Yıllarca üniversite hayali kurarak ve büyük bedeller ödeyerek hazırlık yapan gençlerimiz, birkaç saatlik üniversite sınavıyla tüm geleceğinin belirlenmesi yetmiyormuş gibi, üniversiteyi kazandıktan sonra da çile çekmeye devam ediyor.
Anayasal bir hak olan eğitim ve öğrenim hakkına ulaşmak için bu kadar engelleri aşma mecburiyeti başka hangi ülkede var, merak konusu.
Gençlerimizin tek suçu, üniversite okumak istemesi!
Malum, üniversitelerin açılması ve yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte İstanbul gibi büyük şehirlere gelen öğrenciler, büyük bir "barınma" sorunu ile karşılaştılar.
Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun oldukça kısıtlı imkanlarından istifade edemeyen, bu yurtlarda kalmaya hak kazanamayan öğrenciler, konut ve pansiyon kiralarındaki fahiş artış sebebiyle sokakta kaldılar.
"Barınamıyoruz" diyerek bir araya gelen gençler, İstanbul'da Kadıköy Yoğurtçu Parkı'nda gecelerini geçirmeye başladılar. Diğer büyük şehirlerde de benzer manzaralar yaşandı. Kira fiyatları başta olmak üzere, yurt ve pansiyon ücretlerini de protesto eden gençler, "Barınamıyoruz Hareketi"ni de kurdular.
Penceresi olmayan ve içeriye tek kişilik bir yatak ile dolabın anca sığdığı bir odanın fiyatı 900 lira. İyi şartlarda kalmak isteyen öğrencilerin aylık minimum 2 bin 500 lirayı gözden çıkarması gerekiyor. Asgari ücretin açlık sınırı altında 2 bin 825 lira olduğu ülkemizde bir öğrencisine bu kadar para ödeyebilecek aile de pek bulunmuyor.
Barınacak bir mekan bulamayan gençleri, barınmadaki imkansızlıklar ve pahalılık sebebiyle üniversite eğitimlerini yarıda bırakma tehlikesi de bekliyor.
Barınacak yer bulamayıp parklarda sabahleyin gençlere bir de polis dağılma uyarısında bulundu. Öğrenciler ise, "Buradan gitsek bile yatacak yerimiz yok" cevabını verdiler.
Yurtta ya da pansiyonda kalmak için para yok, sokakta kalmak için izin yok, doğal olarak soruyoruz: Ne olacak bu gençlerin hali?
Yetki sahibi olan siyasilerimiz ise, bütün bu yaşanan acı manzaraya rağmen, sanki bunlar hiç yaşanmıyormuş gibi tozpembe tablolar çizmeye devam ediyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda şu açıklamaları yaptı:
"Ülkemizin geleceğini emanet edeceğimiz gençlerimizle aramıza, birilerinin kendi siyasi çıkarları için sürekli olarak ürettiği yalanların girmesine izin vermeyeceğiz."
"Son 19 yılda adeta bir devrim gerçekleştirdiğimiz eğitim-öğretim imkânlarımızı inşallah daha da genişleteceğiz."
"Gençlerine sırtını dönen bir milletin istikbali tehdit altında demektir."
"Gençlere yönelik en ufak bir ihmalkarlığımız olmadı."
"Terör örgütlerine kaptıracak tek bir gencimiz yoktur. Bilerek ya da bilmeyerek bu yapıların ağına düşen her bir gencimizin sızısını yüreğimizde hissediyoruz. Mankurtların gençlerimizin aklını zehirlemesine izin vermeyeceğiz."
Tamam da Sayın Cumhurbaşkanım, sizin yönettiğiniz ülkede gençlerimiz ciddi bir barınma sorunu yaşıyor, tepkilerini sokakta yatarak gösteriyorlar; genç işsizlik almış başını gitmiş durumda, ne istihdamda ne de eğitimde olan milyonlarca gencimiz var ve terör örgütleri buradan besleniyor; beyin göçü en fazla veren ülkelerdeniz gençlerimiz geleceklerini dışarıda arıyorlar ve daha niceleri…
Gençlerle empati kurabilirseniz, ne kadar büyük ihmalkarlıklara maruz kaldıklarını çok net bir şekilde görebilirsiniz.
Özenle seçilmiş birkaç gençle gerçekleştirilen programlar gençliğin içinde bulunduğu sorunları anlamamıza elbette ki yeterli olmayacaktır.
Türkiye'nin en genç genel başkanı ve Z Kuşağının Lideri Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın bu konuda yaptığı açıklamalar oldukça önemli.
"Gençleri dövmeyin yeter" diyerek Türkiye'nin gündemine oturan Sayın Baş, sokakta kalan üniversiteli gençlere müdahaleyle alakalı şunları söyledi:
"Siz hiç genç olamamış efendiler, ülkemizin geleceğini sokaklarda bırakamayız. Bugün görmezden geldiğiniz gençlerimiz, yarın oy pusulasında sizleri görmezden gelecekler."
BTP Lideri Hüseyin Baş daha önceki konuşmalarında da çok önemli açıklamalar yapmıştı; özetle bazılarını hatırlatalım:
"Ben Türkiye'nin en genç genel başkanıyım. Ben Türkiye'nin yüzde 40'ı olan gençlerin temsilcisiyim. Gençlerimizle birlikte bir Türkiye inşa edeceğiz. Hayallerimizi gerçekleştireceğiz."
"Beyin göçü neden oluyor? Ya bizim kabiliyetli gencimiz imkan bulamıyor ya da yaşam alanı bulamıyor. Bir şarkı vardır, 'Deryada bir gül açmış o da su diye ağlar' diye... Türkiye'nin pozisyonu esasında bu. Biz gençlerimizi hiçbir zaman sahiplenmedik ülke olarak. Biz bunları kazanalım derdine düşmedik. Bakın Atatürk kurduğu Cumhuriyette öyle şeyler yaptı ki... Batman'ın Raman dağında petrol bulundu. Bu petrol arama şirketini Atatürk kurdu ve bu petrolü bulması için ABD'de ikamet eden bir Türk'ü Türkiye'ye davet etti. O'na , 'Gel ülkene hizmet et' dedi. O da ABD'den kalktı geldi. Niye geldi? Çünkü Atatürk'e inandı, güvendi. Dedi ki, 'Ben bu Adamla hem çalışmalarımı yaparım, hem geleceğimi kazanırım, hem de milletime hizmet ederim' dedi."
"Şimdi Türkiye'de yaşayan bir genç kime güvenecek? Genç kendine çalışsa imkan yok, başkasına çalışsa, 'Ben bu adama güveniyorum, O'na faydalı olacağım' dese adamın öyle bir beklentisi yok, 'Çalışma' diyor. Milleti için çalışmaya kalksa buna da imkan yok. Şu anda gencimize uygulanan psikoloji bu. Dolayısıyla bizim gençlerimizi sahiplenen projeler ortaya koymamız lazım."
"Bu gençlerimize yatırım yapalım. Belki bu gençler bu ülkeden bir Facebook çıkaracak, alibaba.com çıkaracak, Google çıkaracak... Gençlere fırsat verilse bu ülkeden bunları çıkaracaklar. Bu ülkede bu gençler var. Bu potansiyelleri devreye koyabilirsek gençlerimizi kazanabiliriz, vatanına milletine ait ve aidiyet hisseden gençler haline getiririz."
Ne diyelim; gençlerin halinden Genç anlar diyelim.
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024