Ülkemizde ve dünyada gidişat hiç de iyi
gözükmüyor.
İsrail bütün dünyanın gözü önünde, hatta desteklenerek Gazze’deki Müslümanları katlediyor.
Türkiye, Suriye ile kapışmanın arifesinde… Uyguladığı yanlış Suriye politikasıyla batının ve İsrail’in ekmeğine yağ sürüyor. Tarihinde ilk defa Türk milleti Haçlının safında bir İslam ülkesiyle savaşma aşamasına geldi.
Afganistan ve Irak’ta akan Müslüman kanı durmuyor, Pakistan’da da benzer bir süreç işletiliyor.
Mısır ve Tunus yaşadığı Arap baharı fitnesiyle bugün daha fazla Amerikancı ve daha fazla İsrail uşağı…
Libya artık eski Libya değil, halk Kaddafi’yi arıyor, Türkiye ise bir daha Kıbrıs benzeri bir süreç yaşadığında yanında Libya gibi bir destekleyici bulamayacak.
Kıbrıs süreci sessiz sedasız devam ediyor. Bizler Kıbrıs için baskıların Yunanistan ve Rum Kesimi için yapıldığını düşünürken, yaşanan gelişmeler sürecin İsrail’e hizmet ettiğini gösterdi. İsrail Kıbrıs’ı da Filistin yapmak için kolları sıvadı. Askeriyle, siviliyle, aileleriyle Kıbrıs’a yerleşiyor.
İran’la her an çatışma ortamına bizi itebilecek olan füze kalkanı hala Malatya Kürecik’te misyonu için bekletiliyor. Bu kalkan ABD’nin çıkarlarına hizmet eden ve İsrail’i korumayı hedeflen bir sistem.
AB kendi içindeki problemleri çözemeyecek durumda ve dağılma aşamasındayken bile hala siyasilerimiz AB’ye girme sevdasıyla yanıp tutuşuyorlar, taviz üstüne taviz veriyorlar.
Barzani’nin bölgesinden Türkiye’ye tehdit artıyor, Barzani’nin bakanları Türkiye’yi arka bahçe olarak ilan ediyorlar.
Siyasilerimiz bedeli kanla ödenmiş olan aziz vatanımızın topraklarını dün bizi işgal edenlere satıyor. Yapılan satışlar tam olarak resmi rakamlara yansımıyor. Yabancılar ya yerli ortaklar üzerinden ya da yerli şirket kurarak toprak satın aldıkları için ne kadar toprak satıldığı tam olarak bilinmiyor. Çok büyük bir sürprizle
karşılaşabiliriz.
Millete ait olan zengin maden sahalarımız yabancılara satıldı. Adamlar kamyonlara, tırlara, tankerlere, işlemeden atıp yurt dışına çıkarıyorlar.
Kamu şirketlerimiz haraç mezat satıldı, artık bu şirketlerin gelirinden de mahrumuz, üstelik piyasa dengeleme kontrolü de artık devletin elinde değil, yabancıların elinde…
Hem terör olayları tırmanıyor hem de terörün siyasal zemini kuvvetleniyor. Dün terör sadece güneydoğu’da dağlarda askerimizle çatışırken, bugün ülkenin her yerinde varlık gösterebiliyor, aldığı istihbaratla askerimize polisimize daha büyük zayiatlar verdirebiliyor.
Terörün siyasal açılımı ise hiçbir konuda çözümü olmayan, AB ve ABD’den alma akılla hareket eden siyasilerimizi parmağında oynatıyor, istediği adımı
attırabiliyor.
İşte başkanlık sistemi de bunlardan bir tanesi…
Ülkemizi önce eyaletlere, sonra özerk bölgelere ardından da küçük devletçiklere bölecek olan başkanlık sistemi hızla hayata geçirilmeye çalışılıyor.
Daha birçok gelişme sayılabilir ama dikkat ederseniz ülkemizde ve dünyada kara bulutlar dolaşıyor, hiç iç açıcı bir ortam yok.
Bu kadar karanlık bir tabloda bizi umutlandıran tek şey, Prof. Dr. Haydar Baş gibi değerli ve proje sahibi bir şahsiyetin aramızda bulunmasıdır.
O Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet tezleriyle umut dağıtıyor, birlik, beraberlik, kardeşlik, barış, sevgi, adaletin tek çıkış noktası olarak
gözüküyor.
Ehl-i Beyt konusunda ortaya koyduğu eserler ve sempozyumlarla hem dünyamızı hem de ahiretimizi mamur eden tek şahsiyet olarak bulunuyor.
Herkes kötülüğün seline kapılmış “uyumlu” ve “ılımlı” bir şekilde sürüklenirken, o “durun, bu yol çıkmaz sokak, uyanın” diyor, kadrosuyla birlikte kara bulutları
dağıtmaya
gözükmüyor.
İsrail bütün dünyanın gözü önünde, hatta desteklenerek Gazze’deki Müslümanları katlediyor.
Türkiye, Suriye ile kapışmanın arifesinde… Uyguladığı yanlış Suriye politikasıyla batının ve İsrail’in ekmeğine yağ sürüyor. Tarihinde ilk defa Türk milleti Haçlının safında bir İslam ülkesiyle savaşma aşamasına geldi.
Afganistan ve Irak’ta akan Müslüman kanı durmuyor, Pakistan’da da benzer bir süreç işletiliyor.
Mısır ve Tunus yaşadığı Arap baharı fitnesiyle bugün daha fazla Amerikancı ve daha fazla İsrail uşağı…
Libya artık eski Libya değil, halk Kaddafi’yi arıyor, Türkiye ise bir daha Kıbrıs benzeri bir süreç yaşadığında yanında Libya gibi bir destekleyici bulamayacak.
Kıbrıs süreci sessiz sedasız devam ediyor. Bizler Kıbrıs için baskıların Yunanistan ve Rum Kesimi için yapıldığını düşünürken, yaşanan gelişmeler sürecin İsrail’e hizmet ettiğini gösterdi. İsrail Kıbrıs’ı da Filistin yapmak için kolları sıvadı. Askeriyle, siviliyle, aileleriyle Kıbrıs’a yerleşiyor.
İran’la her an çatışma ortamına bizi itebilecek olan füze kalkanı hala Malatya Kürecik’te misyonu için bekletiliyor. Bu kalkan ABD’nin çıkarlarına hizmet eden ve İsrail’i korumayı hedeflen bir sistem.
AB kendi içindeki problemleri çözemeyecek durumda ve dağılma aşamasındayken bile hala siyasilerimiz AB’ye girme sevdasıyla yanıp tutuşuyorlar, taviz üstüne taviz veriyorlar.
Barzani’nin bölgesinden Türkiye’ye tehdit artıyor, Barzani’nin bakanları Türkiye’yi arka bahçe olarak ilan ediyorlar.
Siyasilerimiz bedeli kanla ödenmiş olan aziz vatanımızın topraklarını dün bizi işgal edenlere satıyor. Yapılan satışlar tam olarak resmi rakamlara yansımıyor. Yabancılar ya yerli ortaklar üzerinden ya da yerli şirket kurarak toprak satın aldıkları için ne kadar toprak satıldığı tam olarak bilinmiyor. Çok büyük bir sürprizle
karşılaşabiliriz.
Millete ait olan zengin maden sahalarımız yabancılara satıldı. Adamlar kamyonlara, tırlara, tankerlere, işlemeden atıp yurt dışına çıkarıyorlar.
Kamu şirketlerimiz haraç mezat satıldı, artık bu şirketlerin gelirinden de mahrumuz, üstelik piyasa dengeleme kontrolü de artık devletin elinde değil, yabancıların elinde…
Hem terör olayları tırmanıyor hem de terörün siyasal zemini kuvvetleniyor. Dün terör sadece güneydoğu’da dağlarda askerimizle çatışırken, bugün ülkenin her yerinde varlık gösterebiliyor, aldığı istihbaratla askerimize polisimize daha büyük zayiatlar verdirebiliyor.
Terörün siyasal açılımı ise hiçbir konuda çözümü olmayan, AB ve ABD’den alma akılla hareket eden siyasilerimizi parmağında oynatıyor, istediği adımı
attırabiliyor.
İşte başkanlık sistemi de bunlardan bir tanesi…
Ülkemizi önce eyaletlere, sonra özerk bölgelere ardından da küçük devletçiklere bölecek olan başkanlık sistemi hızla hayata geçirilmeye çalışılıyor.
Daha birçok gelişme sayılabilir ama dikkat ederseniz ülkemizde ve dünyada kara bulutlar dolaşıyor, hiç iç açıcı bir ortam yok.
Bu kadar karanlık bir tabloda bizi umutlandıran tek şey, Prof. Dr. Haydar Baş gibi değerli ve proje sahibi bir şahsiyetin aramızda bulunmasıdır.
O Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet tezleriyle umut dağıtıyor, birlik, beraberlik, kardeşlik, barış, sevgi, adaletin tek çıkış noktası olarak
gözüküyor.
Ehl-i Beyt konusunda ortaya koyduğu eserler ve sempozyumlarla hem dünyamızı hem de ahiretimizi mamur eden tek şahsiyet olarak bulunuyor.
Herkes kötülüğün seline kapılmış “uyumlu” ve “ılımlı” bir şekilde sürüklenirken, o “durun, bu yol çıkmaz sokak, uyanın” diyor, kadrosuyla birlikte kara bulutları
dağıtmaya
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025