Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, gerek yaptığı konuşmalarla, gerekse sosyal medya paylaşımlarıyla vatandaşlarımızın gerçek sorunlarını mükemmel tespitlerle gündem etmeye devam ediyor.
Diğer siyasiler iktidarıyla muhalefetiyle kısırdöngü ve çözüm üretmeyen bir siyaset anlayışıyla vatandaşlarımızı meşgul etmeye devam ederken, BTP lideri Baş, millete hizmet odaklı bir siyaset nasıl yapılır bugün bunun en güzel örneğini sergiliyor.
Kavga yok, hakaret yok, kayıkçı kavgası yok, boş yok; milletimizin sorunlarına gerçek teşhis var, bu sorunlara en doğru çözümleri üretme var, iktidarıyla muhalefetiyle Türkiye siyasetine doğru bir yön verme var, gayret var, mücadele var, hizmet var, ülkemizin ve milletimizin dertleriyle her yönüyle dertlenme var.
BTP lideri Hüseyin Baş, son sosyal medya paylaşımlarında da ülkemizin ekonomik sorunlarına değindi.
Aktaracağımız ilk paylaşım, vergi rekortmenleri ile ilgili:
"Kurumlar vergisi rekortmenleri listesinde üst sıraları yine bankalar kapatmış. En çok kazananlar yine bankalar. Faiz lobisi diye diye ülkeyi faiz lobisine peşkeş çeken hükümete bir alkış istiyorum."
"Birileri hükümetin şefkatli kollarında vergi rekortmeni olurken öte yandan milyonlar, hükümetin tüm ekonomik darbelerine rağmen karnını doyurmaya, günü kurtarmaya çalışıyor. Adaletinizi seveyim sizin!"
Malum, vergi rekortmenleri listesi açıklandı ve üst sıralarda hep bankalar var.
AKP hükümetinin de muhafazakar tabana sürekli vurguladıkları şey, "Faiz lobileri şöyle, faiz lobileri böyle…" Bu tür dini duygulara hitap eden söylemlerle muhafazakar oyları alarak 22 yıldır iktidarda kalabilmeyi başardılar.
Halbuki, AKP iktidarı döneminde, söylemlerinin aksine en fazla gelir elde edenler de hep faiz lobileri oldu. Bu, politika faizini indirirken de böyle oldu, Mehmet Şimşek döneminde olduğu gibi faizi yükseltirken de…
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Temmuz 2024 dönemine ilişkin Aylık Bankacılık Sektörü Verileri'ne göre, bankacılık sektörünün 2023 yılının Ocak-Temmuz döneminde 293.4 milyar lira olan toplam net kârı bu yılın ilk yedi ayında 348.7 milyar liraya yükseldi.
Ayrıca Türkiye'deki bankalar, bireysel krediler ve kredi kartı borçlarından elde ettikleri faiz gelirlerinde büyük bir artış kaydetti. Yine BDDK verilerine göre, temmuz ayı itibarıyla bankaların toplam faiz geliri 2 trilyon 31 milyar 982 milyon TL'ye ulaştı, bu rakam geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 193,9 artış gösterdi. Bu gelirlerin 717 milyar 621 milyon TL'lik kısmı vatandaşların ödediği faizlerden oluştu.
Gördüğünüz gibi, AKP hükümetinin söylemi farklı, resmi verilere göre eylemi farklı, hatta tam tersi.
BTP liderinin ikinci paylaşımında ise gelir vergisi rekortmenleri ile ilgili bir tespit var. Devletin her türlü desteği ve imkanıyla stratejik sahalarda üretim yapılıyor ve üretilen mamullerin en büyük alıcısı yine devlet. Ve bunu yapanlar da vergi rekortmeni oluyor. Milyonlarca vatandaş ise, iş bulamıyor, çalışsa bile açlığa ve yoksulluğa mahkum kalıyor.
Bu tarz stratejik ürün üretimini millet yararına mutlaka devlet yapmalı ve elde edilen kâr da millet adına devlete kalmalı. Ama illaki bu konularda özel sektörü devreye koyacağız diyorsanız, o zaman yapmanız gereken birilerine sunduğunuz imkanların aynısını müteşebbis olan her vatandaşımıza da sunmanızdır.
Devleti tekelleştirmeyelim derken, bireyleri tekelleştirmek hiç de doğru değil.
BTP lideri Hüseyin Baş'ın diğer bir paylaşımı ise, IMF'nin son açıkladığı raporla alakalı. BTP liderinin paylaşımı şöyle:
"IMF'nin yeni yılda Türkiye'ye önerdiği asgari ücret 19 bin lira civarı. Hep söylüyorum adamlar bizi ucuz iş gücü yapmak istiyor ve bizimkiler buna razı!"
Malum, Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye'nin ekonomik görünümüne dair 4. Madde Gözden Geçirme Raporu'nu yayınladı. Raporda asgari ücret için sunduğu öneri şöyle: "Yeni yılda belirlenecek yeni ücretler için, mevcut enflasyon oranında değil, hedeflenen enflasyon oranında zam yapılmalı."
Peki, bu öneri ne anlama geliyor? Merkez Bankası, 2024 yıl sonu enflasyonunun yüzde 38-42 arasında gerçekleşeceğini öngörüyor. Ancak IMF'nin ücret artışları için baz alınmasını tavsiye ettiği oran bu değil, 2025 yılı sonu için tahmin edilen oran. Ve MB'nin 2025 sonu enflasyon tahmini ortalama yüzde 14.
Dolayısıyla IMF'nin önerdiği şekilde yüzde 14 zam yapılırsa 2025 yılı için asgari ücret 19 bin 382 lira olacak. Bugünkü açlık sınırından bile düşük.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda milyonlarca işçiyi temsil eden Türk-İş'in açlık sınırı 19 bin 271 lira, yoksulluk sınırı ise 62 bin 772 lira.
BTP liderinin sürekli vurguladığı gibi, adamlar Türk işçisini ucuz iş gücü yapmak istiyorlar. IMF'nin raporu da, hükümetin uygulamaları da bunun ispatı.
Gördüğünüz gibi hükümetin ekonomi uygulamalarından vatandaşlara bir fayda yok. O halde millet ayıkacak ve dünyada tek çözüm modeli olan Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nin ülkemizde uygulanması için BTP lideri Hüseyin Baş'a fırsat verecek. Yoksa çok daha büyük ekonomik sıkıntılar millet olarak bizleri bekliyor.
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025