Ölümcül depremler üst üste ülkemizi vurmaya devam ediyor.
İzmir depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı, yazımı yazdığım sıralarda 107 idi. Allah hepsine rahmet eylesin, yakınlarına da sabr-ı cemil nasip eylesin.
Milletimizin başı sağolsun.
Yaralı olan ve hala tedavisi devam eden vatandaşlarımıza da Allah'tan acil şifalar diliyorum.
Art niyetli birilerinin neler dediği önemli değil; inancımıza göre deprem, sel, yangın gibi doğal afetlerden vefat eden her Müslüman kardeşimiz şehittir.
Türkiye, doğusundan batısına kuzeyinden güneyine tamamen deprem bölgesi.
"Benim başıma gelmez" diye düşünme, deprem riski sıfır olarak gözüken Konya'da bile deprem oldu.
Deprem gerçeğini inkâr etmekle, depreme hazırlıksız yakalanmak arasında sonuçta bir fark yoktur.
Ülkemizde herkes büyük depremlerin olacağını bilir, zaten yaşıyoruz. Yine herkes deprem için önlemler alınması gerektiğini de bilir ve söyler ama bu tedbirleri alma konusunda hiç kimse üzerine bir mesuliyet almaz.
Herkes binaların sağlam olması gerektiğini vurgular, kentsel dönüşümün öneminden bahseder, savunur ama sonuçta ne binalar sağlam yapılır, ne de kentsel dönüşüm.
Herkes bir sonraki deprem nereyi vuracak diye bekler, deprem şiddetli ve ölümcül bir şekilde vurur, herkes feryat eder, birçok insanımız canından olur ama sonuçta yine aynı çözümsüzlük ve kısırdöngü devam eder.
Deprem konusunda adeta dejavu yaşıyoruz.
Ekonomiden sorumlu siyasilerimiz, kentsel dönüşümü vatandaştan bekler, vatandaş da devletten, kimse üzerine almaz, bu devran böyle gelir gider.
Yakın zamanda deprem yaşadığımız Marmara Bölgesi'nde, Elazığ'da, Malatya'da, Van'da, Manisa'da, İzmir'de ve yurdun dört bir yanında yüzbinlerce bina hasarlıdır. Yeniden sağlam bir şekilde inşa edilmeden asla içinde oturulmaması gerekmektedir. Ama milyonlarca vatandaşımız çaresizlik içinde bu, kendisine mezar olacak yapılar içinde oturmak durumundadır.
Dünyada birçok ülke bu meseleyi çözdü, bizler maalesef hala işin başındayız.
Hiçbir yol kat etmiyoruz.
ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi (USGS) dünyadaki depremlerle alakalı çalışmalar yapıyor ve veriler paylaşıyor.
Bu verilere göre; 2020 yılında dünyada 7 ve üzeri 9 adet deprem gerçekleşti.
Bu depremlerin tarih, yer ve büyüklük verileri şöyle:
22 Temmuz'da Alaska (ABD) 7,8; 28 Ocak'ta Jamaika 7,7; 19 Ekim'de Alaska (ABD) 7,6; 25 Mart'ta Rusya 7,5; 23 Haziran'da Meksika 7,4; 18 Haziran'da Yeni Zelanda 7,4; 30 Ekim'de İzmir (Türkiye) 7; 17 Temmuz'da Papua Yeni Gine 7; 13 Temmuz'da Rusya 7.
Ve asıl dikkat çekici nokta şu:
Bu 7 ve 7'den büyük depremlerde Türkiye dışında sadece Meksika'da 10 kişi, Papua Yeni Gine'de de 1 kişi hayatını kaybetmiş. İzmir depreminde ise 107 kişi.
Depreme hazır olanlarla, bir türlü hazır olamayan bizlerin arasındaki farkı görebiliyor musunuz?
7 ve altı depremleri de hesaba katarak hayatını kaybedenleri ifade edersek, dünyada depremlerden bu yıl toplam 195 kişi hayatını kaybetmiş, bu ölümlerin 158'i Türkiye'de gerçekleşmiş.
107 kişi İzmir depremi, 41 kişi Elazığ depremi, 1 kişi Bingöl depremi ve 9 kişi İran depremi.
Diyeceksiniz ki, İran depreminin bizimle ne alakası var?
İran depreminde İran'da 10 kişi hayatını kaybetti, Van'da ise 9 vatandaşımız.
Hazırlık konusunda bu kadar eksiğiz.
Vatandaşın geliri yok, kentsel dönüşüm yapamıyor, devletin de bütçesi yok, şu ana kadarki bütçe açığı 140 milyar TL'yi aşarak yıllık hedefi geçti.
Siyasilerimizin bir türlü vazgeçemediği borca dayalı kapitalist ekonomi anlayışı ve politikaları, depreme hazırlıklı olmayı asla mümkün kılmıyor ve kılmayacak da.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nin devleti ve vatandaşı güçlü yapacak formülleri devreye konulmadıkça bu kısırdöngüden kurtulmak asla mümkün değil.
Milli Ekonomi Modeli'yle bizi buluşturacak olan Bağımsız Türkiye Partisi'ni ve çözüm sahibi genç Liderini, Hüseyin Baş'ı baş tacı edelim, binalarımız mezarımız değil, sığınağımız olsun.
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025