıl açlık ve yoksulluk sınırını açıklar. 2017 rakamlarına göre 4 kişilik ailenin açlık sınırı 1.518 TL.
Açlık sınırı; ailenin barınma, ısınma, ulaşım, giyinme gibi temel ihtiyaçları dikkate alınmadan sadece gıda ihtiyacı dikkate alınarak hesaplanır.
Köprü altında, giyinmeden ve hiçbir yere gitmeden yaşayan bir ailenin, aylık 1.518 TL ile karnı doymaktadır.
Asgari ücret açlık sınırın altında. Ülkemiz insanın büyük bölümü asgari ücreti dahi bulamıyor. Ülkemizde 30 milyon 500 bin kişi herhangi bir sağlık güvencesi ve geliri olmadığı için genel sağlık sigortasından yararlanmamış. Bu sigortadan yaralanmanın şartı sigorta ve bağkur kaydının olmamasıdır. Bu insanların hiç geliri yok yani.
Yoksulluk sınırı: Gıda ihtiyacının yanında barınma, eğitim, ulaşım, sağlık, iletişim gibi temel ihtiyaçlarını asgari düzeyde karşılaması için gerekli olan miktardır. Yani insanca yaşayabilme sınırıdır. 2017 rakamlarına göre, Türkiye'de yoksulluk sınırı 4.945 TL. Ülkemizde birçok devlet memuru dahi yoksul yani fakir.
Prof. Dr. Haydar Baş, "5.000 TL asgari ücret vereceğim" derken Türk insanına yoksulluk sınırının üzerinde bir hayatı yaşatmak istiyordu.
İnsanımızın oy verip iktidar yaptığı ve meclise gönderdiği partiler, milleti yoksulluktan kurtarmanın yolunu AB'ye girmek olarak gösterdiler. Çünkü AB ülkelerinde yaşayan insanlar yoksulluk sınırının üstünde yaşamaktaydılar. Bugün AB'nin boş hayal olduğunu herkes anladı.
Yıllardır ülkemizi yönetenler milleti yoksulluktan kurtaramadı. Kurtarmayı bırakın bunu hedefleyen var mı? 7 Haziran seçimlerinde tüm partiler asgari ücret açıkladı. 1.300, 1.500, 1.800 TL, en yüksek açıklayan 2.000 TL.
Seçim vaadini yaparken bile yoksulluğa devam edileceğini vaat ettiler.
Maalesef millet kendisini, yoksulluğa mahkûm edeceğini vaat edenleri dinledi. "İnsanca bir yaşam standardı sunacağım" diyeni dinlemedi.
Sadece siyasilerin vizyon ve ufuk sorunu yok. Milletin de aynı sorunu var.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Lütfullah Önder / diğer yazıları
- Sararan sendikalar / 23.03.2023
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021