TBMM Başkanı Ömer İzgi, seçim sisteminin yoğun bir şekilde tartışıldığı bir ortamda, garip bir seçim sistemiyle öne çıkmaya çalışıyor. İzgi'nin önerilerine göre, yüzde 10'luk ülke barajının korunmalı, bağımsız adayların seçilebilmesi için de seçim çevresindeki geçerli oyların en az yüzde 50'sini almalı.
TBMM Başkanı İzgi, Parlamento'da bir basın toplantısı düzenleyerek, seçim sistemine ilişkin önerilerini açıkladı.
İzgi, Anayasa'ya, Anayasa Mahkemesi kararlarına, ülke gerçeklerine ve yararına en uygun bir seçim sisteminin belirlenmesinde istikrar ilkesiyle adalet ilkesi arasındaki denge üzerinde hassas olunması gerektiğini söyledi. Temsilde adaleti aşırı derecede ortadan kaldırma değil, yeterli ölçüde yaşatılmasının esas olması görüşünü savunan İzgi, "O halde nispi temsilin D'hondt sistemi ile yüzde 10'luk baraj korunarak, mevcut bölmeli uygulamanın devam ettirilmesi en yararlı sonucun alınmasını sağlamaktadır. Değişikliğe gerek bulunmamaktadır" dedi.
Bağımsız adayların önü kesilmeli!
Bağımsız adayların seçimine ilişkin mevcut sistemi eleştiren İzgi,siyasi partilerin ve bağımsız adayların alt alta yazılması sonunda alınan geçerli oylara göre dağıtım yapılması uygulamasının doğru olmadığını söyledi. Bağımsız milletvekillerinin Parlamento'daki işlevlerinin kısıtlı olduğunu ifade eden İzgi, şunları söyledi:
"Öte yandan siyasi partiler birbirleri ile kıyasıya hesaplaşıp seçmen oylarının bölünmesine sebep olurken, bağımsız adaylar ya parasal güç ya feodal kalıntı ya etnik milliyetçilik ya da mezhep gibi oluşumların etkileriyle aradan sıyrılabilmektedirler. Bu durumda haksız bir rekabet ortamı yaşanmış olmaktadır.
Asıl önemlisi, bir kişi bir siyasi partiden aday olduğunda seçim çevresinden ne kadar oy alınmış olunursa olsun partisi ülke barajını aşamazsa milletvekili olamazken, bağımsız aday olan, parti adayından çok az oy aldığında seçilebilmektedir. Böyle olunca da haksız bir kazanım elde edilip eşitsizliğe neden olunmaktadır."
Ön seçim yapılmamalı
Tercih sisteminin milletvekili adaylarının belirlenmesi sırasında gerçekleştirilecek bir "Parti içi mesele" olduğunu ifade eden İzgi, bunun, partilerin vereceği karara bağlı olarak yapılacak önseçim yöntemiyle gerçekleştirilmesini istedi.
İzgi, yargı denetiminde yapılacak ön seçimde seçmenlerin benimsemeleriyle liste oluşacağından tercih olgusunun gerçekleşmiş olacağını bildirdi.
Seçmen sayısı esas alınmalı
İzgi, milletvekillerinin seçim çevrelerine dağıtılmasında Türkiye açısından nüfusu değil, seçmeni esas alan bir düzenlemenin tartışılmasının yararlı olacağını savundu.
Her ile bir milletvekili tahsisi uygulamasının büyük nüfusa sahip iller aleyhine sonuçlar doğurduğunu kaydeden İzgi, bu uygulamadan vazgeçilmesini istedi. İzgi, seçmen sayısı milletvekili çıkartmaya yetmeyen iller olduğunda, "Artık seçmen sayısı" esas alınarak yapılacak dağıtımda öncelikle bu illere tahsis yapılabileceğini de söyledi.
TBMM Başkanı İzgi, Parlamento'da bir basın toplantısı düzenleyerek, seçim sistemine ilişkin önerilerini açıkladı.
İzgi, Anayasa'ya, Anayasa Mahkemesi kararlarına, ülke gerçeklerine ve yararına en uygun bir seçim sisteminin belirlenmesinde istikrar ilkesiyle adalet ilkesi arasındaki denge üzerinde hassas olunması gerektiğini söyledi. Temsilde adaleti aşırı derecede ortadan kaldırma değil, yeterli ölçüde yaşatılmasının esas olması görüşünü savunan İzgi, "O halde nispi temsilin D'hondt sistemi ile yüzde 10'luk baraj korunarak, mevcut bölmeli uygulamanın devam ettirilmesi en yararlı sonucun alınmasını sağlamaktadır. Değişikliğe gerek bulunmamaktadır" dedi.
Bağımsız adayların önü kesilmeli!
Bağımsız adayların seçimine ilişkin mevcut sistemi eleştiren İzgi,siyasi partilerin ve bağımsız adayların alt alta yazılması sonunda alınan geçerli oylara göre dağıtım yapılması uygulamasının doğru olmadığını söyledi. Bağımsız milletvekillerinin Parlamento'daki işlevlerinin kısıtlı olduğunu ifade eden İzgi, şunları söyledi:
"Öte yandan siyasi partiler birbirleri ile kıyasıya hesaplaşıp seçmen oylarının bölünmesine sebep olurken, bağımsız adaylar ya parasal güç ya feodal kalıntı ya etnik milliyetçilik ya da mezhep gibi oluşumların etkileriyle aradan sıyrılabilmektedirler. Bu durumda haksız bir rekabet ortamı yaşanmış olmaktadır.
Asıl önemlisi, bir kişi bir siyasi partiden aday olduğunda seçim çevresinden ne kadar oy alınmış olunursa olsun partisi ülke barajını aşamazsa milletvekili olamazken, bağımsız aday olan, parti adayından çok az oy aldığında seçilebilmektedir. Böyle olunca da haksız bir kazanım elde edilip eşitsizliğe neden olunmaktadır."
Ön seçim yapılmamalı
Tercih sisteminin milletvekili adaylarının belirlenmesi sırasında gerçekleştirilecek bir "Parti içi mesele" olduğunu ifade eden İzgi, bunun, partilerin vereceği karara bağlı olarak yapılacak önseçim yöntemiyle gerçekleştirilmesini istedi.
İzgi, yargı denetiminde yapılacak ön seçimde seçmenlerin benimsemeleriyle liste oluşacağından tercih olgusunun gerçekleşmiş olacağını bildirdi.
Seçmen sayısı esas alınmalı
İzgi, milletvekillerinin seçim çevrelerine dağıtılmasında Türkiye açısından nüfusu değil, seçmeni esas alan bir düzenlemenin tartışılmasının yararlı olacağını savundu.
Her ile bir milletvekili tahsisi uygulamasının büyük nüfusa sahip iller aleyhine sonuçlar doğurduğunu kaydeden İzgi, bu uygulamadan vazgeçilmesini istedi. İzgi, seçmen sayısı milletvekili çıkartmaya yetmeyen iller olduğunda, "Artık seçmen sayısı" esas alınarak yapılacak dağıtımda öncelikle bu illere tahsis yapılabileceğini de söyledi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.