Para, bugün dünya insanlarının geneli için ulaşılması gereken ve ulaşımı zor olan bir unsurken, bazıları içinse kitleleri, ülkeleri sömürmede kullanılan en temel unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.
Para, başlangıçta emeğin ve üretimin karşılığı olsun diye, mal ve hizmet takas sisteminin zorluğundan kurtulmak için devreye sokulmuşsa da, kapitalizm sistemini ortaya koyanlar tarafından dünyanın bütün kaynaklarını sömürme aracı olarak kullanılmıştır.
Hard currency, yani bir paranın dünya parası olması sistemi bu sömürüye hizmet etmektedir.
ABD’de başlayan mortgage kriziyle birlikte tüm dünyayı saran küresel kriz, kapitalizmi tarihin çöplüğüne doğru atarken, bu durum ABD’yi derinden sarstıysa da onu çökertmemiştir.
Bunun sebebini soran Rus bilim adamlarına Milli Ekonomi Modeli’nin sahibi bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın verdiği cevap oldukça önemlidir.
Sayın Baş, ABD dolarının dünya parası olma özelliği devam ettiği müddetçe ABD’nin yıkılmasının asla mümkün olmadığını belirtmiş, ABD’yi, doları rezerv parası olarak bulunduran ve ticaretlerinde kullanan ülkelerin yani Çin’in, Hindistan’ın, Japonya’nın ve diğer ülkelerin ayakta tuttuğu gerçeğini ifade etmiştir.
Prof. Dr. Baş, Samsun’da düzenlenen Milli Kahramanları Anma programında ABD’nin dolar üzerinden yürüttüğü sömürüyü bakın nasıl anlatıyor:
“Türkiye’nin ABD’ye yaptığı ihracat 11 milyar dolar… ABD’den 11 milyar dolar alıyoruz ama bu dolar boyanmış kâğıt... ABD, parasını basarken yani emisyonunu genişletirken, bu parayı iktisadın kurallarına göre
basmıyor.
İktisadi kurallara göre, her devletin yılsonunda kazandığı Gayri Safi Milli Hâsıla (GSMH) dediğimiz bir kârı vardır. Bu kârın ekonomi kuralı gereğince yüzde
30 - 35’i nispetinde - biz bunu ispatladık, bu kuralı onlar değil biz bulduk- para basılır. Ancak ABD, GSMH’sinin tamamı kadar para basıyor. Bunun sonucunda ABD’nin hiç çalışmasına gerek yok!
Dolar dünyanın her yerinde geçiyor mu? ABD bunu dolaşıma nasıl sürdü, kimse bunu araştırıyor mu? Yok... Nasıl olursa olsun, herkes doları cebine koyuyor.
ABD’nin ithal ettiği malların tutarı 3 trilyon dolara
yaklaşıyor. Bu adamlar hiçbir şey yapmazsa, kâğıdı boyayarak dünyayı haraca bağlıyor. İşte bunların tekerine çomağı sokan kim oldu? Haydar Hoca...
Onun için ABD beni sevmez, onun emirlerine ‘baş üstüne’ diyen Sayın Başbakan’ı sever.”
Sayın Baş hepimizin anlayabileceği şekilde –tabii ki önyargılılar hariç- dolar üzerinden yapılan küresel sömürüyü, küresel haracı gözler önüne seriyor.
Dünya insanları çalışıyor, çabalıyor, alın teri döküyor karşılığında ABD kağıdını alıyor, ABD ve arkasındaki iradeler ise oturduğu yerden dünyanın bütün emeğini ve kaynaklarını bir parça kağıtla sömürüyor.
Üstelik ABD’nin buradaki karı sadece ekonomik değil, ülkelerin hem emeğini ve kaynağını sömürüyor, hem de borçlandırarak siyasetine, hukukuna, askerine her şeyine müdahale ediyor. İşte size kölelik sistemi,
modern kölelik…
Prof. Dr. Baş, Milli Ekonomi Modeli’nde parayı yerli yerine koyuyor. Milli Devlet yapılanmasında her ülkenin, halkının emek ve üretimi karşılığı kendi parasını devreye koymasını, ülkeler arasındaki ticaretleri kendi milli
paraları üzerinden yapmasını tavsiye ediyor.
Bu açıdan ele alındığında Milli Ekonomi Modeli kölelikten tamamen kurtuluşun, özgürlüğün, bağımsızlığın tek anahtarıdır.
Para, başlangıçta emeğin ve üretimin karşılığı olsun diye, mal ve hizmet takas sisteminin zorluğundan kurtulmak için devreye sokulmuşsa da, kapitalizm sistemini ortaya koyanlar tarafından dünyanın bütün kaynaklarını sömürme aracı olarak kullanılmıştır.
Hard currency, yani bir paranın dünya parası olması sistemi bu sömürüye hizmet etmektedir.
ABD’de başlayan mortgage kriziyle birlikte tüm dünyayı saran küresel kriz, kapitalizmi tarihin çöplüğüne doğru atarken, bu durum ABD’yi derinden sarstıysa da onu çökertmemiştir.
Bunun sebebini soran Rus bilim adamlarına Milli Ekonomi Modeli’nin sahibi bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın verdiği cevap oldukça önemlidir.
Sayın Baş, ABD dolarının dünya parası olma özelliği devam ettiği müddetçe ABD’nin yıkılmasının asla mümkün olmadığını belirtmiş, ABD’yi, doları rezerv parası olarak bulunduran ve ticaretlerinde kullanan ülkelerin yani Çin’in, Hindistan’ın, Japonya’nın ve diğer ülkelerin ayakta tuttuğu gerçeğini ifade etmiştir.
Prof. Dr. Baş, Samsun’da düzenlenen Milli Kahramanları Anma programında ABD’nin dolar üzerinden yürüttüğü sömürüyü bakın nasıl anlatıyor:
“Türkiye’nin ABD’ye yaptığı ihracat 11 milyar dolar… ABD’den 11 milyar dolar alıyoruz ama bu dolar boyanmış kâğıt... ABD, parasını basarken yani emisyonunu genişletirken, bu parayı iktisadın kurallarına göre
basmıyor.
İktisadi kurallara göre, her devletin yılsonunda kazandığı Gayri Safi Milli Hâsıla (GSMH) dediğimiz bir kârı vardır. Bu kârın ekonomi kuralı gereğince yüzde
30 - 35’i nispetinde - biz bunu ispatladık, bu kuralı onlar değil biz bulduk- para basılır. Ancak ABD, GSMH’sinin tamamı kadar para basıyor. Bunun sonucunda ABD’nin hiç çalışmasına gerek yok!
Dolar dünyanın her yerinde geçiyor mu? ABD bunu dolaşıma nasıl sürdü, kimse bunu araştırıyor mu? Yok... Nasıl olursa olsun, herkes doları cebine koyuyor.
ABD’nin ithal ettiği malların tutarı 3 trilyon dolara
yaklaşıyor. Bu adamlar hiçbir şey yapmazsa, kâğıdı boyayarak dünyayı haraca bağlıyor. İşte bunların tekerine çomağı sokan kim oldu? Haydar Hoca...
Onun için ABD beni sevmez, onun emirlerine ‘baş üstüne’ diyen Sayın Başbakan’ı sever.”
Sayın Baş hepimizin anlayabileceği şekilde –tabii ki önyargılılar hariç- dolar üzerinden yapılan küresel sömürüyü, küresel haracı gözler önüne seriyor.
Dünya insanları çalışıyor, çabalıyor, alın teri döküyor karşılığında ABD kağıdını alıyor, ABD ve arkasındaki iradeler ise oturduğu yerden dünyanın bütün emeğini ve kaynaklarını bir parça kağıtla sömürüyor.
Üstelik ABD’nin buradaki karı sadece ekonomik değil, ülkelerin hem emeğini ve kaynağını sömürüyor, hem de borçlandırarak siyasetine, hukukuna, askerine her şeyine müdahale ediyor. İşte size kölelik sistemi,
modern kölelik…
Prof. Dr. Baş, Milli Ekonomi Modeli’nde parayı yerli yerine koyuyor. Milli Devlet yapılanmasında her ülkenin, halkının emek ve üretimi karşılığı kendi parasını devreye koymasını, ülkeler arasındaki ticaretleri kendi milli
paraları üzerinden yapmasını tavsiye ediyor.
Bu açıdan ele alındığında Milli Ekonomi Modeli kölelikten tamamen kurtuluşun, özgürlüğün, bağımsızlığın tek anahtarıdır.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024