20 Mart 2007 itibariyle ABD'nin Irak'ta yürüttüğü işgal ve katliam 4. yılını tamamlamış oldu. Dünyanın birçok bölgesinde işgalci ABD'ye ve yürütülen işgale yönelik protesto gösterileri düzenlendi, bu gösterilere milyonlarca insan katıldı. Ama bütün bu protesto ve tepkiler ABD'nin Irak'ta altına imza attığı kanlı katliamı önlemeye yetmiyor.20 Mart 2003 tarihinden bu yana kan, gözyaşı, katliam ve kaosla anılmaya başlanan Irak, Saddam'lı dönemleri mumla arar hale geldi.4 yıldır zalim bir işgal altında inleyen Irak; huzura, barışa, can, mal ve namus emniyetine ve birliğe ırak kaldı.Herşey 11 Eylül'de ikiz kuleleri çökerten saldırılarla başladı. Bu saldırıların ardından tüm dünya için bir dönem kapanıp, yeni ve kanlı bir dönem başlamış oldu. Özellikle de bu saldırıların arkasında olduğu iddiasıyla İslam dünyası Batılı güçlerin bir numaralı hedefi haline gelirken, "Müslüman" ve "terörist" kelimeleri tabiatına aykırı bir şekilde yan yana anılmaya başlandı. Tabii ki bu birlikte anılma, yani terör ve İslam'ı özdeşleştirme girişimleri onyıllardır hesapları yapılan uzun vadeli bir projenin lansman aşamasıydı.Afganistan ve Irak'ta yürütülen işgal ve katliamları daha iyi anlayabilmek için, 11 Eylül sonrasında oluşan yeni anlayışı ve hepsinden önemlisi yürütülen işgalin gerçek niteliğini iyi kavramak durumundayız. Aslında bunu anlamak hiç de zor değil. Çünkü ABD Başkanı Bush, 11 Eylül saldırılarından sonra "crusade"in, yani Haçlı savaşının başladığını açık bir şekilde duyurmuştu. Daha doğrusu Bush, zaten yürütülmekte olan savaşın adını koymuştu: Haçlı Savaşı!Londra'da yayımlanan El Kuds El Arabi gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Abdulbari Atwan'ın da ifade ettiği gibi, "İşgalin 4 yılı Iraklılara 665 bin ölüme, 3 milyondan fazla yaralıya ve yarısının güvenli yer arayarak ve hiçbir mezhep veya ırk ayırımı yapmaksızın günlük yüzlerce can alan mezhepçi iç savaştan kaçarak komşu ülkelere gittiği 4 milyon mülteciye mal oldu. Her 4 Iraklı'dan biri aile fertlerinden birini kaybetmiş, her 5 Iraklı'dan birinin yakını kaçırılmış ve 3 Iraklı'dan birinin kardeşi güvenli yer bulmak için dışarıya kaçmış durumda."Yine Atwan'ın ifadeleriyle, "Irak'ın bugün savaştan ve işgalinden dört yıl sonra Arap bölgesinin hatta bütün dünyanın en istikrarlı, parlak ve güvenli ülkesi olması öngörülüyordu. Başkan W.Bush, bize öyle vaat etmiş, müttefiki ve uşağı Tony Blair böyle müjdelemişti ancak tablo oldukça farklı hatta rekor düzeyde karanlık."ABD, Irak'ı işgal ederken dünya kamuoyuna iki gerekçe sunmuştu:İlki, Irak'ın kitle imha silahlarına sahip olduğu iddiasıydı. Bu iddianın yalan olduğunu ve böyle bir durumun hiçbir zaman gerçekleşmediğini bizzat ABD'li yetkililer itiraf etti. İkinci gerekçe ise "Irak'a demokrasi götürmekti."Ama bugün gelinen noktada, bırakın demokrasiyi, Irak halkı Saddam dönemindeki diktatörlük rejimini bile mumla arar hale geldi. Yani bu demokrasi getirme girişiminin faturası oldukça ağır oldu...Yapılan araştırmaya göre her 4 Iraklı'dan biri en az bir yakınının öldürüldüğünü, yüzde 8'i ise en az bir yakının kaçırıldığını belirtiyor. Irak halkının ABD'nin demokrasi yalanına ise hiç ama hiç güveni kalmamış durumda.Irak'taki ABD vahşetinin boyutlarını en bariz şekilde ortaya koyan araştırma ise Ekim 2006 tarihinde yayınlanan Amerikan Johns Hopkins Üniversitesi'ne bağlı Bloomverg Kamu Sağlığı Okulu'nun, Iraklı uzmanlarla ortaklaşa yürüttüğü çalışma. Bu çalışma sonucunda ortaya çıkan tahminlerine göre, Irak'ta Mart 2003'ten Ekim 2006'ya kadar hayatını kaybeden Iraklı sivil sayısı 655 bin!Bir Amerikan kurumu bile Irak'taki ölü sayısını yüzbinlerle ifade ediyor. Ama son noktada Irak'ta 1 milyona yakın insan hayatını kaybetti, milyonlarca insan yaralandı, onbinlerce Iraklı kadının namusu kirletildi, milyonlarca Iraklı yerinden yurdundan edildi...Sonuç itibariyle topu topu 20 küsur milyon nüfusu olan Irak Haçlı postalı altında tarumar edildi.İşin asıl acı tarafı ise bu haçlı işgaline Türkiye'nin ucuz bir şekilde ortak edilmesi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012