logo
27 NİSAN 2024

İşleyen mi, azmettiren mi daha çok sorumludur?

01.06.2013 00:00:00
Şöyle bir soru sorsam; “Bir suçu işleyen mi asıl suçludur? Yoksa bu suçu işlemeye teşvik eden mi?” İkinci sorum; Bir günahı işleyen mi daha günahkârdır? Yoksa o günaha teşvik eden mi?Üçüncü sorum ise; Dinsizlik mi (yani küfür) daha kötüdür? Yoksa bir insanı dinsizliğe, küfre itmek mi? Veya bir insanın dinden çıkmasına sebep olmak mı? Bu soruların cevabı bildiğim kadarıyla azmedenden daha çok azmettiricinin suçlu olduğu yönündedir. Beşeri sistemlerde suç ve ceza vardır. Suç ortadadır. İşlersen ve işletirsen suçlusun. Cezası bölgelere, ülkelere, hukuk sistemlerine göre değişir. Dinimizde ise insan merkezdir. Yani hedef insandır, kamil (olgun) insan yetiştirmektir. Şu bilinen bir gerçektir ki, insan yetiştirmeden hiçbir baskı, kural ve yaptırımla suçun önüne geçilememiştir. Suçun maneviyattaki adı günahtır. Basitçe örneklersek; hırsızlık yapmak günahtır. Hırsızlık yapmaya teşvik etmek, zorlamak ise daha büyük günahtır. Küfür yani İslam dışı her inanç, anlayış ise apayrı bir konudur. İslam’ı kabul etmeyenleri biliyoruz ve adlarına genel olarak “kafir” diyoruz.Gelmek istediğim konu ise inancını İslam olarak açıklayan ama her fırsatta İslam’a hakaret eden ve ettiren insanlar, guruplar ve zihniyetlerdir. Böyle bir sınıf mı var ülkemizde? Evet, var. Bu sınıflar, geçmişi çok eskilere dayanan anlayışların bugüne uzantılarıdır. Bu iki sınıf, insanlığın en tehlikeli mahlûklarıdır. Bunlardan biri açıkça kimliğini ve niyetini belli etmez. Müslüman zannederiz. Ama her fırsatta kutsal değerlerimize her türlü alçak saldırıyı, açık ve üstü kapalı olarak yaparlar.İkinci sınıf ise sanki dinin sahibiymişler gibi toplumun önüne geçerler. Dinin simgelerini slogan yaparlar ve kalabalıkları galeyana getirerek, şu kafir, bu değil, şu az Müslüman, şu çok Müslüman gibi milleti sınıflandırmaya kalkarlar. Emin olun bu iki sınıfın manevi anlamda birbirinden farkı yoktur. Üzüldüğüm ise bu sınıfların ardına takılıp, giden kalabalıklardır. Cumhuriyet dönemine bakarsak, özellikle Atatürk’ten sonra çağdaşlık, uygarlık vs. adlarla, ismi Müslümanlar olanların, Müslümanlara ve İslam’a açık saldırıları, kısıtlamaları, hor görmeleri vs. olmuştur.Diğer taraftan ise dinin özünü anlayamamış insan ve anlayışların dini sadece kurallar bütünü olarak görüp, insanların önüne koyup, şunu yaparsan Müslümansın, yapmazsan küfürdesin gibi anlayışlar türemiştir. Bu iki anlayışın topluma tezahürü ise çok acıdır. Bir kesim “Şeriat (İslam) gelecek, zulüm bitecek” diye bağırırken, diğer bir kesim ise “Kahrolsun Şeriat (İslam)” diye karşılık vermişlerdir. Bu insanların hepsinin kimlik kartlarında ise “dini İslam” diye yazmaktadır. Bugünlerde değişik adlar altında bu sahneleri tekrar yaşamaktayız. Bu çatışmalara sebep olanların (her iki taraftan da) ortak bir özellikleri vardır. Bu ortak özellikleri, ortaya çıkan vahim tablonun asıl sebebidir. Nedir o ortak özellik? Haçlı AB ve ABD’ye teslimiyettir. Çağdaşlık, uygarlık vs. adlarla din düşmanlığına soyunanlar ve dini söylemlerle, dünyalıklarını kurtarmaya çalışanların ortak bileşkesi haçlı medeniyetidir. Milletin önünde birbirlerini yiyen, insanımızı karşı karşıya getiren bu anlayışlar (dikkat edin) AB ve ABD karşısında aynı safta ve aynı teslimiyettedir. Bu gerçeği görmez isek hem itikadımız, hem devletimiz, hem birlik ve beraberliğimiz hem de medeniyetimiz tehlike altındadır. Kurtuluş için Kuran’a ve Kuran’ı şahsında yaşayan Hz. Peygambere (sav), Ehl-i Beyt’ine ve bu yolun bugünkü hizmetkarlarına uymak zorundayız…                            ***Erdoğan çelişki içinde         İçki tartışmaları kimin ayık, kimin sarhoş olduğunu da ortaya çıkarıyor…                              *Dün; AB’ye entegre olun, diyen ve bu konuda şüpheleri olan Alman başbakanına, evli 90 bin Türk-Alman çiftini gösteren Erdoğan şimdi; “Maalesef son iki yüz yıldır gençlerimiz taklitçi bir anlayışla yoğrulmuştur…” diyor.                              *Dinimizde helal ve haramlar bellidir. İçkide bunlardan biridir. Saate göre haramlık söz konusu asla değildir. Erdoğan, içki sınırlamalarına hem inancını referans gösteriyor, hem de ülkemizde alkol ve sigarayı kökünden yasaklama diye bir şey söz konusu değil… Kimsenin yediğine içtiğine karışmadık. Biz hiçbir şeyi yasaklamadık. Yasaklamayız da. Yasaklamak isteyene de müsamaha göstermeyiz, diyor.                               *Erdoğan bu kısıtlamalara anayasadan delil getirerek 58. Maddeyi örnek gösteriyor. 58. Maddenin ikinci kısmını referans alan Erdoğan, birinci kısmını hiç dile bile almıyor. 58. madde; “Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müspet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.”Erdoğan içkiyi, aile içi şiddetin ve geçimsizliklerin ana sebebi olarak gösteriyor. Ve aynı Erdoğan; İçeceksen git, evinde iç, diyor. Ve maalesef halk arasında birileri “içki” gündemiyle mücahitlik yapmaya kalkarken, başka birileri de, AKP’ye muhalefet olsun diye, içki savunuculuğunu üstlenerek itikatlarını zorluyorlar.  Ha! Büyük Ortadoğu Projesini hazırlayanlar içki içiyor muydu, içmiyor muydu?  
 
Akın Aydın / diğer yazıları
Derbide Fenerbahçe'nin kaybını beklemeye başladılar
Aslan hata yapmadı
KKTC Başbakanı sanık avukatı ile tartıştı
'Yalan söylüyorsun, sözlerini geri al'
Bazı yorumcular 'kesin olacak' demişti
Erdoğan ters köşe yaptı
Görenleri kahreden kaza
Birinden kaçtılar diğeri çarptı
Erdoğan'dan Rutte'ye AB mesajı
'Hollanda'nın desteğini bekliyoruz'
'Birilerinin bitmiş olan kredilerini...'
Kılıçdaroğlu'na imalı yanıt
Haftalar sonra yeniden başlamıştı
Aramalarda yeni bulgu
İstiklal Caddesi bombacısının cezası belli oldu
7 kez ağırlaştırılmış müebbet
ABD Dışişleri Bakanlığı'nda kritik istifa
Ülkesinin Gazze politikasına tepki olarak
KKTC Başbakanı İsias Otel davası için Adıyaman'da
'Bu artık KKTC'nin davasıdır"
Kurulan şirket sayısı azaldı
Mart ayında 1678 şirket kapandı
Son operasyon Hakkı Saral çetesine
10 ayda 454 suç örgütü çökertildi
Özgür Özel disiplin için harekete geçiyor
Partiden kesin ihraç edilecekler
323 gayrimenkul için ihale yapılacak
Kızılay taşınmazlarını satıyor
'Katliamınıza dikkat çekmek antisemitizm değildir'
Sanders'tan Netanyahu'ya sert yanıt
Derbide Fenerbahçe'nin kaybını beklemeye başladılar
Aslan hata yapmadı
KKTC Başbakanı sanık avukatı ile tartıştı
'Yalan söylüyorsun, sözlerini geri al'
Bazı yorumcular 'kesin olacak' demişti
Erdoğan ters köşe yaptı
Görenleri kahreden kaza
Birinden kaçtılar diğeri çarptı
Erdoğan'dan Rutte'ye AB mesajı
'Hollanda'nın desteğini bekliyoruz'
'Birilerinin bitmiş olan kredilerini...'
Kılıçdaroğlu'na imalı yanıt
Haftalar sonra yeniden başlamıştı
Aramalarda yeni bulgu
İstiklal Caddesi bombacısının cezası belli oldu
7 kez ağırlaştırılmış müebbet
ABD Dışişleri Bakanlığı'nda kritik istifa
Ülkesinin Gazze politikasına tepki olarak
KKTC Başbakanı İsias Otel davası için Adıyaman'da
'Bu artık KKTC'nin davasıdır"
Kurulan şirket sayısı azaldı
Mart ayında 1678 şirket kapandı
Son operasyon Hakkı Saral çetesine
10 ayda 454 suç örgütü çökertildi
Özgür Özel disiplin için harekete geçiyor
Partiden kesin ihraç edilecekler
323 gayrimenkul için ihale yapılacak
Kızılay taşınmazlarını satıyor
'Katliamınıza dikkat çekmek antisemitizm değildir'
Sanders'tan Netanyahu'ya sert yanıt
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.