Salı günü 1 Mayıs İşçi Bayramıydı ve tüm işçilerimizin bayramını tebrik ediyoruz.
Bugün siyasi iradeye düşen işçilerimizin bu bayramına sahip çıkmak kadar onların dertlerine de çare olmaktır.
İşçilerimize bir gün tahsis ederek, bayram yapmalarını sağlamak elbette ki güzel bir şeydir ama aslolan işçilerimizin yaşadığı bütün sorunların çözülerek işçilerin her gün bayram yaşamalarını sağlamaktır.
Bugün milyonlarca işçi 701,44 lira asgari ücrete talim etmektedir.
Türk-İş’in yaptığı son açlık-yoksulluk araştırmasında Nisan ayı itibarıyla 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 939,6 TL, yoksulluk sınırı ise 3 bin 60,7 TL olarak hesaplandı.
İşçilerimiz karnını bile doyuramıyor
Yani bir işçinin bir ay çalışması neticesinde aldığı ücret, ailesinin sadece karnını doyurmasına bile yetmiyor.
Asgari ücretlinin mutfak sorunları çözülmediği gibi, barınma, ulaşım, iletişim, sağlık, eğitim gibi en temel ihtiyaçlarına da herhangi bir imkan kalmıyor.
Elektriğe, doğalgaza yapılan zamlar asgari ücrete yapılan komik zammı da alıp götürüyor.
Bu ağır ve ümitsiz şartlarda çalışan işçilerin bayramları da eğlenceden ziyade, doğal olarak siyasi iradeye bir tepki niteliği taşıyor.
Gasp edilen hakların iadesi isteniyor, siyasi iradeye mesajlar gönderiliyor. Siyasi irade de bu sese kulak verip de çözüme odaklanacağına, o da en azından yılda bir kere de olsa işçilerin yanında gözüküp, bayramlarını kutluyormuş gibi yapıyor.
Malum, siyasilerimiz hem dışarıda hem de içeride tiyatro oynama noktasında oldukça mahirler.
Peki, işçilerimizin her günü nasıl gerçek bir bayram haline gelir?
Bunun yolu ve yöntemi Prof. Dr. Haydar Baş Beyin dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli’nde detaylı bir şekilde yer almaktadır.
Asgari ücret en az 3 bin lira olmalıdır
Normal şartlar altında çalışan herkes, ailesini rahat bir şekilde geçindirebilmesi için en az yoksulluk sınırı kadar maaş almak zorundadır. Bu rakam da Türk-İş’in yaptığı araştırmada da görülmektedir ki, en az 3 bin liradır.
İşte Prof. Dr. Haydar Baş da bu gerçeği ifade etmektedir ve Modeli’nde asgari ücretin 3 bin lira olacağını ifade etmektedir. Esasen bu ekonomik bir zorunluluktur.
Senyoraj hakkını kullanmayan, madenleri, karlı kamu şirketlerini yabancılara peşkeş çeken, gelir olarak sadece vergiyi bırakan ve vatandaşın ümüğünü sıkan bir siyasi iradenin elbette ki böyle bir asgari ücreti verebilmesi mümkün değildir.
Prof. Dr. Baş, her işçiye en az 3 bin lira verecektir, bu Milli Ekonomi Modeli’nin doğal bir sonucudur. Bu kadar asgari ücret belirlemek için işverenin üzerindeki yükün azalması gerekmektedir.
Prof. Dr. Baş, senyoraj hakkını kullanan, madenlerini ve kamu şirketlerini devlet millet ortaklığıyla işleten güçlü bir devlet yapılanmasından bahsetmektedir. Devlet güçlü olursa ancak vatandaşların vergi yükü azalabilir.
Devlet işverenden alacağını azaltarak, onun asgari ücrete kaydırılmasını sağlamaktadır. Böylece işçinin fazla maaş alması, işverene ayrıca bir yük getirmemektedir. Bu çözüm kapitalizmin yıllardan beri oluşturduğu işçi-işveren kavgasının da önünü kesmektedir.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın bu çözümüyle işçiler her gün bayram yapacaklardır hem de işvereniyle kol kola olarak…
Bugün siyasi iradeye düşen işçilerimizin bu bayramına sahip çıkmak kadar onların dertlerine de çare olmaktır.
İşçilerimize bir gün tahsis ederek, bayram yapmalarını sağlamak elbette ki güzel bir şeydir ama aslolan işçilerimizin yaşadığı bütün sorunların çözülerek işçilerin her gün bayram yaşamalarını sağlamaktır.
Bugün milyonlarca işçi 701,44 lira asgari ücrete talim etmektedir.
Türk-İş’in yaptığı son açlık-yoksulluk araştırmasında Nisan ayı itibarıyla 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 939,6 TL, yoksulluk sınırı ise 3 bin 60,7 TL olarak hesaplandı.
İşçilerimiz karnını bile doyuramıyor
Yani bir işçinin bir ay çalışması neticesinde aldığı ücret, ailesinin sadece karnını doyurmasına bile yetmiyor.
Asgari ücretlinin mutfak sorunları çözülmediği gibi, barınma, ulaşım, iletişim, sağlık, eğitim gibi en temel ihtiyaçlarına da herhangi bir imkan kalmıyor.
Elektriğe, doğalgaza yapılan zamlar asgari ücrete yapılan komik zammı da alıp götürüyor.
Bu ağır ve ümitsiz şartlarda çalışan işçilerin bayramları da eğlenceden ziyade, doğal olarak siyasi iradeye bir tepki niteliği taşıyor.
Gasp edilen hakların iadesi isteniyor, siyasi iradeye mesajlar gönderiliyor. Siyasi irade de bu sese kulak verip de çözüme odaklanacağına, o da en azından yılda bir kere de olsa işçilerin yanında gözüküp, bayramlarını kutluyormuş gibi yapıyor.
Malum, siyasilerimiz hem dışarıda hem de içeride tiyatro oynama noktasında oldukça mahirler.
Peki, işçilerimizin her günü nasıl gerçek bir bayram haline gelir?
Bunun yolu ve yöntemi Prof. Dr. Haydar Baş Beyin dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli’nde detaylı bir şekilde yer almaktadır.
Asgari ücret en az 3 bin lira olmalıdır
Normal şartlar altında çalışan herkes, ailesini rahat bir şekilde geçindirebilmesi için en az yoksulluk sınırı kadar maaş almak zorundadır. Bu rakam da Türk-İş’in yaptığı araştırmada da görülmektedir ki, en az 3 bin liradır.
İşte Prof. Dr. Haydar Baş da bu gerçeği ifade etmektedir ve Modeli’nde asgari ücretin 3 bin lira olacağını ifade etmektedir. Esasen bu ekonomik bir zorunluluktur.
Senyoraj hakkını kullanmayan, madenleri, karlı kamu şirketlerini yabancılara peşkeş çeken, gelir olarak sadece vergiyi bırakan ve vatandaşın ümüğünü sıkan bir siyasi iradenin elbette ki böyle bir asgari ücreti verebilmesi mümkün değildir.
Prof. Dr. Baş, her işçiye en az 3 bin lira verecektir, bu Milli Ekonomi Modeli’nin doğal bir sonucudur. Bu kadar asgari ücret belirlemek için işverenin üzerindeki yükün azalması gerekmektedir.
Prof. Dr. Baş, senyoraj hakkını kullanan, madenlerini ve kamu şirketlerini devlet millet ortaklığıyla işleten güçlü bir devlet yapılanmasından bahsetmektedir. Devlet güçlü olursa ancak vatandaşların vergi yükü azalabilir.
Devlet işverenden alacağını azaltarak, onun asgari ücrete kaydırılmasını sağlamaktadır. Böylece işçinin fazla maaş alması, işverene ayrıca bir yük getirmemektedir. Bu çözüm kapitalizmin yıllardan beri oluşturduğu işçi-işveren kavgasının da önünü kesmektedir.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın bu çözümüyle işçiler her gün bayram yapacaklardır hem de işvereniyle kol kola olarak…
Murat Çabas / diğer yazıları
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024