logo
23 NİSAN 2024

Kenarına bak bezini al, yazarına bak gazeteni al

09.05.2008 00:00:00


Bir çift göz?Bakıyor, olayları alayları, bakırları kalayları, zorları kolayları, barları halayları, gidişleri gelişleri, götürüşleri getirişleri, bitenleri bitirenleri, deveyi hamutuyla götürenleri, velhasıl olanı olduğu gibi görüyor ve de gösteriyor.Bir başka bir çift göz?Bakıyor, fakat gözlük numarasından mıdır, renginden midir nedir; hep eksik görüyor, fazla görüyor, kara taşı renkli görüyor, al bayrağı siyah görüyor, ufacık tepeleri dağ görüyor, dağları dümdüz görüyor, kara kışı yaz görüyor, Ağustos'u güz görüyor, velhasıl her zaman, her şeyi olduğundan başka görüyor ve de gösteriyor.Her gün muhtelif gazeteleri okuyanlar bu dediklerimize fazlası ile şahit oluyorlar.İş-aş derdinden, hayatın yoğunluğundan birkaç ayrı gazete okuyamayanlara da biz zaman zaman bu köşeden yardımcı oluyoruz.Buyurun:"AKP'nin misyonu nedir? Sorsanız onlar elbette "Demokrasi" diyecekler,  "Halkın iradesi" diyeceklerdir. Oysa Türkiye'de sandığa yansıyan hiçbir zaman "halkın iradesi" olmamıştır ve dolayısıyla AKP de "Halkın iradesi" bir iktidar değildir. Biliyorum bu tür ifadeler meselenin künhüne vakıf olamayanları çıldırtıyor. "Yahu adam neredeyse yüzde 50 oy aldı, halkın iradesi bu değilse, o nedir?" diye hop oturup hop kalkıyorlar. Kızmıyorum, mazurdurlar?! Defalarca yazdık, "Seçim, farklı olanlar arasında yapılan bir tercih"tir. Türkiye'de partilerin birbirlerinden farkları yoktur. Cümlesi, "AB devlet politikasıdır" demektedir, cümlesi NATO'cu, cümlesi ABD'ci, cümlesi "Serbest piyasa ekonomisi" taraftarıdır. Hal böyle olunca seçim sadece Batı'nın Türkiye için önerdiği reçeteleri hangi diyetisyenin bu topluma uygulayacağını belirlemenin adıdır, milli iradenin değil. Bugün "milli irade" Türkiye'de ABD üslerini istemekte midir? Bugün "milli irade" "Ne pahasına olursa olsun Avrupa Birliği" diyenleri iktidar koltuğunda görmek mi istemektedir? Bugün  "milli irade"  Türkiye'yi yönetenlerin "Büyük Ortadoğu Projesinde Eş Başkan" olmasını istemekte midir? Bugün  "milli irade" Türkiye'ni nesi var nesi yoksa bir iki yıllık kârları karşılığı dün bu toprakları işgal edenlere satılmasını istemekte midir? Bugün "milli irade" Irak'ın kuzeyinde Kerkük ve Telafer'de Türkmenleri katleden ve topraklarına el koyan Barzani ailesinin devleti ile el sıkışılmasını istemekte midir? Soruları sayfalarca uzatabiliriz ve bunların hiçbiri "milli iradenin" talebi değildir amma AKP işte bütün bunları ve daha fazlasını yapmakta ve sonra da "Ben milli iradeyim" diyebilmektedir. Bu trajik bir durumdur. Çünkü Türkiye'de uygulanan "irade" Türk milletinin "milli iradesi" değil,  ABD'nin iradesidir, AB'nin iradesidir."  (Hasan Demir, Yeni Çağ, 7 Mayıs 08)"Türkiye dışarıdan bakanlara daha başka görünüyor; bu açık... Sebebini anlamak hiç de zor değil: Türkiye çok uzun yıllar kendini 'Batılı' bilen kadrolar tarafından yönetildi, muhatapları tarafından hiç de 'Batılı' gibi algılanmadıkları halde... Ülkeden ülkeye veya devlet adamından devlet adamına ilişkilerde, Türkiye ve Türkiye'yi temsil edenler, iddialarına uygun bir davranış sergileyemediler. Halkla aralarındaki varoluşsal farklılık yüzünden sergileyemezlerdi de... Bu sebeple, Batılı politikacılar, Avrupa Birliği temsilcileri, Türkiye'ye hep 'Batılı olmaya özenen Doğulu bir ülke' gözüyle baktı. İlk kez bu dönemde, halkını gerçekten temsil eden ve eğilip bükülmeyen kadrolarla karşılaştılar. Sapına kadar yerli, ilişkilerinde düzgün kadrolar... Halkına tepeden bakmayan, demokrasiyi kurallarına göre oynayan, bahane yerine iş üreten kadrolar... Verdiği sözü yerine getirme noktasında titiz kadrolar...

Ezcümle, iş yapılabilecek türden insanlar... Bu sebeple, Türkiye'ye dışarıdan bakanlar, yalnız siyaset bilimi kitaplarının ruhsuz sayfalarından değerlendirme yapmıyorlar, yıllar boyu edindikleri deneyim penceresinden bakıp, Ak Partili kadrolar ile Ak Parti'yi kapatmak için kurulmuş ittifak arasındaki farkı görerek görüş açıklıyorlar. Bu sebeple de, açıklamalarında, hukuki herhangi bir mülâhaza yer almıyor." (Fehmi Koru, Yeni Şafak,7 Mayıs 08)"? Mesela finansal krizi giderek küreselleşmekte iken, ülkemizde finansal kriz ihtimali yok gibi. Çünkü, bankalarımızda açık döviz pozisyonu sıfıra yakın, mortgage olayı daha başlamadı bile, finansta köpük oluşturan türev ürünler bize yabancı. Ayrıca, Türk bankaları sermaye yeterliliği ve kârlılık bakımından gıpta edilecek vaziyette. Bu arada, ihracatımız eskilerini gözden düşüren yeni rekorlar kırıyor, ithalatın makul düzeylere çekilmesi için gereken önlemler alınıyor. Turizmde önümüzdeki yaz sezonunu başarıyla kapatacak kadar rezervasyonlar sağlandı. Türkiye'nin artık yurtdışından borçlanmada çok zorlanacağı argümanı ise, dayanaksız ve mantıksız. Ta ki, iddia sahipleri tahminen 15-16 trilyon dolar seviyesinde seyreden uluslararası finans kapitali ile uluslararası sanayi sermayesinin Türkiye yerine hangi ülkeleri tercih edeceğini anlatabilsin. Diğer taraftan, hükümetin akıl dışı tenkit ve sınırsız siyasi istismara rağmen, Ortadoğu sermaye çevreleriyle tesis ettiği olumlu ilişkiler ülkemizin çok işine yarayacak. Küresel finans devlerinin peşinde koştukları Arap sermayesi yatırım için ülkemizi tercih ettiğini açıkça ifade ediyor. Uluslararası şirketlerin yatırım yeri olarak, Türkiye'yi tercihlerinde de hiçbir kayma görülmüyor. Şimdiye kadar bize hep soğuk bakan İskandinav ülkelerinin bile sanayi, inşaat ve turizm alanlarında ülkemize yatırım yapmak için hazırlık yaptığını bizzat biliyorum. Seçmenlerin yarısının güven gösterdiği bir partinin tek başına iktidar olması ayrı bir şans. Netice olarak, yaşanmakta olan global krizden Türkiye olarak eskiye göre daha güçlü çıkmamız için fırsat ve imkan mevcut. Bir de muhalefet ve basın, memleket meselelerinde kendini sorumlu hissedip, ona göre davransa...(Sami Uslu, Zaman,7 Mayıs 08)"?Beyler sizin anlayacağınız çarşı, pazar yanıyor, oraların müdavimleri olan halk ile esnaf zor durumda ve kendilerine can simidi atılarak kurtarılmayı bekliyorlar. Hatta yılana sarılmaya bile razılar. Yeter ki onlara bir el uzansın.Çiftçi ve köylünün hali içler acısı. Bir taraftan kuraklık, bir taraftan artan girdi fiyatları, onları zaten çaresiz bırakmış durumda. Ektiğini alamayan, aldığını satamayan, satsa da parasını alamayınca borçlanan, borcunu ödeyemediği için de icra takibatına ve hapis cezalarına uğratılan dertli bir kesim. TMO'ya sattığı ürünün parasını alamayan çiftçiler bankaların kıskacına giriyor. Ektiği ürün kuraklık nedeniyle masrafını dahi kurtaramayacak hale gelince, bu kere icra takibatları, arkasından hapislik. Üretici çiftçinin hali bu.

Dünyanın en pahalı ülkesiyizDünyanın en pahalı benzin ve mazotunu kullanan bir ülkeyiz. İstihdam yetersiz. Üretim yok. Talep elastikiyeti olan bir ihraç ürünümüz yok. Durum böyle olunca da bütçemiz vergilere dayandırılmış durumda. Bu yolla para toplamanın en kolay yöntemi ise, çok tüketilen ürünlere vergi yüklemek. İşte bu yüzden dünyada en pahalı benzin ve mazotu kullanan, otomobil alımlarında en çok vergiyi veren, sigara ve alkollü maddelerde vergilerimizle rekor kıran bir ülkeyiz.Bu pahalılıkta tarlasını traktörle süremeyen veya sürdüremeyen çiftçiler, "Belki de gelecekte antika olur" diyerek samanlıklarının bir köşesine koydukları karasabanlarını çıkararak, fotoğrafta görülen Kars'ın Beyköyü'nde olduğu gibi üretime sokmaya başladılar. Karasabanlar çıkıp tarlaya girince ilginçtir, yıllardır iç talebe karşılık veremeyen Başak Traktör'ün ihracata başladığını öğrendik." (Mustafa Dolu,Akşam,7 Mayıs 08)
 
Aziz Karaca / diğer yazıları
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
Şampiyonluk yarışında önemli kayıp
Fenerbahçe son dakika penaltısı ile yıkıldı
Bahçeli’nin Mehmet Şimşek çıkışının şifreleri
Mesaj Erdoğan'a mı verildi?
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
Şampiyonluk yarışında önemli kayıp
Fenerbahçe son dakika penaltısı ile yıkıldı
Bahçeli’nin Mehmet Şimşek çıkışının şifreleri
Mesaj Erdoğan'a mı verildi?
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.